Nil Kahramanoğlu ile Gün Ortası programının konuğu olan Disk Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, Meclis’e getirilen torba yasadaki belirli iş sözleşmesinin, 25 yaş altı ve 50 yaş üstü işçilerin haklarını olumsuz etkileyeceğini dile getirdi.
‘EMEKLİLİK TAMAMEN HAYAL OLACAK’
Yasayla işçilerin kıdem ve ihbar tazminatlarının ellerinden alınacağını belirten Sarı, “Bir yandan deprem hayatımızı alt üst ederken bir yandan da TBMM’de başka bir deprem hayata geçirilmeye çalışılıyor. Yıllardır var olan hükümetlerde kıdem tazminatıyla ilgili birçok yasa gündeme geldi, geri çekildi. 18 yıllık AKP iktidarının da kıdem tazminatını kaldırmaya gücü yetmeyeceğini düşünüyorum. İşçiler birlik olursa, konfederasyonlar tek ses, tek güç olursa bu yasanın da çekileceğine inanıyorum. Şalterin inmesine, direnişin sürmesine ve AKP’nin gitmesine sebep olacak bir yasa olarak görüyorum. Yeter ki işçiler birlik osun. Yasa şunları getiriyor; başka genç işsizlerle çok büyük bir mücadele içerinde olan bir hükümet var. Öte yandan 25 yaş altı ve 50 yaş üstü çalışanların kıdemden, ihbardan vazgeçmesini sağlayacak belirli iş sözleşmesi ile çalışma hayatına sokmaya çalışıyorlar. Belirli iş sözleşmesiyle işverenlere şu kolaylığı sağlıyorlar; 25 yaş altı herkesi çalıştırın, 9 gün çalıştırın bir gün boşta geçsin sonra bir 9 gün daha çalıştırın. Ama bu 9 günde SGK hesaba girmeyecek, kıdem ve ihbar tazminatı hakkı ortadan kalkacak. Zaten 1999’da çıkarılan mezarda emeklilik yasasıyla insanlara 65 yaşına kadar çalışma zorunluluğu getirildi. Belirli süreli iş sözleşmesi içerisine saat marufu yok. Günlük 8 saatin dışına da çıkarabilirler. Zaten çalışma saatleri uzun olan ülkelerden biriyiz. Biz iş saatlerinin kısaltılıp istihdamın önünün açılmasını beklerken emekliliğin tamamen hayal olacağı bir çalışma hayatına doğru gidiyoruz” diye konuştu.
AKP’nin iktidara geldiği günden itibaren işverene teşvik yasası adı altında birçok yasa çıkardığını ifade eden Sarı, “Doğal olarak 50 yaşından sonra iş gücüden zayıflamış bir insanı da çalıştırmazsınız. Büyük şirketlerin marketleri, posta dağıtım merkezlerinde hep 20-25 arası gençler çalışır. O zaman tercih 20-25 yaş arası gençlerin sigortasız ve kıdemsiz çalıştırılma işine dönecektir. Bu çok büyük tehlikedir. İşsizlik daha da artacaktır. Zaten AKP’nin 3 çocuk ısrarının nedeni de budur. Sömürülecek daha fazla çocuk, genç yetiştirmek istiyorlar. Torba yasaya karşı dünde mücadele ettik, bugün de ediyoruz. Mücadelemiz yarın da aynı kararlılıkla sürecek” dedi.
‘SOKAKTA OLMALIYIZ’
Sendikacıların kendilerine çeki düzen vererek yasaya karşı daha güçlü ses çıkarmalarını gerektiğini söyleyen Sarı, “Bugün AKP’nin Aile ve Çalışma Bakanı olan Zehra Zümrüt Selçuk’un Amerika’da master yaptığı konu çoklu yoksullaştırma programıdır. Siz insanlar ne kadar çoklu yoksulluğa alıştırırsanız biat eden bir toplum oluşturursunuz. Aslında bu kapitalist düzenin emekçiler üzerindeki bir oyunudur. Bunun için emekçilerin a sendikası b sendikası demeden, yaptıkları işin bilincine vararak, birleşerek sahada ve alanda olması lazım. Yoksa bundan sonra çocuklarımızın geleceğinin şimdiden AKP’ye peşkeş çekmenin koşullarını yaratmış olacağız. Zaten bu da gittikten sonra sendikacılık yapmanın bir anlamı kalmayacak. O yüzden sendikacıların bir an önce kendilerine çeki düzen vermesi gerekiyor. Her sendika kıdem tazminatı kırmızıçizgimiz, son kalemiz diyor. Evet, son kaleniz bugün Meclis’e geldi. 10 Kasım’da Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Mustafa Kemal Atatürk’ün ölüm yıldönümünde, işçilerin haklarını gasp etmek için Meclise getirdikleri yasa aslında işçileri köleleştirecekleri bir yasadır. Hem Cumhuriyete hem laikliğe hem de özgürlüğe ve demokrasiye sahip çıkmak için sokakta olmalıyız” diye konuştu.
‘AMACIMIZ MECLİS’İ SABOTE ETMEK DEĞİLDİ’
DİSK’li işçilerin İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nde yaptıkları eylem hakkında konuşan Sarı, “Bir hafta önce DİSK’li yöneticiler Meclis’e gitti. Orada da aynı saldırıyla karşı karşıya kaldı. Eğer milletin meclisinde işlerin sesi olmayacaksa, işçiler konuşamayacaksa o Meclis niye var? Yöneticilerimizle düşündük, İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi aynı zamanda CHP’li ve AKP’li meclis üyelerinin olduğu küçük bir yerel yönetim. Biz meclis başlamadan AKP’li ve MHP’li üyelere sesimizi duyurarak, kendi vekillerine bunları iletip yasanın geri çekilmesi için çağrı yapmaktı. Amacımız buydu ve amacımıza ulaştığımızı düşünüyorum. Yoksa Büyükşehir Belediye Meclisi’nin işleyişini baltalamak ya sabote etmek değildi. Bugün AKP’li vekiller lütfen pazarlara, fabrikalara gitsinler. İşçilerden, emekçilerden aldıkları tepkileri kendileri görecekler. O yüzden yüzde 44’lerde olan oyları yüzde 28-29’lara düştü. AKP ve küçük ortağının iktidarı son bulacak. Çünkü işçiler kendi torbasından onlara büyük bir kırmızı kart çıkaracaktır. O yüzden biz de sesimizi duyurabileceğimiz en meşru alanın yerel yönetim meclisi olduğunu düşündük. Bunu başardığımıza inanıyorum” diye konuştu.
‘GREV KONUSUNDA TAVRIMIZ NET’
Grev konusunda net tavır takındıklarını dile getiren Sarı, “İşçimiz hazır ama biz konfederasyonumuzdan bağımsız ya da DİSK olarak bir şey yapmak istemiyoruz. Bu sorun siyasi partilerin ya da onlara oy veren işçilerin sorunu değil. Bu sorun yekpare hak gaspıdır. Biz AKP’li, CHP’li, MHP’li tüm üyelerimizle alanda olacağız. O yüzden çağrımızı Türk-İş ve Hak-İş’e de yapıyoruz. Sessiz kalmayın. Sessiz kaldığınızda tarihin çöplüğündeki yerinizi alırsınız” dedi.
‘TÜM İŞLERİ DURDURACAĞIZ’
Son olarak Meclis’teki vekillere çağrıda bulunan Sarı, “AKP iki şeyden korkuyor; bir sokaktan bir de demokrasiden. Biz demokratik haklarımızı kullanmak için sokağa inmediğimiz sürece bu yasar iner iner çıkar. Pandemi koşulları bahane edilerek yasaklar getiriyorlar. Zaten pandemi bizi öldürmese de sizin bu düzeniniz bizi öldürecek. Biz ha pandemide rahatsızlanıp ölmüşüz, ha bu yasa çıktıktan sonra ölmüşüz. Kıymeti yok. Biz on binlerle sokakta olacağız. Ulaşımından çöpüne, defin işlerine kadar tüm işleri durduracağız. Çünkü işçilerdir hayatı yaratan. O yüzden Meclis’teki tüm partilere seslenerek oy aldığınız emekçilerin haklarını gasp etmeyin, bu yasaya hep birlikte karşı çıkın diyoruz” şeklinde konuştu.
