Türkiye’yi Cittaslow ile, Cittaslow’u Türkiye ile tanıştıran Başkan, Tunç Soyer.

Seferihisar’ı, Cittaslow’un Türkiye’deki ilk üyesi yapan dönemin Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer’in Seferihisar’a dair yaptığı hemen hemen her şeyin üst başlığıdır Cittaslow.

O başarılı süreç, Soyer’i 40 bin nüfuslu Seferihisar’dan, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na taşırken, Seferihisar’ı da ülkenin hatta dünyanın bilinen ilçelerinden biri haline getirdi.

Şimdi Türkiye’den nüfusu 50 binin altında olan 18 üyesi var Cittaslow’un ve 12 Haziran itibariyle de dünyadaki ilk metropol üyesi İzmir oldu.

Soyer, Cittaslow’un Genel Başkan yardımcısı aynı zamanda.  Başkan Soyer’in tanıtım toplantısını izledim. Soyer, yeniden ‘İlk’ olmanın haklı gururunu, Seferihisar’da yaptıklarını daha büyük ölçekli yapabilme olanağının heyecanını yaşıyor gibiydi.

İyi hazırlanılmış konuşmasından anladığım, İzmir’e dair hedeflerinin de ‘üst başlığı’ Cittaslow olacak.

Gelelim, kürsünün bu tarafına…

Soyer ve İzmir için böylesine önemli toplantıda, neler konuşuldu, haberimizden okursunuz.

Ama…

Kimler yoktu, dikkat çekmek isterim.

23 CHP’li Belediye Başkanı’nın 21’i yoktu.

Cittaslow üyesi Seferihisar’ın Başkanı İsmail Yetişkin yoktu. Cittaslow adayı Foça’nın Belediye Başkanı Fatih Gürbüz yoktu. Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay ve Kemalpaşa Belediye Başkanı Rıdvan Karakayalı vardı.

30 CHP İlçe Başkanı ve 1 CHP İl Başkanı’ndan, 28’i yoktu. Konak İlçe Başkanı Çağrı Gruşçu, Karabağlar İlçe Başkanı Mehmet Türkbay, Menemen İlçe Başkanı Ömer Güney vardı.

İzmir’deki 4 Parti Meclisi üyesinden 3’ü yoktu. Sadece Rıfat Nalbantoğlu vardı.

Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nu saymazsak, 12 CHP’li İzmir Milletvekilinden hiç biri yoktu.

112 CHP’li Büyükşehir Belediye Meclis üyesinden çok azı vardı. Ben, Karabağlar’dan Bülent Sözüpek’i görebildim mesela.

Başkan Soyer, son ayların en çok tartışılan konusu trafik sorunundan tarıma, dirençli kentlerden tarihe, kültüre, doğal afetlerden dayanışmaya birçok konuda çok önemli mesajlar verdi.

Zaten başkan, kamuoyundaki algının aksine, 2 yıldır çok önemli işler de yapıyor. Hatta şöyle ki, bir çok somut işte, Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediyelerinden çok daha önde İzmir Büyükşehir Belediyesi… Ancak gelin görün ki, bunlar o ya da bu nedenle anlatılamıyor.

Geçtiğimiz günlerde ‘Bunları biliyor musunuz?’ başlıklı İBB Bilboardları gördüm. İzmir Büyükşehir Belediyesi, yaptığı ‘tonla’ işi o derece anlatamıyor ki, bu cümlelerle reklam çalışması yapmak durumunda kalıyor. Çünkü ‘bunları’ kimse bilmiyor.

İşte Cittaslow toplantısı, böyle bir gidişatın izdüşümlerinden sadece biri.

Kimseyi zan altında bırakmak istemem. Tabi ki, son anda netleşen bir program nedeniyle, bir çok önemli isim önceden belirlenmiş programlarını değiştirememiştir.

Ancak, toplantıya katılmış olanların genel olarak özelliklerine (Başkana yakınlıklarına) bakılınca, “Katılanlar nasıl programını değiştirdi?” sorusunu da sormadan edemiyor insan.

Keşke, biraz daha zaman tanınarak yapılsaydı toplantı.

Keşke, ‘Başkana yakınlar ve başkana uzaklar’ diye bir ayrım hiç olmasaydı.

Keşke, başkana yakın olanlar, yakınlarına kimseyi yaklaştırmıyor olmasaydı.

Keşke başkanın, konuşmasının sonundaki şu cümleleri daha fazla kişi dinleseydi: “Küçük bir zümre, kişisel hırsları ile koskoca bir kenti esir alamaz, aldırmayacağız. Şehirlerimiz bir yol ayrımındadır; ya umudun şehirleri olacağız ya da korkuların. Biz tercihimizi yaptık, İzmir umudun şehridir”