Çalıştayda konuşan DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, "Bakanlığa işyeri dışında oluşması mümkün olmayan silikosis hastalığı ile ilgili bir çalışma grubu oluşturma önerisinde bulunduk. Süreci kolaylaştıracak iyileştirecek adımlar atalım dedik. Toplantıda olumlu sonuç oldu" dedi.

Türkiye'de uygulanan politikalar nedeniyle her gün 4-5 işçinin hayatını kaybettiğini söyleyen DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, "Meslek hastalıklarının tanısını yapmakta bile güçlük çekiyoruz. İşçi sağlığı ve güvenliği alanı temel mücadele ve örgütlenme alanıdır. Memleketin bu yoğun ve ağır gündeminde her şeye rağmen meslek hastalıklarıyla boğuşan ve mağduriyet yaşayan diş protez teknisyeni arkadaşlarımızın meslek hastalıklarına eğilmek istedik. Bu odaklanış sadece çok değerli çalışmalarla üniversitelerle hocalarımızın yaptığı çalışmalarla ya da konfederasyonumuzun seminerleriyle, bakanlık çalışanlarının çabalarıyla sonuca varması mümkün değil. Bugünkü çalıştayda tüm olguları masanın üstünde toplayalım dedik" diye konuştu.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yılda iki kez iş sağlığı konsey toplantısı yapıldığına dikkat çeken Çerkezoğlu, "Toplantıya DİSK adına biz de katıldık. Bakanlığa işyeri dışında oluşması mümkün olmayan silikosis hastalığı ile ilgili bir çalışma grubu oluşturma önerisinde bulunduk. Süreci kolaylaştıracak iyileştirecek adımlar atalım dedik. Toplantıda olumlu sonuç oldu. 8 hafta içinde konsey oluştu ve tüm adımların atılması konusunda olumlu sonuç gördük. Bugün burada oluşacak ortak akıl bu çalışma grubuna da ulaştırılacak" dedi.

Pamukkale Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Zencir, diş protezi teknisyenlerinin karşı karşıya kaldığı meslek hastalıklarını anlattı. Diş protezi teknisyenliğinin işçi sağlığı açısından çok tehlikeli bir sektör olarak geçtiğini belirten Zencir, "Madenlerle eşdeğer. Madenlerde alınacak önlemlerle aynı kapsamda. Biz genellikle işçi sağlığı ve güvenliği gibi hizmetlerde kimyasal, ergonomik, fiziksel, biyolojik ve psikososyal durumları değerlendiriyoruz. Bu açıdan diş protezi teknisyenliğinde bunlar çok çeşitli olarak var. Çok çeşitli ve yoğun kimyasal kullanımı var. En büyük sıkıntıyı bunlar yaratıyor. Ayrıca tehlikeli metallere de kullanılıyor" diye konuştu.

Teknisyenlerin karşılaştığı tehlikeli durumları ve maruz kaldıkları maddeleri sıralayan Zencir, şöyle konuştu: "Krom, nikel, kobalt, tungsten karbit, molibden, berilyum, demir, alüminyum, baryum, ponza taşı gibi madenlerin tozlarına maruz kalıyorlar. Ergonomik olarak bakıldığında sürekli aynı pozisyonda oturup, tekrarlayan hareketlerle, küçük objeler üzerinde çalışıyorlar. Fiziksel olarak gürültü, titreşim, koku, kalabalık ortam, aydınlatma sorunları ve yüksek ısı gibi üretimin değişik aşamalarında değişik etkilere maruz kalıyorlar. Biyolojik olarak da etki var. Diş hekimlerinin aldığı örneklerde Hepatit A-B-C, Legionella gibi tehlikelerin bulunması olası. İş güvencesizliği, sigortasız çalışma, ücret, uzun çalışma saatleri, uygunsuz çalışma ortamı, düşük kaliteli malzeme kullanımı da cabası. Bu alanda yapılmayanların tümü işçi sağlığı ve güvenliğini tehlikeye düşürüyor."

Diş protezi teknisyenlerinin yoğun olarak toza maruz kaldıklarını belirten Zencir, silikozis riskinin çok yüksek olduğunu anlattı. Silikozisin yanında başka hastalıkların da görülebileceğini söyleyen Mehmet Zencir, "Sinir sistemi, cilt, göz, kas- iskelet sistemi hastalıkları, işitme kayıpları hatta kanserden bahsedilebilir. Silikozise bağlı ölümler çok beklenmeyen bir şey. 2011 yılında 4 teknisyen hayatını kaybetti. Muammer Tatar 51 yaşında öldü. 19 yaşındaki Ömer Faruk Börük ve 24 yaşındaki Ali Kalkan, İstanbul Süreyyapaşa Hastanesi'nde organ nakli beklerken öldüler. Adem Kılıç da 43 yaşında hayatını kaybetti. 150-200 yıllık işçi sağlığı birikimine göre meslek hastalıkları ve iş kazaları önlenebilir. Eğer Bu iş yerine girmesiydik sağlık sorumları ortaya çıkmayacaktı diyorsak, o zaman bu tehditi kaldırmak işverenin yükümlülüğü. Mevzuat dizayn edildiğinde bu hastalıkların azalacağı dünya örneklerinde görülmüş. Meslekle ilgili sağlık sorunu yaşadığını bildiği halde birçok işçi işten ayrılamıyor. İşssizliğin yoğunluğu ve sosyal yaşamdaki zorluk nedeniyle bile bile işe devam ediyorlar" diye konuştu.

Editör: Haber Merkezi