Geçen yıl nisan ayına göre, aradan bir yıl geçmesine rağmen vaka ve vefat sayılarında azalma beklenirken aksine vaka sayılarında 12-15 kat daha fazla vaka görülmeye başlandı. Yani geçen yıl nisan ayında vaka sayısı 4.600 civarında iken Nisan 2021’de 60 bin sayısını geçti. Oysa aradan bir yıl geçmiş, aşılama başlamış ve yaklaşık 10 milyon aşılama yapılmış, haftalardır hafta sonu ve hafta içi akşamları sokağa çıkma yasakları devam ederken, bayramlarda da bezer uygulama yaşanırken vaka sayısının geçen yılın çok altında olması yerine kat be kat vaka sayısı ile karşı karşıyayız. Hatta bu yıl aralık sonu ocak başında bile vaka sayısı 12 binlerde idi. Ne oldu da ocaktan bugüne vaka sayısı 5 kat arttı. Neden?

Hatırlayalım ocak ayında başlayan sıkılaştırılmış AKP kongre takvimine göre mart ayı ortalarına kadar kendi yayınladıkları genelgelere aykırı olarak sosyal mesafeden uzak “Lebalep” dolu salonlarda düzenlenen kongreler, vaka sayısını tetikleyen ilk işaretler oldu. İktidarın yayınladığı haritalarda kıpkırmızı kesilen Karadeniz illeri AKP kongreleri sonrası depreşti. Vaka sayısını zirve yaptıran kanun/genelge/kararname tanımayan en son, önce 18 Mart’ta MHP kurultayı ve 24 Mart’ta yapılan AKP büyük kongresi ve kongrede sergilenen tıklım tıklım görüntülerdir. Sağlık Bakanlığının günlük vaka sayısı tablolarından açıklayacak olursak AKP büyük kongresi öncesi vaka sayısı 20 bin civarında iken kongre sonrası 15-20 gün içerisinde üç katından daha da fazla artarak 62 binlere çıktı. Kongreye Türkiye’nin dört bir yanından, en küçük ilçesinden delegesi ile izleyicisi ile Ankara’ya gelen Ankara’ya virüs taşıyanlar bu virüsü birbirlerine bulaştırıp kongre sonrası kendi şehirlerine ve çevrelerine taşıdılar. O görüntüleri daha dün gibi hepimiz hatırlıyoruz. AKP’nin ve iktidarın bu sorumsuz ve mevzuat tanımaz, dinlemez davranışlarının faturasını, hiçbir suçu olmayan güzel ülkemin kıymetli vatandaşları, esnafı, çiftçisi, işçisi ödüyor. Bu sorumsuzluk bizi bu 19 günlük kapanmaya kadar getirdi.

Bildiğiniz üzere; 29 Nisan Perşembe günü saat 19.00’dan 17 Mayıs Pazartesi günü saat 05.00’e kadar İçişleri Bakanlığı genelgesi ile muafiyet tanınanlar hariç sokağa çıkma yasağı getirildi. İkamet ettiği evinden yürüme mesafesindeki fırın, manav, bakkal ve markete gidip gelmek serbest. Bunun haricinde site içinde bile bahçeye çıkmak yasaklandı. Kısaca, siz açık havada sitenizin bahçesine çıkamazken AKP kongrelerinde kapalı alanda insanlar lebalep görüntüler verdi. AKP ve iktidar salgının sorumluluğunu 84 milyonun sırtına yükledi. Günlük vaka sayıları 60 binin üzerine tırmanınca ‘kapanma’ görünümlü ‘tam kapanma’ kararı alındı. İngiliz kralı cenazesi bile 25-30 kişi ile yapılırken, vatandaşın cenazesi 8-10 kişi ile uğurlanırken, kendi tebliğ ve genelgelerine rağmen dini nüfuzlu kişilerin cenazelerine katılan başta Süleyman Soylu, Sağlık Bakanı…vs olmak üzere koydukları kurallara ve yasaklara kendileri uymadılar.

Gelelim kapanmaya ve ekonomi boyutuna; doğan görünümlü şahin gibi… tam görünümlü kısmı kapanmada hemen hemen 3 hafta boyunca vatandaşa herhangi bir maddi destek verilmeyecek. Kuaför, berber, simitçi, terzi, temizlikçi, amele… vs. tezgâhını açmadığı ya da çalışma yapmadığı her gün için bir kuruş geliri olmayan milyonlarca insanın geçimini nasıl temin edeceğine dair herhangi bir destek ve açıklama yoktur. Oysa kapanmayı açıkladığı anda aynı karar içerisinde ekonomik destek paketi de açıklanması gerekirdi. Kefen parası bile ortada kalmadı, kasamız tam takır, ‘128’ hala netleşmedi ve 4-5 farklı açıklama geldi. İktidar vatandaşına ne haliniz varsa görün dedi. Kapanma gündeme gelmeden çok önce 31 Mart’ta biten ve verilmeyen kısa çalışma ödeneği 3 ay daha uzatıldı. Başka da destek yok.

Dünyada kapanma yaşanan ekonomilerde açıklanan destek paketlerinin makro değerlendirmesi ve kapanma derslerine gelince, destek paketlerinin gayri safi milli hasılası içindeki payı incelendiğinde, IMF raporlarına göre başı %19,1 ile Yeni Zellanda, %16.7 ile ABD ve %16,1 ile İngiltere çekmektedir. Bu yüzden geçtiğimiz hafta Yeni Zelanda’da 50 bin kişilik maskesiz ve mesafesiz konser düzenledi. Devam edelim, bizimle aynı nüfusa sahip Almanya %11,5 ve bizimle benzer krizlere ve ekonomiye sahip olan sürekli kıyaslanan Brezilya’da ise bu oran %8,3 tür. Türkiye’de ise bu oran % 1.1, Yeni Zelanda’nın yirmide biri. Bu oranla ülkemiz Nepal ve Arnavutluk’un gerisinde kaldı.

Rakamlarla basitçe anlatacak olursak, ABD’de geçen yıl 1.200 +600 dolar, 2021’de 1.400 dolar olmak üzere toplam 3.200 dolar banka vatandaşlarının hesaplarına yatırıldı. 75 bin dolardan daha az gelire sahip 4 kişilik bir aileye son bir yılda 12.800 dolar (106 Bin Lira) hibe olarak verdi. Başkan Joe Biden 14 Mart’ta onayladığı 1,9 triyon dolarlık paketle yetinmedi, 1,8 trilyon dolarlık yeni bir paketi kongreye sundu. Zenginlerden alınacak vergilerle finanse edilecek paketin tamamı ailelerin desteklenmesi için kullanılacak.

Bizimle aynı nüfusa sahip, her durumda bizi kıskanan dedikleri Almanya bugüne kadar zorda kalan şirket ve şahıslara 1,2 trilyon Euro (11 Trilyon Lira) destek sağladı. Serbest meslek erbabına, sanatçılara, müzisyenlere 10 milyar euro destek sağlandı. 10 ve üzeri çalışanı olan işletmelere 3×15 bin =45 bin euro hibe edilmişti. 249’dan fazla çalışanı olan işletmelere toplam 100 milyar euro sermaye takviyesi yapıldı. Kısa çalışma ödeneği 2020 yılı mart ayından beri devam ediyor ve 2021 yılı sonuna kadar uzatıldı. 7 milyondan fazla çalışanın net maaşının yüzde 90’a yakını Alman devleti tarafından ödeniyor. Diğer işletmeler ve işletme çalışanlarına, kültür faaliyetlerine kadar yapılan hibeleri ve birçoğunu burada yazmadım.