Ordu’da sağlık çalışanı bir kadının çocuğunun velayeti Covid-19 bulaşma riski yüksek bir ortamda çalıştığı için babasına verildi. Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi SES Şube ve Kurum Temsilcisi Günseli Uğur duruma tepki göstererek “Burada anneyi mesleği ile çocuğu arasında tercih yapmaya zorlayan bir durum var. Bu durum kadını iş hayatından soyutlamaya giriyor” diye konuştu.

“MESLEK İLE ÇOCUĞU ARASINDA SEÇİM YAPILMASI İSTENİYOR”

Ordu’da sağlık çalışanı bir kadının Kovid-19 bulaşma riski olan bir ortamda görev yapıyor olması gerekçe gösterilerek 5 yaşındaki çocuğunun velayeti boşandığı eşine verildi. Duruma tepki gösteren Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi SES Şube ve Kurum Temsilcisi Günseli Uğur, “Bu çok çirkin bir saldırıdır. Sadece sağlık emekçisi olduğumuz için değil, kadınlar açısından da çok kötü bir muamele. Çocuğun velayetini kime verileceğini belirleyen bir sürü hukuki yaptırım vardır. Bunlardan birisi annenin hemşire olması olamaz. Pandemiden dolayı hepimiz risk altındayız. Burada anneyi mesleği ile çocuğu arasında tercih yapmaya zorlayan bir durum var. Bu durum kadını iş hayatından soyutlamaya giriyor” ifadelerini kullandı

“SAĞLIKÇILARA BASKILAR ARTTI”

Günseli Uğur, pandemi ile sağlık çalışanlarının maruz kaldığı şiddetin daha da arttığını sağlık emekçilerinin bu ülkede en çok hak gaspına uğrayan kesim olduğunu belirtti. Uğur özelikle sağlıkta özelleştirme başladığından beri iş güvencelerinin tehdit altına girdiğini ve bununla birlikte sağlıkçılara baskıların arttığını, insanların işsizlik tehdidi ile çalışmaya devam ettiğini ifade etti. Uğur sözlerine şöyle devam etti: Sağlık emekçileri üzerinde yapılan baskılar gerçekten inanılmaz. Bugün sabah Dokuz Eylül Hastanesi gruplarına başhekimliğin bir mesajı düştü. Polikliniklerde, çalışma alanlarımızda çay kahve yaptığımız yerler kapatılacak, sandalyeler kaldırılacak. ‘Bize kovid hastadan bulaşmıyor, toplu taşımadan bulaşmıyor. Biz sadece çay içerken bulaşıyor.’ Böyle bir mantık olamaz! Bize ücretsiz servis verilmek zorunda ki biz toplu ulaşım kullanmayalım. Şu an sağlık personeli içinde o kadar çok vaka var ki en son yeni algoritma yanıtlayıp ne yaptılar, pozitif çıkanlar 10. gün çalışabilir dediler. Niye personel yetmiyor. Var olan sorunlar çözülmeyip üzerine bu kadar da baskı yapılıyor, aynı zamanda sağlık emekçilerinin itibarsızlaştırılıyor. Pandemi süreci bir şekilde bitecek maalesef iyi yönetilemediği için büyük zayiatlarla bitecek. Sonrasında, şu an var olan politikalar kalıcı olduğu sürece bu baskılar yerleşik kurallarla dönüştüğü zaman bizim derdimiz daha büyük olacak. Bunu düşünmek zorundayız.”