1910'ların başında bölgede yaşayan Rumların takımı olan Panionios o zamanlar maçlarını bu emektar stadyumda oynadı. Rumların Kurtuluş Savaşı'ndan sonra bölgeyi terk etmek durumunda kalmasıyla İzmir Valiliği'ne kalan bu futbol sahası, 1929 yılında kapalı ve açık tribünlerin inşa edilmesiyle Alsancak Stadı adıyla tam anlamda bir futbol stadına dönüştürüldü. 1971 yılında Mimar Harbi Hotan tarafından stada son şekli verilerek yenileme çalışması yapıldı.

1959 yılında kurulan Türkiye Futbol 1. Ligi'nde Altay, Göztepe, Karşıyaka, Altınordu ve İzmirspor olmak üzere beş İzmir takımı bulunuyordu. Altay Alsancak Stadı o yıllardan süregelerek yarım asırdır Türkiye liglerindeki İzmir takımlarına ev sahipliği yaptı. Bu stadyumda Olympique de Marseille, AS Roma, Benfica, TSV 1860 München, Cardiff City gibi o dönemin Avrupa devleri ağırlandı, İstanbul'un üç büyükleri pek çok kez İzmir takımları tarafından mağlup edildi. 6 Ağustos 2014 tarihinde yapılan depreme dayanıklılık testinde, sonucun stadın can güvenliği bakımından riskli çıkması dolayısıyla 20 Ağustos 2014 tarihinde alınan kararla bu ansiklopedi stadyum kapatıldı. Temmuz 2015 yılında ise yıkım çalışmalarına başlandı. Bir süre devam eden yerine stadyum değil Avm yapılması tartışmalarına 2013 yılında yaşanan Gezi Olayları ruhuyla karşı çıkıldı ve hükümete geri adım attırıldı.

İşte aslında en sıkıntılı süreç o noktadan sonra başladı. Eğer Avm yapılacak olsaydı 6 ayda inşaatı bitirecek olan Saray hükümeti, 6 yılda 15 bin kişilik stadyumu bitirmeyi başaramadı. Bitiremedikleri gibi aynı zamanda kamuoyunu bilgilendirecek gerçekçi açıklamaları da hiç bir zaman yapmayı beceremediler. 18 yıldır ellerine geçen her fırsatta İzmir’e kestikleri ceza faturalarına bir yenisini daha eklediler. Tabi bunlar yaşanırken şehrin sözde kanaat önderleri her şeye seyirci kalmaya devam ettiler. Aslına bakarsak İzmir’in düşmana ihtiyacı hiçbir zaman olmamış. Şehrin kendi dinamiklerinde yer alanlar her zaman, her fırsatta, her ihtiyaç dahlinde zaten sırtlarını çevirmişler ve hiç oralı olmamışlar. Cemiyet hayatının önde gelen isimlerinin son on yılda bu şehirde kaç tane dikili ağacı olduğunu çok merak ediyorum.

Bugünlerde yıllar boyunca tüm İzmir takımlarına hizmet etmiş olan bu emektar stadyum için kulüplerin birbiriyle aralarının açıldığını ve gerginliklerin çıktığına tanıklık ediyoruz. Ülkenin her parçasını kutuplaştırarak kaostan beslenen Akp hükümeti bugün bu yaklaşımını asırlık kulüplerin camialarının içerisine de sokmuş durumda. 2013 yılından bugüne tam 20 tane ultra modern stadyumu Türkiye’nin dört bir yanına yapan hükümet İzmir’de 15 bin kişilik bir stadı bitirmekte neden bu kadar zorlandı merak konusu. Israrla sahip olduğu değerlere bağlı kalan İzmirlilerin, her yerel seçimde ampül partisine sandıkta yaşattıkları, belli ki bazılarını çok rahatsız ediyor.

Uzun lafın kısası, ne bu şehrin sporseverlerini, ne de cumhuriyetten önce kurulmuş kulüplerini daha fazla mağdur etmeye hakkınız yok. Cumhuriyet Halk Partisi göreve gelip her şeyi yoluna koyana kadar, en azından kalan görev sürecinizi tamamlarken biraz olsun doğru olanı yapmaya gayret edin.