Acısıyla tatlısıyla bir yılı daha geride bıraktık ve 20'li yıllara merhaba dedik. Ülkemiz , üzerinde bulunduğu coğrafyanın binlerce yıllık makus talihine uyum sağlarcasına 2019 yılını da ekonomik ve siyasi krizler ile geride bırakırken milletimizin hissesine de yine açlık , yokluk , hukuksuzluk ve gözyaşı düştü. 2019 da memleketin dört bir tarafından intihar , cinayet , her türlü insan ve hayvan hakları ihlalleri eksik olmadı. Özellikle kadınlarımıza yapılan canice davranışlar hem insani olarak hem de uluslararası arenada yüzümüzü kızarttı.

''Türkiye'yi Avrupa Birliği'ne sokacağız ve modern bir Avrupa devleti yaratacağız'' söylemiyle iktidara gelen AKP hükümeti özellikle dış politika ve ekonomideki bilinçsiz , programsız (belki de bilerek) politikaları nedeniyle ülkemiz Suriye'li sığınmacılar cennetine dönüştü. İktidar yetkililerinin gerek dış siyasetteki anlamsız restleşmeleri gerekse ülke içindeki yandaş kayırmacılığı vatandaşları ekonomik darboğaza sokmuş durumda. 2019 da da yandaş firmalara her türlü hibe ve kredileri vermekten geri durmayan , ekonominin her sektörüne küresel dev firmalar sokulmak suretiyle ülke içindeki küçük ve orta ölçekli hatta ulusal şirketlerin birbiri ardına iflas etmesine yol açan , vatandaşın kemerinde sıkacak delik bırakmayan AKP hükümeti ülkeyi Ortadoğu bataklığına sokarak ülke insanlarına adeta taş devrini yaşattı..

Son on yıl bu baskı altında geçerken İzmir ve İzmir'li hep direndi Demokrasinin kalesi olan İzmir'in güzel , çağdaş ve Atatürkçü insanları her türlü baskıya rağmen yapılan seçimlerde AKP hükümetine geçit vermedi. Yerel yönetim seçimlerinde merkezi iktidar tüm kaynakları kullanmasına , İzmir'i ekonomik anlamda cezalandırmasına rağmen ülkenin her köşesinde yerel yönetimleri elinde tutan AKP yine İzmir'i elde edemedi. İzmir Büyükşehir belediyesi elde edilemeyince ülkede yerel yönetimler anlamında tam bir hakimiyet sağlanamadı. İzmir'li seçmen İzmir'i elinde tutarak bir anlamda Anadolu'yu elinde tuttu ve Anadolu'nun siyasal islam elbisesi giymesine müsade etmemesinin öncülüğünü yaptı.

İşte böyle bir ortamda güzel İzmir'imizde seçimi Tunç Soyer kazanarak İzmir'imizi adeta tunç devrine atlattı. Seçim öncesi yapılan kirli siyasete , karalamalara rağmen Tunç Soyer kendinden emin vizyoner bakış açısı ve programı ile farklı bir başkan olacağım havası estirdi.

Soyer Akdeniz'in incisi olan İzmir'i tarihteki önemli konumuna yine oturtacağı , Antik çağda Miletos ne ise İzmir'i de o konuma getirmek hedefiyle Akdeniz'e kıyısı olan şehirler ile birlikte Akdeniz Birliği ruhunu oluşturmak için Barselona , Beyrut , İskenderiye , Marsilya , Selanik ve Venedik yerel yönetim başkanlarına davet mektubu gönderiyor , İzmir'de refahın arttırılması ve eşit paylaştırılmasına yönelik hedefi için öncelikle İzmir'in bir liman şehri olarak güçlenmesini bunun da Akdeniz'e kıyısı olan şehirlerle işbirliği yapmak ile mümkün olacağını ifade ediyordu.

Tunç Soyer, İzmir'i ülke içinde önemli kılmanın yeterli olmayacağını İzmir'i mutlaka bir dünya şehri yapmak için yoğun çaba sarfedeceğini söyleyerek Çin , Washington ve Brüksel'de İzmir ofisleri açacağını müjdeliyordu. Tunç Soyer bizzat gittiği Güney Afrika'dan yine bir müjde ile dönüyor. Güney Afrika'da yapılan Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler (UCLG) Kongresi'nde yapılan seçim sonucunda birliğin 2021 yılında düzenleyeceği Kültür zirvesine İzmir'in ev sahipliği yapacağını bu anlamda bütün kıstaslardan tam puan alan İzmir'in Rusya'nın Kazan ve Meksika'nın Merida kentlerini geride bıraktığını duyuruyordu.

Koltuğunda oturan statükocu bir başkan olmayacağını daha ilk günden hissettiren Tunç Soyer, gerek kentin tarihi kimliğine geri dönmesi , yerel üreticilerin desteklenmesi , kadın ve girişimci kooperatiflerinin güçlendirilmesi , üretici ile tüketici arasında köprüler kurması ve gerekse ulaşımdan kültür sanata , tarım ve sağlıklı gıda hamlesinden İzmir Buluşmalarına , muhtarlar ile bölgesel toplantılardan katı atıklardan elektrik üretme tesisine kadar yaptığı bir çok hizmette alkışı haketti.

EXPO 2025 ve 2030 ‘e başvuracağını açıklayan Tunç Soyer, ESHOT ve İZSU bünyesinde çalışan memurlara yaptığı % 72 'lik maaş zammı ile emekçilerden yana tavrını koymuş oldu. Öğrenci biletlerine yaptığı indirim ve kente gelen ilk üniversite öğrencilerini terminalde bizzat karşılaya Soyer, öğrenci babası olduğunu ve eğitime verdiği değeri de göstermiş oldu.

“Kültürpark'ı çok daha etkin kullanacağız “açıklamasıyla alan içerisindeki gereksiz gördüğü binaları yıkan Tunç Soyer Kültürpark alanında sayısız konser ve etkinlik yaptırarak İzmir'in festivaller ve fuarlar şehri olacağını göstermiş oldu. Kültürpark alanındaki hollerde gerçekleştirilen Lezzetli Kış Şöleni bünyesinde bulunan Hatay Gastrofest ve Hediyelik eşya -Altın pırlanta standları göz kamaştırmakla birlikte onbinlerce İzmir'linin akınına uğradı. Travel Turkey İzmir Fuarı ise turizm sektörü aktörlerinden tam puan aldı. “Konak Pier'den Kadifekale'ye Kültür ve Sanat yolu açacağız “fikri ile Buca Tınaztepe'ye kadar uzanacak metro çalışmaları hepimizi heyecanlandırdı.

“Aşkla İzmir başka İzmir” sloganı ile İzmir'imize adeta Tunç çağını yaşatan bisikletli başkanımızdan naçizane Ahmet Adnan Saygun Kültür Merkezi'nden daha büyük bir kültür merkezi ile merkezdeki tramvay hattını Kordon boyunca yeniden inşa etmesini dilemekteyim.

İzmir'de başlayan Tunç çağının İstanbul ve Ankara başta olmak üzere yurdun dört bir tarafında oluşan sinerjiyle birlikte yaşanacak Cumhuriyet Halk Partisi iktidarıyla ülkemizin altın çağına döneceği , yüzümüzü yeniden Atatürk'ün muasır medeniyet yönüne çevireceğimiz inancıyla hepimize mutlu bir 2020 yılı diliyorum.