İz Tv ekranlarında yayınlanan Bülent Kepenek ile Emek Dünyası programının konuğu KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen oldu. Gezen, KHK’larla işten çıkarmalardan KESK’in halktan aldığı yorumlara kadar birçok konuyu değerlendirdi. Gezen ayrıca, Mayıs ayında yapılacak seçimlerde aday olmayacağını belirterek, “Yenilenme lazım” dedi.

Geçtiğimiz günlerde KHK’larla işlerinden olan emekçilerin işe geri dönüşü için yapılan yürüyüşle ilgili tepkileri ve karşılığını anlatan Gezen, KHK’ların iktidarın tercihi olduğunu belirterek, “Sadece 130 bin kamu emekçisi işinden ekmeğinden edilmedi, KHK’larla aynı zamanda ülkenin hak ve özgürlüklerinden vazgeçiliyor. Bu Anayasa’nın askıya alındığı bir yönetme biçimi. Türkiye’nin siyasi rejiminin bugün geldiği noktaya tek adam rejimine bizi götüren yolun taşları da KHK’lılarla döşendi. Buna karşı ve ülkenin hukuka saygı duyan bir yapıya bürünmesi için yürüdük” dedi.

‘KHK SÜRECİNİN DEVAMI’

Kendisinin de ‘Barış Akademisyenleri’ sürecinden işinden atıldığını kaydeden Gezen, İstanbul Sözleşmesi ile ilgili ise, sözleşmenin bir gecede cumhurbaşkanlığı kararıyla feshedilmesini KHK sürecinin devamı olarak yorumladı. Gezen, kararın Anayasa’ya aykırı olduğunu hatırlatarak, “Bu AKP için bir şey ifade etmiyor. ‘Bu karar hukuki değil siyasi’yi savunabiliyorlar. Kadın bir meta olarak görülüyor. Kadınların evde köle olarak çalışmasını istiyorlar. Kapitalizmin çok öncesinden gelen erkek egemenlik boyutu var. Kadınlar AKP’nin ideolojisini yerle bir edecek yegâne bir özne olarak ortaya çıkıyor. AKP’nin tüm bunlara saldırısı bir kesişim noktası olarak ortaya çıkıyor” açıklamalarında bulundu.

‘TEK YOL HALKI ÖRGÜTLEMEK’

AKP’nin sokak muhalefetini bastırmaya yönelik hazırlıkları olduğunu söyleyen Aysun Gezen, “Sadece seçim üzerinden muhalefet örgütlemenin ne kadar sınırlı kaldığını hepimiz biliyoruz. Emekçilerin gerçek özne olduğu bir demokrasi inşa etmemiz gerekiyor artık. Bunun tek yolu da halkı örgütlemek. Bu örgütlenme çalışmalarını yürütmek de muhalefet açısından çok elzem. Sadece Salı’dan Salı’ya konuşarak AKP’nin bu toplumda yarattığı dönüşümü bozmak mümkün değil. STK’ların, siyasi partilerin bu ufukla hareket etmesi lazım” ifadelerini kullandı.

‘İŞÇİ LEHİNE BİR ŞEY YOK’

Türkiye’yi sermayedeler için ucuz iş gücü kapsamında işleyen bir iktidar olduğunu söyleyen Başkan Gezen, “Devletin sermaye yanlısı tarafını belki de çok uzun süredir böyle görmemiştik. Pandemi ile beraber bu çok daha açık ortaya çıktı. İşçiler servislerle tıklım tıklım gidip yan yana çalışırken herhangi bir önlem alınmadı İşçiler öldüler. Bununla ilgili adımlar atılmadı. Defalarca paketler açıklandı bu paketlerden işçilerin lehine tek bir şey çıkmadı. Yapılan yardımlara baktığımızda işsizlik, sosyal yardımlaşma fonlarının toplandığı, ibanla bağış toplanan bütçenin hiç kullanılmadığı bir süreci hep beraber yaşadık. İktidarın 5 tane inşaat firması daha fazla kazansın diye çalışmalarını gördük” diye konuştu.

‘DİNSELLEŞME POLİTİKASI’

Diyanet İşleri’nin ‘biz sizi sınıyoruz’ sözlerini ele alan Gezen, “Dinselleşmenin kendisi emekçilerin sömürüye baş kaldırmasını engellemek için seferber ediliyor. Eğitim de benzer durum söz konusu. Müfredat eliyle çok ciddi bir dinselleşme politikası söz konusu. Kürt işçilerinin çok daha kötü koşullarda çalıştığını biliyoruz ya da alevi kimliği olanların çok daha ciddi anlamda ayrımcılığa uğradığını biliyoruz. Sermayenin sarıldığı ilk şeylerden biri milliyetçiliktir, savaş politikalarıdır. Bu ülkenin her bir yurttaşı etnik kökeni, dili, dini fark etmeksizin eşit haklara sahip olmalı. Aslında meselenin özü bu” dedi. Gezen, ülkede insanlar açlıktan intihar ederken Saray’ın bir günlük harcamasının milyonları geçmesini ise siyasal olarak yorumladı.

‘SORUMLU YÖNETİM’

Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da çöp toplayıcısı işçilerin yaptığı grevin bazı kesimlerce ‘şımarıklık’ olarak adlandırılmasına da Aysun Gezen, “Bu ülkede yoksulluk sırın 9 bin TL, açlık sınırı ise 3 bin TL bandında. Bu talebi böyle ele almak gerekiyor. Bir muhalif belediyenin işçinin emekçinin hakkını vermesi belki kendisinin daha lehinedir. Kamu yararına, emekçiden yana yapısıyla ilerleyen dönemlerde halk tarafından desteklenmesi çok daha kolay olur. Yönetimlerin görevi emekçilerin yararını geliştirecek bir perspektifle hizmet etmek. Eşitlik, özgürlük derken en alttakilerin seviyesinde bir eşitlikten değil, insan onuruna yaraşır bir ücretten çalışma koşulundan bahsediyoruz. Bir kişinin işsiz kalması diğer çalışanın suçu değil. Buradaki suçlu sermaye ve onu koruyan yönetim. Buna karşı bir tavır almak gerekiyor. Bunu göremediğimiz sürece bu mücadeleyi kazanmamız mümkün değil” şeklinde konuştu.

‘AKP SERMAYEYİ GÖZETTİ’

“AKP pandemi ile mücadele etmedi sadece sermayeyi gözetti” diyen Gezen, “Bu anlamda bilerek isteyerek başarısız bir yönetim var. Okullar açık ama Ramazan boyunca restoranlar kapalı olacak. Bu bir ideolojik tercih, bu çok net. Eğitimde alınan birçok kararda sermaye kesimi için alındı. Hiçbir şekilde çocuğun üstün yararı gözetilmedi. İktidarın ilk yapması gereken şey okulların açık olmasını sağlamaktı. Aşı geldi diyorlar madem öyle neden insanlara ‘kalmadı’ deniyor. Bu sorunun cevabı da yok maalesef” dedi. Gezen, AKP’nin kongrelerinin de vaka sayılarının artmasına neden olduğunu belirtti.

Sağlıkçıların, halkın, esnafın can kayıplarının nedeni olarak da AKP’yi işaret eden Gezen, ülkedeki ekonomik krize de dikkat çekti. Gezen, yıl başlarında yapılan zamların enflasyon ile erdiğini hatırlattı ve kamu emekçilerinin kayıplarının giderilmediğini dile getirdi.

ADAY OLMAYACAK

Mayıs ayında yapılacak KESK kongresinde aday olup olmayacağı sorusunu Gezen, “Yerimi başka bir arkadaşa devredeceğim. Yenilenme gerekir” diye cevapladı.

KESK’in ciddi anlamda mücadeleler yürüttüğünü kaydeden Gezen, KESK’e yönelik ‘gerçek sendikacılığı siz yapıyorsunuz’ yorumlarını duyduğunu ama bu cümlenin ardından ‘ama’lar gelebildiğini söyledi. Gezen, ‘ama’ların iyi tahlil edilmesi gerektiğini belirtti.

Editör: Haber Merkezi