ALTILI MASA uzlaşı sağladığı 84 maddeden ve 9 başlıktan oluşan 156 sayfalık yeni anayasa paketini Ankara’da düzenlediği toplantıda açıkladı. 

Açıklanan paketin temel özelliği; insan onurunu öncelemesi ve çoğulcu, katılımcı, çok sesli, özgürlükçü, demokratik, bireyi koruyucu, güçlendirilmiş parlamenter sistemi eksininde kapsayıcı “TOPLUMSAL MUTABAKAT METNİ” olmasıdır.

Bir başka anlatımla; ALTILI MASA, yeni anayasa paketini “TOPLUMSAL SÖZLEŞME” zeminine oturtuyor, toplumun ve bireylerin yanında kurumları da özgürleştiriyor. 

Bu arada; anayasa paketi, demokrasiye geçiş sürecinde bir “yol haritası” niteliğini taşıyor.

Öte yandan; anayasa paketi güçlendirilmiş parlamenter sistemde hükümetin kurulmasını kolaylaştırırken düşürülmesini zorlaştırmayı öngörüyor.

“YAPICI GÜVENSİZLİK OYU” diyebileceğimiz “gensoru” mekanizmasını işleterek TBMM’de hükümeti düşürmek için yerine gelecek Başbakanı da göstermek gerekecek.

Bu düzenleme; hükümet krizlerini, siyasi krizleri, istikrarsızlığı önlemeyi hedefliyor.

DÜZENLEMEDE NELER VAR?

Güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçilecek,

Seçim barajı yüzde 3’e indirilerek TBMM’in temsil gücü artırılacak, 
Laiklik maddesi korunacak,

Cumhurbaşkanı “sembolik” olacak, 7 yıl için 1 dönem seçilecek, 

Başbakanlık makamı güçlendirilmiş şekilde yeniden ihdas edilecek,

TBMM yetkilerine ve gücüne yeniden kavuşacak,

Basın ve ifade özgürlüğü güvenceye alınacak,

Yargı üzerindeki siyasi baskı son bulacak, Hakimler ve savcılar kurulu ayrı ayrı yeniden oluşturulacak, Adalet Bakanı ve Bakanlık Müsteşarı Hakimler Kurulu’nda yer almayacak,

Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) kapatılacak, yerine üniversitelerle koordinasyonu sağlamak üzere yeni bir kurul oluşturulacak, kayyum atanmasına son verilecek.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ALTILI MASANIN yeni anayasa paketini “ŞEKİLSİZ, OMURGASIZ, GERİYE DÖNMEK VE HALKA TEPEDEN BAKMAK” olarak değerlendiriyor.

Bu arada; sade yurttaş yeni anayasaya değil, ekmeğin kaç lira olacağına bakıyor.

Sokağın talebi; barınma ve beslenme krizinin son bulması, geçim derdinin ortadan kalkmasıdır. 

Öte yandan; ALTILI MASANIN “söylem birliği” yok, seçime hazır olup olmadığı sorusu cevap bulmuş değil.

Ayrıca; ALTILI MASANIN seçim kazanmayı değil, seçim sonrası anayasa değişikliğini öncelemesi seçmeni ikna etmez, oy tercihini değiştirmez.

Unutmayalım ki; sade yurttaş seçime siyaset bilimcilerin gözüyle değil, kendi geleceği açısından bakıyor. 

NÜFUSUN YÜZDE 32’Sİ SOSYAL YARDIMLARLA GEÇİNİYOR, 

11 MİLYON YURTTAŞIMIZ “GIDA YARDIMI” ALIYOR.

Gerçek olan şu ki; halkın ana gündemi ekonomidir.

Sermaye büyüyerek şişiyor, halk fakirleşiyor.

TUİK’in verilerine göre; ekonomi 9 çeyrekten sonra 2022’nin 3’üncü çeyreğinde yüzde 3.9 büyüdü, ekonomi 2’nci çeyrekte yüzde 7.6 büyümüştü.

Gelinen nokta, ekonominin daraldığını, sanayide çarkların yavaşladığını gösteriyor.

İnşaat sektöründeki daralma yüzde 14.1’dir. 

Bunun anlamı; konut ve kira krizi devam edecek.Bu arada; emeğin milli gelirden aldığı pay yüzde 26.3 geriledi. 

Emeğiyle geçinen kesim, her geçen gün biraz daha fakirleşiyor.

Nüfusun yüzde 32’si sosyal yardımlarla geçiniyor, 11 milyon yurttaşımız “gıda yardımı” alıyor.

TÜRK-İŞ, kasım ayı açlık sınırını 7 bin 785, yoksulluk sınırını da 25 bin 365 TL olarak açıkladı.

Öte yandan; ithalat patladı, ihracat sınırlı kaldı.

TUİK’in verilerine göre; dış ticaret açığındaki artış yüzde 422’ye ulaştı. Ocak-Ekim 2022’de oluşan dış ticaret açığı 1 milyar 509 milyon dolardan 7 milyar 874 milyon dolara ulaştı. 

Öte yandan; Ticaret Bakanlığı’nın verilerine göre kasım ayı dış ticaret açığı yüzde 61 artışla 8.8 milyar dolar oldu.

Türkiye’nin 11 aylık dış ticaret açığı da 99.8 milyar dolara yükseldi.

Oysa; “Yeni Ekonomi modeli”nde ihracatın artışı temel politika olarak belirlenmişti.

Bu arada; Merkez Bankası politika faizini “tek hane”ye yüzde 9’a indirdi, buna karşılık bankaların kredi faizi yüzde 40 düzeyinde.

BDDK; bankacılık sektörünün yıllık karının yüzde 443.9 olduğunu açıkladı.

Sonuç olarak: Vatandaş geçim derdinde, ekonomi dikiş tutmazken ALTILI MASANIN anayasa paketi sokakta karşılık bulur mu? Ne dersiniz?