NAZMİ CAN ARSLAN / İZGAZETE - Yaşanan Toplu İş Sözleşmesi (TİS) sürecine ilişkin Birleşik Metal İş İzmir Şube Başkanı Ali Çeltek gazetemize açıklamalarda bulundu.

Birleşik Metal İş sendikasının metal iş kolunda kurulan ilk sendika olduğunu ve metal sektöründe çok ciddi mücadele vermiş bir sendika olduğunu belirten Ali Çeltek, metal işçilerinin yaşamış olduğu zorlukları sıkıntıları bileyerek ve yaşayarak bir Toplu İş Sözleşme süreci başlattıklarını söyledi. Ali Çeltek Toplu İş Sözleşmesi sürecine dair “Bu toplu sözleşme süreci ile birlikte bütün fabrikalarda önce temsilcilerle ve iş yeri komiteleriyle nasıl bir toplu sözleşme yapılması gerektiğiyle ilgili ciddi bir çalışmaya girdik. Tabi burada bu sürece girerken Birleşik Metal İş sendikası olarak özellikle MESS’in kabul edilmez yaklaşımlarını püskürtmeye başladık ve bununla beraber ciddi bir mücadele başladı. Çünkü sarı sendikaların her dönem iş verenlerle birlikte yapmaya çalıştığı TİS politikaları, TİS’ler de işçilerin kabul edemeyeceği yaklaşımları ve oldu bittiye getirerek ücretlerin çok baskılandığı bir ortamda hep işverenlerin kolayına gidecek onların işini kolaylaştıracak şekilde TİS’ler imzalandı. İşçi arkadaşlarımızın bu sıkıntılarını, bu taleplerini, kıdemli arkadaşlarımızın ortaya koymuş olduğu yaklaşımlar sendikamız tarafından Merkez Yönetim TİS Kurulumuz tarafından değerlendirilerek teklif olarak ortaya çıktı. Burada her zaman olduğu gibi teklifimizi işveren örgütüne verdik. Burada dedik ki asgari ücret saatlik olarak 9 TL’ye geldi. Öncelikli olarak işçilerin bu duruma iblağ edilmesi gerekiyor. Artık bu işçileri asgari ücretten kurtarmak gerekiyor. Onun üzerine saatlik 2,40 TL zam olması ve her yıla saatlik 10 kuruş olmak üzere kıdem farkı olması lazım. Diğer sosyal haklar ve ek ödemeler ile birlikte bu teklifi sunduk. Biz 60 günlük sürede tekliflerimizi ortaya koymamıza rağmen bir yaklaşım bulunamadı. Son günlerde yüzde 3,20 gibi çok komik bir zam geldi. MESS daha sonra biz görüşmelerimize devam edeceğiz şeklinde açıklamalarda bulundu. Arabulucu döneminde sonlara doğru bir görüşme oldu” şeklinde konuştu.

“YASAKLAR İLE İŞÇİLERE BİR GÖZ DAĞI VERİLMEK İSTENDİ”

Yapılacak olan grevlerin hükümet tarafından yasaklamasına değinen Ali Çeltek, bu yasaklar ile işçilere bir göz dağı verilmek istendiğini belirtti. Birleşik metal iş sendikası ilk günden itibaren ne yapacağını ortaya koymuş bir sendika olduğuna değinen Ali Çeltek diğer sendikalar hakkında eleştirilerde bulundu. Türkiye’de metal iş kolunda sözde en büyük iki sendika hiçbir dönemde bu konularla ilgili net tavrını ortaya koymamış olduklarını söyleyen Başkan Çeltek, “Bir sendikacı kendi paralı televizyonuna çıkıp “Ben bugüne kadar karakola gidip ifade dahi vermedim. Ben devletin kanununa sadığım” dedi. Bu övülecek bir ifade değil. Bir sendikacı işçinin sosyal, idare, ekonomik ve demokratik haklarını korumak, kollamak ve geliştirmekle yükümlüdür. Bunun için mücadele eder, gözaltına da alınır. Bu sendikacı açısından övülecek bir durumdur. Dolayısıyla o tarafın verdiği ifadeler iş verenleri de cesaretlendirdi. Sendikamızın sosyal medyada en çok takip edilen ve beğenilen ilk on olay arasına girmesi, 2 şubatta grevdeyiz, grev yasağını tanımıyoruz noktasında merkez yönetim kurulumuzun açıklamaları çok ciddi anlamda yankı buldu. Fabrikalarda bütün işçiler bu süreçlerle ilgili alınan yürüyüş, mesai eylemlerine harfiyen uydular. Bu çerçevede hiçbir aksaklık olmadan eylemlerimizi gerçekleştirdik. Ama işçiler bu arada devletin soğuk yüzünü gördüler. Her yürüyüşte tomalar, polisler eksik olmadı. Bunlar metal işçilerini kararlı mücadelelerinden hiçbir zaman geriye döndürmedi. Sonuna kadar haklarımızın ve teklifimiz arkasındayız” dedi.

“KANDIRILAN BİR HÜKÜMETİ DOĞRU BULMUYORUZ”

Yasaklanan grev kararından sonra hükümettin talimat vererek tekrar görüşmelere başlanması sürecine ve OHAL’e ilişkin sendika olarak bu süreçlerle ilgili düşüncelerinin çok net olduğunu hatırlatan Ali Çeltek, konuşmasını şöyle tamamladı: “Devlet hiçbir alanda işçiyle işverenin alanına etmemesi gerekiyor. Burada elinde sopayı gösterip oturun anlaşın demesi doğru bir yöntem olarak asla bulmuyoruz. OHAL konusuyla alakalı tabiri caizse ülkedeki at iziyle it izi birbirine karıştı. Bir FETÖ terör örgütü yaratıldı. Bununda nerelerden geldiğini bütün toplum biliyor. Şimdi OHAL’i işçilere halka uygulamayacağım diyerek sadece kötü niyetli terör örgütlerini kapsayacak denilen bir ortamda, nerede bir işçinin hak alma mücadelesi var ise orada hükümet soğuk yüzünü ve sopasını göstererek gidip iş verenin yanına anlaşın demesi bu son derece utanç verici bir durum. Dolasıyla ülkemizde hükümet OHAL’i kendi kişisel uygulamaları amacına dönüştürmüştür. Toplumda da inandırıcılığı kalmamıştır. Ülkemizde özellikle son dönemde ortaya çıkan terör olaylarının yıllarca yan yana olan kişiler, hükümetle içi içe olan kişiler tarafından ortaya çıktığını da görecek olursak bu kadar da kandırılan bir hükümeti doğru bulmuyoruz”

Editör: Haber Merkezi