Su, yeryüzündeki tüm canlılar için vazgeçilmezdir. Güncelliğini hiç yitirmeyecek olan “Su sorunu” tüm canlılar için her geçen gün daha ciddi bir tehdit oluşturmaya devam ediyor. Hayati öneme sahip olan su kaynaklarının insanlar ve tüm canlılar için önemini, gerçek bir hayat hikayesinden -model ve aktivist Georgie Badiel’in hayatından- esinlenerek kaleme almış olan Susan Verde’nin “Su Prensesi” hem çocuklara hem de yetişkinlere hitap eden bir çocuk kitabı olma özelliği taşıyor. Nar Çocuk’tan çıkmış olan kitabın çevirisi Abdülkerim Enes Esen’e ait. Kitabın etkileyici ve bir o kadar da nitelikli olan çizimleri ise “Nokta”, “Mış gibi” tanınmış kitapların yazarı Peter H. Reynolds’a ait.

Sıcak, kurak toprakları ve geniş gökyüzü altında yaşayan Prenses Li Li’nin yaşadığı yer güzelliklerle doludur. Lakin bu güzelliklerle dolu olan küçük Afrika köyünde temiz içme suyu kıtlığı yaşanmaktadır. Elinden geleni yapmasına rağmen Li Li, suyu daha temiz yapamaz ve daha yakına getiremez. Her gün, her sabah su kuyusuna ulaşabilmek için çok erken saatlerde Li Li ve halkı yollara düşerler. Tüm emekleri, çabaları suya ulaşmaktır. Ulaştıkları su ise temiz bile değildir. Yorgunlukla eve döndüklerinde ise o topladıkları suyu kaynatmaları gerekmektedir. Su o kadar kirlidir ki içilemez öyle hemen. İşte böylesine zorlu bir hayat yaşamaktadır Prenses Li Li ve krallığı. Tüm bu olumsuzlukların içinde her akşam eve döndüğünde hayaller kurar prenses; kendi köyünün de bir gün dupduru ve temiz suya kavuşmasının hayali.

Suyun olmadığı bir hayat hayal edin. Susadığımızda suyu doldurabileceğiniz bir musluğun olmadığı, rahatlıkla duşa giremediğiniz bir hayat. Suya ulaşmak için hem de içilmeyecek kadar kötü bir suya ulaşmak için güneşten bile erken uyandığınız ve günü suya ulaşmak ve eve getirmek için çabaladığınız bir hayat ne kadar da güç olurdu değil mi? Hatta çocukların okula gidemediği çünkü tüm günlerini suya ulaşmak için harcadıkları çetrefilli bir yaşam.

Dünya nüfusunun dörtte biri aşırı derecede susuzluk çekiyor, birçok ülkede çeşme suyunun dahi verilemeyecek boyutlara ulaştığı bir gerçeklikle karşı karşıyayız. Günümüzde su kaynakları üzerindeki baskılar, kentsel kullanım, sulama, enerji ve üretim faaliyetleriyle ilişkilendiriliyor. Dünyada yaklaşık 700 milyon insan 43 farklı ülkede su kıtlığı çekiyor. Bugün doğal kaynakların ve özellikle su kaynaklarının kısıtlı olması 21. Yüzyılda karşımıza çıkan başlıca zorluktur. Su kaynaklarının kısıtlı olması veya aşırı kullanımı sadece su sorunu ile mücadele edenleri değil herkesi ilgilendirir hale gelmiştir.

Güncelliğini hep koruyan ve karşımıza çıkan “Su sorununu” böyle bir hikaye üzerinden çocuklarla konuşabiliriz. Çocukların bu problem hakkında bilgi edinmelerini, sorular sormalarını, sorgulamalarını, bu problem üzerine düşünmelerini, farkındalık oluşturmalarını sağlayabiliriz. Yalnızca çocuklar değil biz yetişkinler de bu sorun üzerine düşünüp bireysel olarak neler yapabileceğimiz hakkında çocuklarla birlikte konuşabiliriz. Üzerine konuşulabilecek, sorular sorulabilecek nitelikli çocuk kitaplarıyla hem biz yetişkinler hem de çocuklar buluşmalı.