SERAP ATKAN/ İZ GAZETE- Pandemi sürecinde işten çıkartılan ve Mobbinge maruz kalan taşeron işçiler, 2019 yılında kurulan Posta Telefon Telekomünikasyon İşçileri Sendikası (PTT-SEN) öncülüğünde İzmir, İstanbul ve Bursa’da direniş başlattı.

Güzelyalı’da PTT Baş Müdürlüğü önünde oturma eylemi başlatan sendika, işçilerin işe iade edilmesi ve baskıların sonlandırılmasını talep ediyor.

‘SUÇ İŞLEMEKTEN UTANMADIKLARINI GÖRMEKTEYİZ!’

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 51. maddesi gereğince “sendika kurma hakkına” değinen PTT-SEN Mali Sekreteri Uğur Cengar; “işçilerin önceden izin almaksızın sendikalar kurma, bunlara serbestçe üye olma ve üyelikten serbestçe çekilme haklarına sahiptir. Hiç kimse bir sendikaya üye olmaya ya da üyelikten ayrılmaya zorlanamaz demektedir. Aynı şekilde Türk Ceza Kanunu’nun 118. Maddesinde hukuka aykırı yöntemlerle sendikal faaliyetin engellenmesi üç yıla kadar hapisle cezalandırılır denmektedir. Sendikalar kanununda açıkça belirtilmişti. Sendika yöneticilerinin, temsilcilerinin değil ki işten çıkarılması rızaları dışında görev yerlerinin değiştirilmesi bile yasaktır. Ne Anayasa ile tanınmış temel hak ve özgürlüklerin ne de Türk Ceza Kanunca suç sayılmış eylemlerin bir kamu kurumu olan PTT ve yöneticileri için bir anlam ifade etmediğini, Anayasa’yı ihlal etmekten, suç işlemekten utanmadıklarını görmekteyiz” şeklinde konuştu.

SARI SENDİKANIN ZORBALIKLARINA RAĞMEN…

Uğur Cengar, PTT-Sen’nin Türkiye genelinde 6 bin üyesi olduğunu, sarı sendikaların taşeron şirket yöneticileri ve PTT ile el ele vererek giriştikleri zorbalıklara ve tehditlere rağmen PTT içerisindeki en yüksek temsiliyetinin olduğunu söyleyerek, “PTT Taşeron işçileri bu kurumun tüm yükünü sırtında taşıyan ama buna rağmen düşük ücret alan, mobbinge maruz kalan, koronada, pandemide sağlığı hiçe sayılan PTT’nin üvey evlatlarıdır. PTT taşeron işçileri, PTT tarafından mükâfatlandırılması gerekirken taşeron işçiye reva görülen işten çıkarmalar, ücretsiz izinler, baskılar, meslek hastalıkları ile günden güne daha da ezilmektedir. Sendikamız taşeron işçinin yaşadığı bütün bu sıkıntılara karşı bir gün dahi sessiz kalmamış, PTT işçisine bir kırbaç gibi inmiş olan ve 20 yıldır süren bu taşeron düzenin karşısında dimdik durmuştur ve bugün olduğu gibi durmaya da devam edecektir.

‘BASKILARA DERHAL SON VERİLMELİ’

Cengar, taşeron işçilerinin haklarını yedirmeyeceklerini yineleyerek, “Bizim bugün, bu alanda haykırmamızın sebebi kurulduğumuz andan itibaren taşeron işçinin hakkını yedirmemeye dair verdiğimiz sözümüzdür. PTT’nin sendikamıza yaptığı saldırı sadece başkanımıza, yöneticilerimize ve üyelerimize yapılan bir saldırı değildir. Bu saldırı PTT bünyesinde çalışan bütün emekçileredir, sendikal hakkını kullanmak isteyen bütün işçileredir.

PTT’nin artık çıkıp ya ‘biz anayasayı, kanunları tanımıyoruz, sendikayı tanımıyoruz’ demeli ya da işten çıkarılan, ücretsiz izne çıkarılan işçilerin derhal işe iadesini sağlamalıdır” ifadelerini kullandı.

Son olarak PTT yöneticilerine taleplerini sıralayan Cengar, “PTT’nin sendikamız üzerinde uyguladığı baskılara derhal son verilmeli, sendikal sebeplerle işten çıkarılan herkesin derhal işe iade edilmeli, sendikal sebeplerle zorunlu ücretsiz izine çıkarılanların derhal işine dönmesi sağlanmalıdır” dedi.

Editör: Haber Merkezi