MUZAFFER AYHAN KARA - Tuna, Süper Lig’deki ilk deneyiminde, Göztepe yönetiminin ilk sezonda “kümede kalmak” hedefinin çok ötesinde bir performansla takımını ilk yarı sonunda altıncı sıraya getirdi. Üstelik önündeki iki takımla, Beşiktaş ve Kayserispor’la aynı puanda. Üç takımın da 30 puanı var. Tuna’nın Göztepe’si liderin de sadece 6 puan gerisinde. Ligin 30 golle en çok gol atan dördüncü takımı. İlk yarıda Trabzonspor ve Bursaspor gibi takımların puan olarak Göztepe’nin altında kaldığını da not edelim.

Özetle Göztepe şimdiden kümede kalıp kalmama sorununu geride bıraktı diyebiliriz. Göztepe’nin sorunu bu saatten sonra muhteşem taraftarının beklentisini karşılayacak “Avrupa hedefi” doğrultusunda ilerleyebilmek ve devre arasında buna yönelik revizyonları yapabilmek.

BİR TAKIMIN BAŞARISINDAKİ ETKENLER VE TEKNİK DİREKTÖRÜN KATKISI

Bir teknik direktörün takıma katkısı sınırlıdır. Takımın başarısında kadro kalitesi ve çeşitliliği-zenginliği, kulübün mali ve moral atmosferinin yanında yönetim anlayışı ile teknik direktörün vizyonu ve performansı ve taraftarın tutumu belirleyici etkenlerdir. Bu bağlamda Göztepe’yi ilk yarı sonunda değerlendirelim.

Kadro: Göztepe Süper Lig’deki ilk sezonuna yeni bir teknik adam ve yepyeni bir kadroyla başladı. PTT 1. Lig’de forma giyen Jahoviç, Tayfur, Halil, Segbefia, Tanju, Leo gibi bir elin parmakları kadar futbolcunun yanına farklı ülkelerden ve bir arada daha önce oynamamış yabancı futbolcular geldi. Gelen yabancı oyunculardan Castro ve Scarione daha önce Kasımpaşa’da beraber oynamıştı. Ghilas’ın da Gaziantepspor’la Süper Lig deneyimi vardı. Onlara Ömer, Doğanay, Muhammed gibi birkaç da yerli isim eklendi. Sonuçta, Tuna sıfırdan bir takım kurmakla karşı karşıyaydı. Yönetimin becerisi, nokta transferler yapmasıydı. Tuna da bu nokta transferleri iyi antrene ederek kısa zamanda hazırlık devresinde “takım” kurabilmeyi, iskeletini oluşturabilmeyi başardı. İlk etapta denemeleri oldu. Forvette Jahoviç’i kanada çekip merkeze Ghilas’ı almak gibi… Giderek ilk beş maç sonunda ideal on birini buldu. Jahoviç’in merkezdeki yerinde karar kıldı. Nitekim bu oyuncu şu anda Gomis ve Burak’la birlikte 14 golle gol kralığına ortak. Göztepe’de kadrodaki hemen her futbolcu bekleneni verebildi. İki istisna dışında… Gouffran ve Scarione kalitelerini ilk yarıda yansıtamayan oyunculardı. Beto, Kadu, Castro, Jahoviç takımı sırtlayan isimler oldu. Kaptan Selçuk da yaşına karşın takıma azami katkısı olan isimler arasındaydı, sınırlarını zorladı ve iki de kafa golüne imza attı. Sabri de ilk haftalardaki yüksek performansıyla takıma katkıda bulundu. Göztepe kadrosunun bir zaafı da ligin en yaşlı on biriyle sahada olmasıydı. SonuçtaTamer Tuna’nın eli ligi bir maraton olarak düşündüğünüzde kadro açısından zengin değildi. İşin doğasında sakatlığı var, cezası var… Maçın gidişatına göre kulübede sonucu değiştirecek veya koruyacak kaliteli oyuncu gereksinimi var… Göztepe’de ilk yarıda sakatlık ve ceza durumlarında kadro sıkıntısı yaşandığı oldu. Tuna’nın elindeki sınırlı kadroyla ilk yarıda takımı getirdiği yer un-yağ-şeker tam olmasa da helva yapabildiğini gösteriyor. “Yerim dar” diyen gelin olmadığını ortaya koyuyor.

Kulüp Yönetimi: Göztepe’nin başarısında Başkan Mehmet Sepil ve 2. Başkan Talat Papatya ile ekip arkadaşlarının çok iyi yönetiminin katkısı belirleyici… Her şey yerli yerinde… Mali tablo çok iyi… Teknik ekip ve futbolcuların ödemelerinin aksadığını hiç işitmedik. Kulüp yönetimi takımın başarısı için her türlü alt yapıyı, olanağı sağlıyor. Moral atmosfere katkıda bulunuyor ve takımın başarısı için her türlü alt yapıyı, olanağı sağlıyor. Göztepe’de yöneticiler, kulüp çalışanları; teknik ekip ve futbolcular kendisini değerli hissediyor. Kısaca Göztepe yönetimi takımın başarısına azami katkı sundu ilk yarıda.

Taraftar: Göztepe taraftarı gerek kendi stadında ve deplasmanlarda, gerekse kentte ve sosyal medyada çok aktif, çok organize ve Süper Lig’in havasını değiştiren bir taraftar. Tam bir “on ikinci adam”. Bir kere en büyük farkları, “seyirci” değil “taraftar” olmaları. İyi günde, kötü günde takımlarıyla beraberler. Bornova Stadı’nda olsun, deplasmanlarda olsun kreatif nitelikteki etkinlikleri, marşları, kendine özgü tezahüratlarıyla bambaşka bir camiadan söz etmek mümkün. Son GS maçında bile 2600 kişilik tribünü hıncahınç doldurup kendisini bayağı hissettirdiler. Taraftarlar arasında dominant unsur “Yalı”.  Karataş’tan Üçkuyular’a kadar yalıyı gerektiğinde iki yüz bine yaklaşan kitleyle doldurabilen Yalı rahatlıkla diyebilirim ki en az çArşı’nın marka değeri kadar var. “Türkiye’de ilk iki Yalı ve çArşı” demek abesle iştigal olmaz. Zaten Göztepe’nin hesabı Anadolu kulüpleriyle değil, “İstanbul Dükalığı” ile! Taraftar da aynı havada haliyle... Göztepe’nin marka değeri açısından bakıldığında da taraftarı önemli bir etkendir.

Teknik Direktör: Yazının ilerleyen bölümlerinde Tamer Tuna bahsine ayrıntılı devam edeceğim. Şimdilik şu kadarını belirteyim. Bir teknik direktörün takıma-maça katkısı yüzde 15-20’dir. Gerisi diğer etkenlere ve oyuncuların teknik direktörün istediklerini sahada yansıtmasına kalmıştır. Bu bağlamda, Tamer Tuna ilk yarıdaki performansıyla ve vizyonuyla takıma-maçlara azami katkıda bulunmuştur. Yönetim ve taraftar etkenleri de üst düzeyde olunca kadro eksiklerine karşın Göztepe hedefini yüzde 50 geçmiştir. Bunda Tuna’nın katkısı tamdır. Süper Lig’deki ilk deneyiminde bu performansı yakalaması ayrı bir başarı öyküsüdür. Kariyeri için çok iyi bir başlangıç da yapmış olmaktadır. İlk haftalardaki denemeleri çabuk tamamlamış, ideal on birini kurmuş, oyuncu alternatiflerini belirlemiş ve sakatlıklarda, cezalarda eli dar olmasına karşın pozitif yaklaşımıyla elinden gelenin azamisini yapmaya çalışmıştır. Göztepe sınırlı oyuncularına karşın ligin en çok gol atan dördüncü takımıdır. Çok iyi bir kaleciye karşın çok gol yemesine karşı sanırım Tamer Hoca ilk yarı arasını değerlendirerek önlemler alacaktır. Bu konu çok gündeme gelince ilk yarının son üçte birinde gelişme kaydetti ama son iki haftada defansta yeniden sıkıntı oluştu. 18 yayında yerinde etten duvar örmek, birebirde markaj, birinci bölgede ve ikinci bölgede de defans anlayışı, total defans gibi çalışmalarla Tamer Hoca Göztepe’yi daha az gol yiyen bir kıvama getirecektir.

TAMER TUNA KİMDİR?

Tamer Tuna, 1 Temmuz 1976 Ardahan-Hanak doğumlu. 41 yaşında Süper Lig’de görev almak şansına sahip oldu ve bu şansı çok iyi kullandı. 5 Ekim 2010’da 34 yaşındayken noktaladığı profesyonel futbol kariyerindeki son takımı Çanakkale Dardanespor’da antrenör ve teknik direktör olarak başlayan kariyerini Sergen Yalçın’ın yardımcısı olarak 2013-2014 ve 2014-2015 sezonunda Gaziantepspor ve Sivasspor’da devam ettirdi. UEFA-ProLisans’a sahip.  

Tamer Tuna futbolcu olarak ise ilk önce 17 yaşında 1994’te GS altyapısında kendisinden söz ettirdi, U-21’de oynadı. Sonra sırasıyla Petrolofisi, yeniden GS, Denizlispor, Çanakkale Dardanelspor, Trabzonspor, BJK, Bursaspor, Samsunspor, Grozny, yeniden Samsunspor, Şekerspor, Gaziantepspor, İstanbulspor ve yeniden Çanakkele Dardanelspor’da futbol oynadı. 17 yıllık profesyonel futbol kariyerinde 12 ayrı takımın formasını giydi. Orta sahada oynadı.

Tamer Hoca’yı bugünlere getiren süreç ise 2015-2016 ve 2016-2017’da iki sezon BJK’da Şenol Güneş’in yardımcılığıyla yaşandı. BJK bu iki sezonda şampiyon oldu. Avrupa’da ses getirdi. Birlikte 102 maça çıktılar. Hatta bu sezon BJK’nın ligdeki performans düşüşünün  Tamer Hoca ile ilişkisi bile kuruldu. Kimlerine göre Tamer Tuna, BJK’nın projesiydi. Şenol Güneş sonrasında takımın başına getirilecekti. Ancak Tuna, bu projeye karşın kendi kanatlarıyla uçmak istedi. 12 Haziran 2017’de ayrıldığı BJK’dan Tuna’ya teşekkür edildi ve bundan sonraki kariyerinde baaşrı dileğinde bulunuldu:

"Beşiktaş'ımızda hem futbolcu olarak formasını terlettiği hem de son 2 yıldır yardımcı antrenör olarak görev yaptığı dönemde şampiyonluklarda birlikte yol aldığımız Tamer Tuna, profesyonel kariyerine yeni bir adım atmak üzere görevinden ayrılmıştır."

Tuna, böylece 22 Haziran 2017’de imzaladığı sözleşmeyle Göztepe’nin başına geldi. Bu geçiş yumuşak bir inişle oldu. Kimse kimseyi üzmedi. Belki de ilerideki obsiyonlar dikkate alındı.

BİZZAT TANIDIĞIM TAMER HOCA

Tamer Tuna’nın kişisel özellikleri arasında ilk olarak “sakin güç” oluşunu not etmeliyim. Çok da “beyefendi”. Çalışkan ve “sopasız otoriter” öğretmen havasında… Eleştirilerden yararlanıyor ve böylelikle de hep üzerine koyuyor. Kendisini geliştiriyor. Selektif yapısı avantaj oluşturuyor. Bir meziyeti daha var ki bütün teknik direktörlerin örnek alması gerekir; ilk yarı boyunca hakemlerle ilgili tek kelime etmedi, hiç eleştiri getirmedi. Bir teknik adam olarak futbolun içinde hakemlerin de bir aktör olduğunun farkında, onların da hata yapabileceğinin ve yıpratılmaması gerektiğinin ayırdında.

EKŞİ SÖZLÜKTEKİ TUNA

-Ümitlerimizi boşa çıkarmamış teknik adam. Kişisel olarak beklediğim çıkış geldi, helal olsun! Her şey iyi giderken nasıl destekleniyorsa, işler kötü giderse de desteklenmeli. Adam elindeki kadroyla en iyisini yapmakta… Umarım devre arasına kadar çıkış devam eder, devre arası bir iki iyi transfer ve sonrasında önümüzdeki senelerin takımı için planlama yapılır. (24 Eylül 2017)

-Alaçatı’da yaşayan güzel insan. Bir iki akşam aynı masada oturduk, gerçekten çok düzgün bir adam. Kendini beğenmiş futbolcu eskilerinin aksine güleryüzlü ve hoşsohbet. Göztepe’ye sempati duyma sebebim oldu. (25 Eylül 2017)

-Şenol güneş’in yedeğidir. İleride Şenol Hoca Beşiktaş’tan ayrılırsa yerine gelecek isimdir. Bunu görmek zor değildir. (28 eylül 2017)

-Şenol Güneş’in yedeği değildir, performansı böyle devam ederse Göztepe’miz bırakmaz. Yaz başında Fikret Orman’ın bir beyanatı vardı “Tamer Tuna bir projeydi” diye. Yönetimin planı, Şenol Hoca görevini tamamladığında Tamer Hoca’yı teknik direktör olarak getirmekti. İki ya da üç sene sonra büyük ihtimalle Tamer Hoca’yı Beşiktaş teknik direktörü olarak görürüz. (…) Umarım Göztepe’de başarılı olur ve gelişmiş bir şekilde Beşiktaş’a döner. (28 Eylül 2017)

-Stajını BJK’da tamamlamıştır. Tamer Tuna’nın Şenol Güneş ekolünden geldiğini ilk beş maçı izleseniz anlarsınız zaten. Şu an Beşiktaş’ın son iki senedir oynadığı topu oynuyorlar. Sürekli ayağa pas, ortadan defans arkasına atılan toplar, pas üçgenleri yaratıp presten çıkma, sürekli top çevirerek saha hakimiyeti, defanstan hiç uzun top oynamadan çıkışlar…

Başarıyla yoluna devam ediyor. Umarım bu çizgide devam eder. Yolu, bahtı açık olsun. Aldığı her galibiyet beni mutlu ediyor. Torpilsiz, emeğiyle, tırnaklarıyla kazıyarak bu yola girdi. Çok başarılı olsun ve Avrupa’da görev alacağı günlere ulaşsın, yakışır. (15 Ekim 2017)

-Hatalarından ders alan ve kendini hemen düzelten çok centilmen bir hoca… Kaliteli ve gelecek vaat eden Türk teknik direktör. Oyun öngörüsü, futbol anlayışı güzel ülkemizin ihtiyaçlarını ve beklentilerini karşılayacak potansiyeldedir. İddialı sözler etmeden, takımına on kişi savunma yaptırmadan, Türk futbolunu (…) kısır döngünün sıkıcı isimlerinden kurtarmaya başlayan karizmatik antrenör. (8 Kasım 2017)

Ekşi Sözlük’te BJK’lıların yazdıkları Tuna’dan beklentileri ortaya koyuyor ama Göztepe’lilerin yazdıkları da var. Öyle gözüküyor ki, Tamer Hoca Göztepe’de en azından önümüzdeki sezon da olacak. Bu sezon olmazsa gelecek sezon Avrupa hedefi için Göztepe’yi hazırlayacak. Bana kalsa derim ki Başkan Sepil ve Teknik Direktör Tuna yıllarca birlikte olsun Göztepe’de. Hedeflere birlikte yürüsünler. Çünkü bu aşı tuttu. Aşı her zaman tutmaz. Tutan aşıyı bırakıp başka denemelere hiç gerek yok. Zırt pırt teknik direktör değişen Süper Lig’de Göztepe bir istikrar adası olsun. Bir örnek oluşturup Süper Lig’e bu açıdan da katkıda bulunsun. Tamer Hoca daha çok genç… Önünde başka denizlere yelken açmak için önünde bir çeyrek yüzyıl var. Şimdi Göztepe zamanı...

Odatv.com

Editör: Haber Merkezi