TUGAY CAN / İZ GAZETE - KESK’e bağlı Eğitim-Sen İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Necip Vardal, Eğitim-Sen’in geride bıraktığımız haftasonu Ankara Tandoğan Meydanı’nda gerçekleştirdiği buluşma ve buluşma sonrasında Eğitim-Sen’in sendika olarak bundan sonraki süreç içerisinde nasıl hareket edeceğine ilişkin İz Gazete’ye konuştu.

BİR BULUŞMA

Ankara Tandoğan Meydanı’nda gerçekleşen buluşmayı gerçekleştirme sebepleri hakkında konuşan Vardal, “3600 ek göstergeyi de kapsayan, güvenceli çalışmayı öne çıkaran, sözleşmeli öğretmenlerin kadroya geçmesini talep eden bir dizi bir imza kampanyası ile yürüttüğümüz bir süreç söz konusuydu. Bu süreç sonrasında Genel Merkez yöneticilerimizin il ziyaretleri ile devam etti. Girdiğimiz işyerlerinde eğitim emekçileri ile yüz yüze görüştüğümüz bir süreç gerçekleştirdik. Niçin Ankara’ya gitmemiz gerektiğini anlattık” ifadelerini kullandı. 

Ankara’da gerçekleşen mitingin aslında bir buluşma olduğunu söyleyen Vardal, “Ankara’daki eylemimiz eğitim alanındaki kürsümüz oldu ve burada eğitim alanında mağdur olanlar bir araya geldi. Atanamayan öğretmenler, veliler, öğrenciler, sözleşmeli öğretmenler... Tamamı Ankara’da gerçekleşen buluşmamızın özneleriydi. Bu sadece kadrolu öğretmenlerin buluşması değildi. Eğitim emekçilerinin tüm sorunlarını Tandoğan meydanından dile getirdik” diye konuştu.

Milli Eğitim Bakanlığı’na da bir randevu talebinde bulunulduğunu ancak bu görüşmenin yoğunluk nedeniyle gerçekleşmediğini ifade eden Vardal, önümüzdeki günlerde görüşmenin gerçekleşeceğini söyledi.Vardal, “Tandoğan mitingine İzmir’den dört otobüs ile katıldık. 5 bine yakın eğitim emekçisi orada taleplerini dile getirdi” dedi.

Kampanyanın ardından bir adım daha atmak durumunda olduklarını kaydeden Vardal, “Eğitim-Sen’i okullarda, üniversitelerde yeniden anlatma ve mücadeleyi de büyütme zamanı diye değerlendiriyoruz. Bu süreç içerisinde yaklaşık 600 yeni üye de kazanmış durumdayız.

TARİHSEL SORUMLULUK

Vardal sözlerini şöyle noktaladı: “Bu süreç içerisinde Eğitim-Sen tarrihsel sorumluluğunu da yerine getirdi. Mesela Ankara’da sokak merkezi çağrılara kapatılmıştı. Bunu aştık. Yaklaşık üç yıldır Ankara’da alanda sokakta merkezi bir eylem söz konus değildi. Bir diğer noktas ise eğitim emekçileirnin iradesinin her türlü baskıya rağmen sınırlandırılamayacağı anlaşıldı. Bu iki tarihsel sorumluluğumuzu yerine getirdikten sonra önümüzdeki dönemde üzerimize yeni sorumluluklar düşüyor. O nedenle konfederasyonumuz KESK ile birlikte bütçenin toplu sözleşmeye çevrilmesi, öğretmen atama sayılarının artırılması gibi gündemleri önümüzdeki günlerin gündemi yapmamız gerekiyor”

Vardal, ayrıca Eğitim-Sen’in eğitim emekçileri ile gerçekleştirdiği anketi de İz Gazete ile paylaştı:

-Ankete katılanların yüzde 97’si satın alma gücünün düştüğünü düşünüyor

-Yüzde 78’i yıl içerisinde borçlarının arttığını

-Yüzde 69’u daha iyi bir meslek bulması halinde mesleğini bırakabileceğini

-Yüzde 64’ü kendini işyerinde önemli hissetmiyor,

-Yüzde 93’ü 2019 toplu sözleşme sürecinde yetkili sendikanın haklarını yeterince korumadığını,

-Yüzde 90’ı ise Milli Eğitim Bakanlığı’nın sorunları çözmek için ürettiği politikaların gerçekçi olmadığını düşünüyor, yüzde 92’si mülakat ile öğretmen alımında eşit bir yöntem olduğu fikrine katılmıyor. Yüzde 87’si protokolleri doğru bulmuyor, yüzde 74’ü eğitimde cinsiyet eşitliğinin olduğunu düşünmüyor, yüzde 84’ü ise okullarda yaşanan şiddet vakaları nedeniyle işyerinde kendini güvende hissetmiyor.

Editör: Haber Merkezi