Ümit Kartal / İz Gazete Kıdem tazminatının kaldırılması ve Özel İstihdam Bürolarına dair yasa tasarısının TBMM gündemine gelmesi üzerine bir süredir İzmir’de yol kapatma, iki saat iş bırakma, İzmir’e gelen Başbakan Davutoğlu’nu protesto gibi eylemler yapan belediye işçileri, bu kez de yarım gün iş bıraktı.

İşçilerin eyleminde iş güvencesine dair sloganların yanı sıra patlayan bombalara tepki içeren ‘barış’ talepli sloganlar da pankartlardaki yerini aldı. “Barış olmadan güvenlik olmaz”, “Biz iyiyiz bize bir şey olmadı demeye utanıyoruz. Katliamları kınıyoruz”  “Adı: Asker, Adı: Polis, Adı: Halk, ölen insanlığımız, insanlığımıza sahip çıkalım”, “Nerede bir can ölse oralı olur yüreğim, olmalı zaten, olmazsa insan olmaz yüreğim. Terörün her türlüsünü lanetliyoruz” yazılı pankartlar taşıyan işçiler, yıldönümünde Halepçe Katliamını da unutmadı.

Hükümetin doğmamış çocuklara bile karanlık bir gelecek hazırladığını söyleyen belediye işçileriyle hem Kıdem Tazminatı’nın kaldırılmak istenmesine dair düşüncelerini hem de ‘barış’ talepli pankartlarını konuştuk.

“ ‘80’lerden önce kıdem tazminatı aldığımız zaman bir ev alıyorduk, şimdi araba alamazsın, çocuğunu evlendiremezsin” diyen Park Bahçeler işçisi Erol Uzunget yasa geçerse kölelik sistemi geleceğini söyledi. Ülkede yaşanan gelişmelerden ötürü kaygılı olduğunu ifade eden Uzunget, tüm konfederasyonların acilen birlikte eylem planı çıkararak genel grev yapması gerektiğini kaydetti.

Hükümetin bu yasal düzenleme ile patronlara destek olmayı hedeflediğini ifade eden Park Bahçeler işçisi Selim Şahin, “Geri kalan tüm işçi emekçilere hatta doğmamış çocuklara ise karanlık bir gelecek hazırlıyor. Sendikalı sendikasız tüm işçiler bir araya gelip bu yasa tasarısına karşı mücadele etmeli” diye konuştu.

Siyasi görüşü, yaşam biçimi ne olursa olsun, konuştukları tüm işçilerin kıdem tazminatının kaldırılmasından ötürü kaygılı olduğunu ve eyleme de AKP’ye oy veren işçilerin de geldiğini anlatan Fen İşleri işçisi Doğan Gener, yasayı engellemek için ellerinden gelen her şeyi yapacaklarını ifade etti.

Aynı zamanda Genel İş Sendikası’nın işyeri temsilcisi de olduğunu söyleyen Gener, patlayan bombalardan ötürü kaygılı olduğunu kaydederek, “Terör nereden gelirse gelsin buna karşıyız. Katliamlar da en az kıdem tazminatları kadar önemli. Kıdem tazminatına dair yapılmak istenen değişiklik emeği yok etmeye çalışırken, bu alçakça saldırılar da yaşamı kökten yok etmeyi amaçlıyor. Ülkemizde barışı yok edip, kaos ortamı yaratmak isteyenlere karşı da mücadele ediyoruz. Ülkede bir kaos var. Bu kaostan korkup sokağa çıkmazsak daha kötü olacağına inanıyorum” dedi.

“Bütün işçilerin ve memurların hiçbir sendika ayrımı yapmadan ayağa kalkması gerektiğini düşünüyorum” diyen Park Bahçeler işçisi Binali Polat 657’nin bile değiştirilerek memurların iş güvencesinin kaldırılmak istenmesini hatırlattı.  İşçilerin büyük çoğunluğunun hala gelişmelerin tam bilincinde olmadığını söyleyen Polat, “Bu yasanın meclisten geçmemesi gerekir. Birlikte mücadele vermezsek, dilimiz, mezhebimiz ne olursa olsun birleşmezsek patronlar ve iktidarları bu hakkımızı elimizden alacak” dedi.

Son günlerde kaygı verici gelişmeler yaşandığını söyleyen Polat, patlayan bombalara ve bölge illerinde sürdürülen operasyonlara dair de “Biz kimsenin ölmesini istemiyoruz. Ülkenin batısı ve doğusu fark etmiyor. Güneydoğu’da asker, polis, halk ölüyor. Savaş hepimizi etkiler. Savaş kötü bir şeydir. Bunu durduralım” dedi. Barış isteyen akademisyenlerin tutuklanmasına da tepki gösteren Polat,  “Susmayacağız. Her sesini çıkaranı susturamayacaklarını öğrenecekler” diye konuştu.

Makine İkmal Atölyeleri işçisi ve Genel İş Sendikası işyeri temsilcisi Mehmet Akif Özdemir ise, kıdem tazminatının kaldırılması ile işsizliğin artacağını söyledi. “Kıdem fona aktarılmış olursa ya da hepten kaldırılırsa, bunu bilen işveren en ufak bir problemde işçiyi kapının önüne koyacaktır. Zaten Özel İstihdam Büroları da açılıyor. Bu kiralık işçi sistemi demek... Büro sahibinin kölesi gibi, işçi lazım oldukça, 5 gün, 10 gün için farklı işlere işçi kiralayacaklar” diye konuşan Özdemir, iki tane çocuğu olduğunu ve hem kendi geleceğinden hem de çocuklarının geleceğinden kaygılandığını ifade etti.  

Özdemir, “Patlayan bombalarla korku havası yaratmak istiyorlar. Ben bunların hepsinin korku salmak üzere olduğunu düşünüyorum. Ben sendikalı bir işçiyim. Bundan önce korkmadık, bundan sonra da korkmayacağız. Meydanlara gelip kalabalık olmaktan korkarsak, yalnızlaşırsak daha kötü durumlara düşeriz” dedi.

 

Editör: Haber Merkezi