Bugün İzmir soğuk, yetkililer yarın daha da soğuyacağını söylüyor. Bornova sokağından Alsancak garına doğru yöneldiğinizde soğuk ustura gibi keskin. Eski adı Punta garı olan caddeye çıktığınızda bir vadiye ulaşmış gibi soğuk şiddetini artırıyor.

Işıklardan karşıya geçip, pankartlar ile kaplı olan bölümü geçtiğinizde sizi gülen gözlerle gençler karşılıyor. Bu sosyal medya çok etkili bir araç. Hemen etrafınızı sarıyor genç işçiler, adınızla hitap ediyorlar. Birbirlerine kaş göz işareti yaparak biri oturacağınız yeri hazırlıyor, diğeri hemen çayınızı getiriyor.

Bir işletme, adı İzban. %50 TCDD,%50 Belediye ortak işveren. Kentin çeperlerinden bir ucundan diğer ucuna can taşıyorlar. Milyonlarca işsiz içinde şanslı sayılanlar. Kursa gitmişler, eğitim almışlar emek cephesine katılmışlar. Zor işleri, soğukta, sıcakta çalışıyorlar. Bazıları kendilerini rayların üzerine atıyor, canları gidiyor, üzülüyorlar. Çalışanların bir bölümü engelli. Genelde gişelerde onlar görevli. Doğru bir iş yapılmış onlar üretim sürecine katılmışlar.

Bu gençler 2018 yılında çıplak ücret olarak yeni giren 1473 TL , en eski çalışan ki 8 yıllık, 1872 TL alıyorlar. Daha önce de grev yapmışlar 2016'da biraz korsan grev olmuş. İçlerinden 13 kişi atılınca sosyal hak taleplerinden atılanların geri alınması için vazgeçmişler. Ama "artık yeter" demişler 2018 Temmuz'da. Örgütlenmişler kendi aralarında. Sendika Demiryol İş, Türk İş'e bağlı. Ama bu çocuklar Demiryol İş'e vites attırmışlar. Kapalı zarf usulü olmak üzere üç defa aralarında oylama yapmışlar. 326 Kişi katılmış, kalan 17 kişi raporlu, izinli veya uzakta olduğu için oy kullanamamış. 320 kişi "grev" demiş ve başlamışlar.

Demiryolu taşımacılığı güvenli olması, ucuz olması, trafik derdi olmaması nedeni ile kentlinin olmazsa olmazı. Sıkıntı başladı doğal olarak. İşe gidemeyen, okuluna gidemeyen, alış verişini yapamayan yakınmaya başladı. Tepkinin doğal muhatabı AKP hükümeti ve CHP Belediyesi olması gerekirken, tepki işçilere döndü. Bu düşük rakamla işçi çalışmaz, çalışmamalı demesi gereken kulaklar sağır, gözler kör oldu.

Başkan A.Kocaoğlu yaptığı açıklamalarla bir "mini reis" özentisi sergiledi. Rakamlar sözlü olarak havada uçuştu. Halen şu ana kadar işçilere yazılı bir öneri yapılmadı. Devlet asgari ücrete %26 zam yapınca balonu söndü. İşçilerin %28 talebi ve geçmişten gelen sosyal hak taleplerini karşılamak yerine tehdit etti. O tehdit sokaktaki adamın dilinde "lokavt yapın, işten atın, asgari ücretten bir kuruş fazla vermeyin"e döndü. Bir anda ayda net 4.000 TL maaş istiyorlar uydurma sözü dolaşmaya başladı.İşçiler 3.000 TL'yi görmeden bu şayialar ile halk ile işçiler karşı karşıya bırakıldı.

Genç işçileri ziyarete gittim bugün. Soğuk İzmir'de "kış güneşi" gibi çocuklar. Ne istediklerini biliyorlar, kararlılar, tıpkı Nazım'ın şiiri gibi hepsi.

Onlardan haber geldi.
Oradan
onlardan.
Gömlekleri kirli değil
çatık değilmiş kaşları.
Yalnız biraz
uzamış tıraşları.
"Yandık!"
dememişler.
Dayanmışlar biliyorum.
"Dayandık!"
dememişler.
Gözleri gülerek
bakıyorlarmış adama.
Şakaklarında taze bir yara varmış ama,
çatık değilmiş kaşları.
Yalnız biraz
uzamış tıraşları....

Gözleri gülerek, sevgi dolu bakışlarla anlatıyorlar dertlerini. Aralarında müthiş bir elektrik, güçlü bir dayanışma var. Her yazılanı, her sözü takip ediyorlar. Emeğinin hakkını istiyor bu çocuklar. Kimsenin oyununun aktörü değiller, kimsenin oyuncağı olacak durumda da değiller. İçlerinden her partiye gönül veren var, ironik biçimde çoğu CHP'ye oy veriyor ve AKP'li olmakla suçlanıyorlar.

Ulusal medya görmezden geliyor, gelip çekim yapıyor, yayınlamıyor. Yerel medya belediyeden beklentisi olanlar ses çıkarmıyor. Üç maymunu oynuyorlar, görmedik, duymadık, konuşmuyoruz.

İzmir halkı bu çocuklara İzban grevine sahip çıkmalıdır. Bu grev için yazılanlar Arjantin'e ulaşmış, orada şimdi işçilere destek için bir kısa film hazırlıyorlarmış. Yabancı ajanslar gelip çekim yapıyor. Kapıdan gelen herkesi coşku ve sevgiyle karşılıyorlar. Bıkmadan, yorulmadan anlatıyorlar. Birisi bu işçiler için Twitter'da "tutuklansınlar" diye kampanya başlatmış, onu gösteriyorlar, hüzünle.

İzban işçisi soğuk kış gününde kenti heyecanı ile ısıtıyor. Bunlar bizim çocuklarımız. Haklarını almak için, birleşmişler, sözleşmişler, kendi meclislerinde karar almışlar ve direniyorlar. CHP Genel Başkanı, İzmir vekilleri, Büyükşehire aday olan siyasetçiler, odalar, sendikalar herkes üzerine düşeni yaparsa bu grev hemen biter. Arjantin'den duyup gelen eloğlu varken, İzmir'li kardeşlerine sahip çıkmalıdır.

Editör: Haber Merkezi