Suriye’de Türk ve Rus askerlerinin birlikte devriyeye çıkmasıyla sular şimdilik durulmuş gözüküyor, ancak gerçekten ortalık sakin mi?

Amerika’ya şakadan da olsa heeyt diyorduk ama Rusya ile o üslupta konuşmak mümkün mü? Bir uçaklarını düşürdük, ekonomimizi dara soktular. Faturayı Fetö terör örgütüne kesmek yetmedi, S400’leri de muhtemelen almak durumunda kaldık.

Dış politika ince bir siyaset, ipteki cambaz gibi, yanlış yaparsan düşersin.

Ama bir başka cambaz daha olabilirsin; Topkapılı Cambaz Mehmet gibi bir ulusun kurtuluş savaşında kahraman olabilirsin.

Türkiye Suriye’de Amerika ve Rusya arasında gidip geldi.

Türkiye'de üç yıl süreyle ABD Büyükelçiliği görevi yaptıktan sonra, 2014 yılının Temmuz ayında emekli olan Francis Ricciardone iki ay sonra Eylül ayında “Türkiye'ye Suriye'deki bazı muhalif gruplara "yardım edilmemesi gerektiğini" söylediklerini ancak bu uyarıya rağmen Türk hükümetinin söz konusu örgütlerle "birlikte çalıştığını" anlatıyor.

ABD'de düşünce kuruluşu World Affairs Council'in Orange County'deki yıllık toplantısına katılan Ricciardone, "ABD'nin Ortadoğu Stratejisi ve Türkiye" konulu konferansta ayrıca  "Libya, Suriye ve Yemen'de olduğu gibi, Ortadoğu'nun büyük bölümünde halkları tarafından meşru görülmeyen devletler birer birer parçalanıyor. Suriye'de devlet kendi halkını bombalıyor. Bölgede giderek yayılan ve her geçen gün daha da karmaşık hale gelen ciddi bir kriz var. Bu krizin Ortadoğu'da yarattığı terör ve güvenlik tehdidi dikkate alındığında mesele ABD'yi de yakından ilgilendiriyor" diyor ve ekliyor:

Türkiye'nin bölgede Osmanlı Devleti'ne dayanan tarihi ve kültürel bir ağırlığı var. Bölgedeki krizi ciddiye alıyorsak, ABD olarak Türkiye'yle birlikte çalışmaktan başka seçeneğimiz yok. Aynı şekilde Türkiye için de durumun böyle olduğunu düşünüyorum.

Ne kadar çok farklı anlamlar var bu değerlendirme konuşmasında.

Öncelikle dikkatimi çeken ifade, halkları tarafından meşru görülmeyen devletler… Bu ne demek, bunu nasıl ölçüyoruz? Tabii ki onlara göre, bunu ölçme yetkisi sadece ABD’de. Onlar karar veriyor, diğerleri uyguluyor. İstedikleri ülkede yönetimi değiştirmeye çalıştıkları gibi, ülkeyi de parçalıyorlar.

Orta Doğudaki güvenlik ABD’yi neden ilgilendirsin? Petrol için derseniz evet, bölgedeki tüm ülkelere silah satmak için de evet. Bir de ABD iç siyaseti için tabii.

Bir yorum da, Orta Doğu ABD için olduğu kadar Türkiye için de önemli,. Türkiye bizimle çalışmalı diyor. Bu bir istek mi, tavsiye mi, uyarı mı?  Bunun ne olduğunu devam eden yıllarda gördük, en son da 2019’da Trump’ın tarihi küstah mektubunda yaşadık.

Ricciardone’den sonra göreve gelip bir yıl kalıp istifa eden Eric Edelman ise,  Politico dergisinde Jake Sullivan ile birlikte bir makale kaleme alıyor. Beyaz Saray yönetiminin Türkiye'ye daha sert bir tutum takınması gerektiğini yazan ikili, "Şiddet ve isyanla boğuşan bir müttefik, ABD'nin ihtiyaç duyduğu laik, demokratik bir Türkiye'nin çalkantılı Orta Doğu'da üstlenmesi gereken rolü üstlenemeyecektir.” diyor. ABD’nin desteğinin çekileceği, azaltılacağı konuları sıralıyor ve devam ediyorlar; "Türk liderlerin fikrini değiştirmek son derece zor olacaktır. Ama başarısız bir Suriye politikasından ve Erdoğan'ın mutlak siyasi güç inadından kaynaklanan bir girdaba sürüklenmemesi için Türkiye'ye baskı uygulamak gerekmektedir."

Türkiye’ye baskı uygulandı mı? Tabii ki evet… Suriye’de birisini general ilan edip, bununla konuşun demediler mi?  Acaba kişisel servet de gündemde miydi?

Sonuçta Orta Doğu’da fiili olarak onlar da var Rusya da…

Kim iç siyasette sıkışırsa, Suriye’yi ısıtır…