Düne kadar şikayetçi değillerdi! Sosyal medyada çoğunlukta olan kimlikli, kimliksiz aktroller muhalif bir paylaşımda düğmeye basılmış gibi aynı anda saldırıya geçiyordu. Sosyal medya üzerinden infazlar, ihbarlar yapılıyor adeta şiddet uygulanıyordu.

Devran değişti, muhalifler her geçen gün arttı, aktrollerin kaynakları kurudu en önemlisi Z kuşağı sahneye çıktı! Artık başa çıkamıyorlar. ‘Yeşil nokta’ dediler rezil oldular, çuvaldızın ucu fena halde kendilerine batmaya başladı. Sıra, en iyi bildikleri şeyi yapmaya gelmişti. Sansür!

Meclise sunulan yasa teklifinin önemli ayaklarından biri ‘içerik çıkartma düzenlemesi’. Nedir bu, geriye dönük olarak istenilen paylaşımlar çıkartılabilecek. Yani ‘dün ak’ dediğine bu gün ‘kara’ diyen, geçmiş yıllarda söylediklerinin tam tersini bu gün söylemekte veya yapmakta beis görmeyen iktidar mensupları, ‘eskileri’ silebilecek. Her fırsatta ‘turnusol kağıdı’ gibi yalancılıkları ve tutarsızlıklarıyla yüzleşmek zorunda kalmayacaklar. Kullanıcılar şeffaf olacak, haliyle muhalifleri teşhis etmek, peşine düşmek, soruşturma açmak kolaylaşacak. Sosyal ağ sağlayıcıların ensesinde boza pişirilecek, ‘git’ demeden ‘gitmeye zorlanacaklar”. Daha birçok yönü var ama bana göre bu sansürün asıl sebebi, sosyal medya üzerinden ‘örgütlenme, haberleşme ve haber yaymanın’ önüne geçmek. En korktukları bu!

İşte bu yüzden İzmir’de yoklar ve asla olamayacaklar!

Adam, AKP’nin İzmir milletvekiliymiş. Bu kentin hayrına ne yaptı ne yapmadı geçiniz, ama adam karanlık! Renklere düşman, ‘renk’ dendiğinde aklına sadece ‘LBGTİ’ gelen bir karanlık zihniyet. Yeryüzünün en güzel doğa olayı gökkuşağına karşı. Ellerinden gelse yağmur sonrası güneş doğduğunda oluşan gökkuşağını kara çarşaflarla kapatacaklar. Bilmiyorlar ki, renkler herkese aittir, hayattır, güzelliktir. İnsanlar rengarenktir, ama bazıları karanlıktır! İzmir, insanlarıyla yaşam tarzıyla, barındırdığı dünya görüşleri, etnik, dinsel yapısıyla rengarenktir. İşte bu nedenle böyle karanlık zihinler İzmir’de var olamıyorlar, asla olamayacaklar.

Ya AKP’yi gönderirler ya da dükkanı kaparlar!

Herkes tarihi filan diyor ya, bana göre CHP’nin bu kurultayı ya sonuncusu olur veya yeni bir başlangıcın ilk adımı olur. Karar, Kılıçdaroğlu ve delegelerin. Gerçekten bu kurultay tarihi olmanın ötesinde anlam taşıyor. İlk seçimlerde AKP’yi iktidardan indirebilecek bir kadro, bir irade ve azim bu kurultaydan çıkacak mı? Etkili, çarpıcı, sarsıcı muhalefet etmenin yolu açılacak mı? Yoksa eyyamcı, Meclis’te basın açıklaması ve üç beş twit ile muhalefet ettiklerini zanneden anlayış devam mı edecek?

Bu seçimlerde AKP ve yancısı iktidardan gönderilmezse, yine ‘atı alıp Üsküdar’ı geçerlerse’ emin olun bu ülke bir daha seçim görmeyebilir. Buna da bir iktidarı göndermek için her türlü şart oluştuğu halde beceremeyen muhalefet partileri neden olur!

Engelliyorsan, ortağısın demektir!

Yine gencecik kızımızı erkek terörüne kurban verdik. Kadınlar öfkeli, kadınlar korkuyor, kadınlar çözüm bekliyor. Bu duyguları dile getirmek için toplanıyorlar, ‘vay sen misin’ bu kez devlet eliyle erkek şiddetine maruz kalıyorlar. Şiddeti protesto için toplanan kadınlara şiddet uygulanıyorsa bunun tek anlamı vardır, ‘Kadın cinayetlerinden rahatsız değilim, sana da tekmeyi basarım’. AKP’li kadınlar, kadın cinayetlerini önlemek, seslerini duyurmak için ne yapıyor? İstanbul Sözleşmesini kaldırmak için el altından çalışıyor, öyle mi? Şiddeti protesto edene şiddet uygulayan; kadına yapılan her türlü şiddet, terör, taciz kötü muamelenin de ortağı demektir.