Ben önce İzmirli sonra Karşıyakalıyım o nedenle ilimin, ilçemin yerel yöneticisinin performansı oy veren bir yurttaş olarak beni yakından ilgilendirir. İz Gazete yazarlarının Tunç Soyer’den sonra Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay ile buluşmasında kendisini seçmen gözüyle de tartmaya değerlendirmeye çalıştım. Polemikten kaçınan ama karşıdan hamle geldiğinde sözünü sakınmayan biri, örneğin önceki başkan Akpınar’ın kendisi için ‘rahat bir dönemde görev yapıyor’ demesini istihza ile karşılayıp kalan borç rakamlarının şirketleri kapsamadığını, sadece belediye borçlarının dile getirildiğini söylüyor. Satır araları ise ‘daha fazla konuşursa ben de fazlasını açıklarım’ diyor. Zaten ‘Karşıyaka’nın hacizler altında ezilen bir belediyesi olmaması gerekirdi’ demesi tablonun vehametini ortaya koyuyor. Sadece çiçekçiye kalan borç 680 bin TL. olacak şey değil!.. O da ne yapmış, bir sabit çelenk hazırlatıp her yere onu gönderiyormuş!.. Görünen o ki, Cemil Tugay 10 aydır bir mali disiplin oturtmaya, borçları ve en önemlisi personel maaşlarını ödemeye çalışıyor, gereksiz harcamaları kaldırıp bütçeyi güçlendiriyor; yatırımlar ondan sonra başlayacak.

İl kongresi için son söz söylenmedi…

CHP Karşıyaka İlçe Kongresi, Başkan Tugay’ın istediği gibi sonuçlandı. Parti örgütünü arkasına almanın rahatlığı ve güveni içinde. İl kongresine gelince ‘Genel Başkan’ın Deniz Yücel’i istediği konuşuluyor ama bana böyle bir şey söylenmedi’ diyor. ‘Peki, Deniz Yücel tek aday olarak mı gidecek kongreye’ şeklindeki soruma ise ‘Son sözün söylenmediği gibi bir düşüncem var’ diyerek ilginç bir çıkış yapıyor. İl kongresi 8 Şubat’ta, aslında fazla bir süre kalmadı ama bu süreç sürprizlere gebe gibi görünüyor.

‘Efsane olmak istemem…’

Cemil Tugay sakin, soğukkanlı, her sözünü tartarak söyleyen ama gücünden emin biri. Popülist, tribünlere oynayan bir hali yok, derdi batık aldığı belediyeyi düze çıkarmak imkanları ölçüsünde hizmet etmek. Hedefi öyle ‘efsane olmak’ filan değil, ‘zaten olamam’ diyor, istediği görevi bittiğinde ‘Karşıyaka’ya hizmet etti’ denmesi. Bunu dedirtmek için önünde dolu dolu 4 yılı var!..

Utku Gümrükçü’ye soramadıklarım…

Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü’nün projelerini anlattığı sunumu dinlerken yıllar öncesine gittim. Ciğli’nin Karşıyaka’dan ayrıldığı yıllara!.. Sancılı bir süreçti, sınırlar çizilemiyor, Mavişehir paylaşılamıyor (hoş hala öyle) iki ilçenin belediye başkanları sürekli didişiyordu. Çiğli, o yıllarda Karşıyaka’nın ‘varoşu’ sayılıyordu, yapılaşma kötü, alt yapı zayıf, sosyal donatı neredeyse yok gibiydi. Bilinen tek özelliği, küçük sanayi sitelerinin varlığıydı. Başkan’ın projelerini dinlerken ‘nereden nereye’ diye düşündüm. Artık üniversitesi olan, yapılaşmanın alıp yürüdüğü, sosyal kültürel hizmetlerin sıralandığı ilçe haline gelmiş. Umuyordum ki sunumdan sonra birkaç soru sorma imkanımız olurdu, olmadı.. O halde ‘merak ettiklerimi’ buradan yazmak farz oldu.

O ilçede yaşayanlarda ‘Çiğlili olma’ bilinci, bağı oluşmuş muydu? Üniversite ve küçük sanayi iç içe, yerleşim ve göç alabildiğine… Çiğli için hayal ettiği kimlik, öne çıkmasını istediği özellik neydi? Ata Sanayi Bölgesi, halk arasında konuşulduğu gibi kaldırılacak mıydı? 10 ayda eski yönetimin hangi harcamasını kaldırıp 7 milyon tl tasarruf sağlamıştı? İmara açılan her yeni yer ile rant savaşları yaşandığı biliniyor, yeni imara açılan Harmandalı’ndan arazi kapatanlar var mıydı?… Projeleri yapacak mali gücü olduğunu söyleyip bütçe gelirlerinin arttığından söz ederken bunu eski gider kalemlerinden tasarruf ile mi sağladı yoksa yeni gelirler mi oluşturuldu?... Hani derler ya aklımda deli sorular… Keşke sorabilseydim ve kadın bürokratlarını öne çıkartıp bazı projeleri onlara anlattırdığı için kutlayabilseydim!..