CHP Lideri Özgür Özel, hayatını kaybeden Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek'in kızı Nehir Zeyrek'i, YKS sınavına götürdü.
Bunun ardından, Manisa'da basın mensuplarının sorularını yanıtlayan ve gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Özel, "81 ilde seçim kampanyasına başlıyoruz. Cumhurbaşkanlığı aday ofisinde çalışıyoruz. 900 gün sürecekse 900 gün, kaç gün sürerse o kadar çalışacağız" ifadelerini kullandı.
Özel'in Manisa'daki açıklamaları şöyle:
"Üniversite sınavından dolayı miting yapmadık, yarın akşam Tekirdağ'da büyük mitingimizi gerçekleştireceğiz. Yaz boyunca da önemli bir durum olmadıkça mitinglere devam edeceğiz. Bu miting değil, eylem olduğu için sonuç alana kadar devam edecek. Arkadaşlarımızın tutuksuz, adil yargılanmaları gerekiyor. Mitingleri seyreltmeyi değil çoğaltmayı, yeni eylemlerle desteklemeyi düşünüyoruz.
"Tarihin en kalabalık seçim kampanyasını yapacağız"
Parti programımızı hazırlıyoruz. Adayın vaatlerini hazırlıyoruz, seçim vaatlerini, seçim programını, hükümet programını... Bütün vekillerimizle, Parti Meclisi üyelerimizle, örgütlerden kişilerle 81 ilde kuvvetli ekiplerle adayın yerine seçim kampanyası yapmaya başlayacağız. Nerede hangi sorun varsa yerinde Ekrem Başkan nasıl çözecek onu anlatacağız. Tarihin en kalabalık, en enerjik, en inançlı, en dirençli seçim kampanyasını yapacağız. 900 gün sürecekse 900 gün, kaç gün sürerse o kadar çalışacağız. Yorulmadan ve çoğalarak! Arkadaşlarımızın masumiyetine kefiliz. Milletin sandığı önümüze gelene kadar var gücümüzle çalışacağız. Arkadaşlarımızın uzun süremeyecek bir sürede tutuksuz yargılanacaklarına inanıyorum.
"Çocukları ve kadınları bırakın"
Buradan bilhassa kadınlara şu anda zorla tutulan ve zulme tabi tutulan kadınlar için tutuksuz yargılama ve evlatlar için biraz vicdan istiyorum. Çocukları ve kadınları bırakın. En acımasız savaşta bile kadına ve çocuğa dokunmazlar, bu ayıptır. Bu ahlaki üstünlüğün kaybıdır. Bakın en büyük CHP düşmanı olsun, CHP ile rekabette CHP'linin eşine ve çocuğuna saldırdığınızı gördüğünde sizinle gönül bağını koparır. Bu yapılanın ben insanlara çok eziyet ettiğini ama bize siyaseten hiç zarar vermeyip AK Parti'yi perişan hale getirdiğini... Bakın seçmenin gözünde paspas oldu, AK Parti şu anda. Ve gerçekten bu AK Parti'ye emek veren siyasetçiler var. Şimdi yani adını söylemeyeyim, Manisa'da da var, Türkiye'de de var, gayret ediyor, iyi olsun diye, iktidarda olsun diye. Bir saçma sapan görevlendirme bir gözü dönmüş Başsavcı eliyle AK Parti'nin siyaseti ve haysiyeti de paspas ediliyor şu anda. Biz saldırı altındayız fiziken ama psikolojik üstünlük elimizde, ahlaki üstünlük elimizde, çoğunluk enerjisi elimizde... Bunlar güç kullanıyorlar ama itibarları yerlerde... Olmaz, yani bunu AK Parti'ye gönülden destek veren insanlara da yapmamanız lazım. Sizi başka saiklerle destekleyen ittifak ortağınızı da bu rezilliğe ortak etmemeniz lazım."
"Vicdanları o kuyuya düşmüş"
Ekrem İmamoğlu'nun babasının arazisinde arama yapılmasına ilişkin konuşan Özel, şunları kaydetti:
"Balıkesir'de Hasan Amca'nın evinin yanında bir kör kuyu bulmuşlar, oradan para bulacaklar vesaire diye... Hasan Amca'yı üzülme diye aradım. Ne üzüleceğim, ben burayı belediyeye terk edeli kaç yıl oldu, arasınlar dursunlar dedi... İyice akıllarını oynattılar! Vicdanları o kuyuya düşmüş, moralleri o kuyunun dibinde... Belediyenin arsasındaki kuyuyu arıyorlar, kediyle farenin oynadığı gibi birileri bunları kandırıyorlar.
AK Parti şu an ikinci kez Ergenekon ve Balyoz'da bu ülkenin namuslu siyasetçilerine, komutanlarına iftira attılar, nasıl rezil oldular? Aynı panikteler şu an... O zaman da olur olmadık yerleri kazıyorlardı."
"İsteyene belgeler gösterilecek"
Ekrem İmamoğlu'nun oğlu Selim İmamoğlu hakkındaki iddialara yanıt veren Özel, şöyle devam etti:
Mehmet Pehlivan, avukat... Gelip bana göstermişti. 'MASAK raporu tam bir bomba' demişti. 'Akıl almaz bir durumla karşı karşıyayız' dedi. 'Bazıları şişirme' demişti, apar topar aldılar içeri... Neymiş; Ekrem Başkan'ın oğlu Selim'in yurt dışında şirket kurması için rüşvet parası aktarmış! Selim yurt dışında bir şirket kurmak istiyor, babası aylarca itiraz ediyor. Ekrem Başkan diyor ki, benim karşı olduğum bir iştir. Annesini ve dedesini ikna etti. Selim'in aktardı dedikleri para MASAM raporunda 3,5 kat abartı yazılmış. Pehlivan, bunun 3'te biri, 4'te biri kadar diyor. Dilek Hanım'ın bozdurduğu bir şeylerin parası diyor ve dedesini ikna etmiş diyor... Büyük bir para değil. Dedesinden bir ev parası, annesinden onun yarısı gibi bir şey almış. Ekrem Başkan diyor ki, 'şirket orada duruyor, ilk kez belki bu sene para getirecek' diyor. İsteyene belgeler gösterilecek."
"Fatih Keleş'i tehdit ettiler"
Fatih Keleş'in oğlunun tutuklanmasına tepki gösteren Özel, açıklamalarına şöyle devam etti:
"Dün Sayın Fatih Keleş'in 26 yaşındaki oğlunu tutukladılar. Yine Sayın Fatih Keleş'in yeğenini tutukladılar. Fatih Keleş Kandıra Cezaevi'ne alındı Silivri'den. Kandıra Cezaevi'nden götürülüp Çağlayan'da avukatı olmadığı halde bakın bu çağda böyle bir şey mümkün değil, yani dünyanın herhangi bir yerinde bırakın hukuk devleti kendisine demokrasi, yarım demokrasi diyen yerlerde 'Beni niye getirdiniz?' 'Sohbete çağırdık.' 'Avukatım nerede?' 'Avukatının yanında rahat konuşamıyorsun' diye bir şey olmaz. Ailesiyle Fatih Keleş'i daha önce tehdit ettiler. Böyle bir şey olmaz. Bu kabul edilebilecek bir şey değil. Bundan sonra 26 yaşındaki oğlunu alıp babasına oğluyla tehdit etmek, daha sonra oğlunu da tutuklamak olacak şey değil. Ben bugün annesiyle konuştum. Bakın Fatih Keleş'e şunu söylüyorlar; 'Konuş evine git. Şunları söyle evine git.' Fatih Keleş diyor ki 'Bilmediğin bir şeyi neyini söyleyeyim? Olmayan bir şeyin neyini söyleyeyim?' Önce defalarca tehdit ettiler. Şimdi oğlunu alıp tutukladılar. Bu olacak bir şey değil. Bu hukuken olmaz, vicdanen olmaz, ahlaken olmaz. Dinen en büyük suç."
"Olmayacak işlere kalkışıyorlar"
Özel, açıklamalarını şöyle noktaladı:
"Meyda A.Ş.'nin iki genel müdürü, iki tane pırlanta gibi insan, aylarca iftiracılığa zorladılar, olmadı. Birini Düzce'ye birini Afyon'a yolladılar. Pınar Hanım ve Elif Hanım. Gittikleri yerlerde ilk günler yerde yattılar. Bu zulüm bu işkence. Kime yapıyorsa devlet bu zulümdür, işkencedir. Arkadaşlarımıza yaptığında da öyledir. Bu insanların küçük çocukları var. Pınar Hanım'ın iki kızı var. 86 yaşında annesi babası bakmak zorunda kalıyor. Bunlar eşinden ayrı insanlar. Kadriye Hanım, Silivri'de 13 yaşında evladı var ve o da eşinden ayrı, 13 yaşında evladının durumu ortada.
Bu kadar zulüm olmaz. Bütün AK Partililere sesleniyorum. AK Parti'deki vicdan sahibi insanlara sesleniyorum; dönün ne oluyorsunuz deyin. Diyorsunuz, duyuyorum. Ama bu kadar olmaz. Bu savcı yani 24 yıl önce 'Erdemliler Hareketi' diye çıkılan bir yolda sırf kendisine verilen talimatı yerine getirmek için büyük ihtimal kendisine dendi ki 'Burada yolsuzluk vardır bul.' Bulamadı çıldırdı. Olmayacak işlere kalkışıyorlar. Bakın biz fiziken yoruluyor muyuz? Yoruluyoruz. Ruhen bunalıyor muyuz? Bunalıyoruz. Ama ahlaken o kadar üstünüz ki bize bir şey olmaz. Biz buradan çıkarız. Biz bu cenderenin içinden çıkarız. Biz bu cenderenin içinden örneğin 250 milletvekili çıkararak çıkacaksak, sırf CHP, 300'ü aşarak çıkarız. Neden? Bu zulüm millet tarafından takdir görmez, ceza görür. Bu zulmün sonu o olur."