“Temiz enerji”, İDT (İzmir Düşünce Topluluğu)’nun Kültürpark’taki Ekoloji Formunda da çokça dile getirildi.

Enerjinin temizi olabilir mi; hele sermayenin en yüksek kâr amaçları için üretiliyorsa? Şöyle bir örnekleyeyim:

Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde Çocuk Askerler Ordusu’nda, dört yaşında çocukların bile çalıştırıldığı kobalt madenleri, temiz enerjili elektrikle çalıştırılan taşıtlar için batarya üretilmesi amacıyla işletilmektedir. Akciğerlerde ölümcül hastalıkların ve deri hastalıklarının da nedeni olan bu kobalt madenlerinde çalıştırılan çocuk kölelerin günlükleri sekiz senttir.

Temiz bir “çevre” için 2040 yılından itibaren akaryakıtlı – benzin ve dizel – taşıt araçlarını yasaklayacak olan Büyük Britanya’nın umurunda değil elbette bu köle çocuklar! Temiz bir “çevre ”de (!) yaşayacak Britanya ve Demokratik Kongo’daki vahşi madencilik yöntemiyle işletilen kobalt madenlerindeki köle çocukların sayıları şimdilik 40 bin kadar…

Üretimi planlanmış milyonlarca “temiz enerjili” taşıt için Demokratik Kongo Cumhuriyet’inde vahşi madencilik yöntemleriyle ve köle çocuklara ürettirilen kobalt, diğer sömürülen Asya ülkelerine gönderilerek, hafif, uzun ömürlü ve şarj edilebilir akümülatörler hâline getirtiyorlar. Akıllı bir telefon bataryasında en fazla 10 gram rafine edilmiş kobalt kullanılırken, elektrikli bir araba için bu miktar 15 kilogramdır. Peki bu akümülatörlerin atıkları tehlikeli atık değil mi, yaşamı yok etmiyor mu?

“Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin dünya kobalt rezervinin %60’ına sahip olması, halk için bir zenginliktir diyebilir misiniz? Bizdeki altın, çinko, vb. madenler de zenginlik olabilir mi?” Diye arada da sormuş olayım. Ne kadar madencilik ve dışa satımı – kaçırılması – Birleşmiş Milletler verilerine göre, İnsani Kalkınmışlık Endeksi kriterlerine göre o kadar yoksulluk ve diğer ülkelere göre 40 kat daha fazla iç savaş olasılığı… Bu işin toplumsal ve siyasal maliyeti.

Ekolojik açıdan ise vahşi madencilik yönteminin yaşamı nasıl yok ettiği; tüm canlı yaşamı ve yaşam veren unsurlarını bilmem anlatmaya gerek var mı?

Kentiniz belediyelerinin, sermayenin kendisini büyüterek yaşatabilmesi için, satın aldıkları “temiz enerjili” ve “çevreci” otobüslere ve akıllı cep telefonlarınıza bir de bu gözle bakın: Köle çocuk emeği; çocuklara eziyet ve zalimce uygulamalar; kız çocuklarına madenlerde tecavüz; yoksullaştırılmış halk; sömürgeleştirilen bir ülke; kirletilmiş, yaşamı yok edilmiş sular; solunamaz hava; tarımsal üretimin asla gerçekleştirilemeyeceği topraklar ve iklimsel felâketler… Aynı şeyi ülkemizdeki RES’ler, JES’ler, GES’ler, vb. için de düşünebilirsiniz.

Temiz enerjiymiş!

Üretimler ve tüketimler, ekolojik komünal toplum yaşamı dışında asla temiz olamazlar; böyle biliyorum…