NİL KAHRAMANOĞLU / İZ GAZETE - ‘Emeğin Türkiye’si 2020’lerin DİSK’i’ söylemiyle kongreye gittiklerini ifade eden Kara, “Geçtiğimiz günlerde hem DİSK’in 16. Olağan Genel Kurulu’nu hem de 53. mücadele yaşını kutladık. 5 kıtadan ve Türkiye’den 20 sendikamızın çeşitli iş kollarından gelen 500’e yakın emek dostlarımızla birlikte Türkiye’nin son dönemine, son 4 yılına, 2020’lerin DİSK’ini, yaşadığımız ekonomik sorunlar, krizin faturası, savaş politikaları, doğa katliamı, emeğe yönelik saldırılar ve bunların tamamını tartıştığımız bir genel kurul geçirdik” dedi.

TALEPLER DİLE GETİRİLDİ

Türkiye’de yaşayan her bir emekçinin haklarının tartışıldığı çok kıymetli bir genel kurul olduğunu da belirten Kara, “Metal-İş kolundaki arkadaşlarımız MESS dayatmalarına, kazanılmış haklarının tamamına yönelik yapmak istedikleri uygulamaları, Lastik-İş, Petro-Kimya kolundaki arkadaşlarımızın halen özel istihdam büroları aracılığıyla kiralık işçilik uygulamana karşı vermiş olduğu mücadeleler, kendi iş kolumuz olan Genel-İş kolunda yaşanan keyfi uygulamalar, işten atmalar, emekli arkadaşlarımızın kendilerinin yaşam hakkı, ücret hakkı, ekonomik talepleri dillendirdiler. Başta Konfederasyonumuzun Genel Başkanı Arzu Başkan olmak üzere her sendikamızın üyeleri, genel başkanları, delegelerle birlikte çeşitli görüş alışverişinde bulunduk. O yüzden kongreye giderken ‘Emeğin Türkiye’si 2020’lerin DİSK’i’ dedik. Kongreye gittiğimizde hem 53 yıllık tarihimizi hem de işçi sınıfının çok geniş bir yelpazede verdiği mücadeleyi gördük” ” ifadelerini kullandı.

‘BİZİM İÇİN ÖNEMLİ’

Disiplin Kurulu üyeliğine seçilmesinin hem kendisi hem de İzmir açısından önemli olduğunu söyleyen Kara, “İzmir’den Disiplin Kurulu üyeliğine iki kişi seçildi. Benimle birlikte Birleşik Metal-İş Sendikası Şube Başkanı arkadaşımız. O denetim kurulu üyesi oldu. Bizim açımızdan önemli. Tecrübesi ve birçok pratiği olan insanlarla birlikte, yeni şube başkanlarıyla birlikte kavgayı büyütmenin sözünü verdik. Disiplin Kurulu 5 kişiden oluşuyor. İstanbul, İzmir, Doğu-Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve İç Anadolu Bölgesi’nden temsilciler yer alıyor. Her sendikamızdan bir kişi var” dedi.

‘MÜSAADE ETMEYECEĞİZ’

Emekçilerle ilgili her alanda mücadele etmeye devam edeceklerini bildiren Kara, “Aslında her konuda bir fikrimiz bir mücadele geleneğimiz var. Bundan sonra Türkiye halklarına yönelik yapılacak hiçbir saldırıya müsaade etmeyeceğiz. Hem hukuksal anlamda hem mücadele alanında. Sonuçta DİSK’li işçilerin kendilerine yönelik taleplerini dışında; kadın, yaşam, doğa, engel, hukuk, laiklik yani bunların hepsini ele alan bir genel kurul geçirdik. Bundan sonra da iktidarın fütursuzca davranamayacağını hatırlatacağız. Başta kıdem tazminatı ve kadro talebimiz olmak üzere ayrı bir mücadele hattı belirleyeceğiz” diye konuştu.

‘BİR ADIM ÖNDE’

Türkiye’de şu anda demokrasi sorunu olduğunu söyleyen Kara, “Demokrasi gelişmeden emeğin hakları gelişmez. Sadece İzmir özelinde değil tüm Türkiye için değerlendirmelerde bulunuyoruz. Genel-İş konfederasyon içerisinde en çok üyeye sahip sendikadır. Sayısal anlamda kongrede tek belirleyici sendikaydı. Ancak bunun bir önemi yok bizim için. İzmir’de birçok sıkıntı yaşandı. Bergama Belediyesi’nde kendi siyasetinden, kendi inanç grubundan olmayan ve kendi sendikasına geçmeyen 3 kadın arkadaşımız işten atıldı. Yakın tarihte Aliağa Belediyesi’nde 250 işçi haksız yere işten atıldı. Bu gibi sorunlar tabii ki yaşanıyor. Ama diğer illerle kıyasladığımızda, aradaki farka baktığımızda burası bir adım önde. Türkiye’deki hiçbir şey iyi gitmiyor. Rejim değişikliği, baskıcı tutumlar ve sarayın politikalarına baktığımızda biz emekçileri zorlu günler bekliyor. Bugün emekliler, asgari ücret ile yaşayanlar taleplerini yenilemeli. Bizler de yenilemeliyiz. Yeni bir sürece giriyoruz. Eskiden insanlar, kiraların ne kadar olması gerektiğini söylüyormuş. Temel tüketim ücretlerinin neler olması konusunda taleplerini sunuyorlarmış” şeklinde konuştu.

‘ÖRGÜTLENECEĞİZ’

Bundan sonra izleyecekleri yolun çok önemli olduğunu dile getiren Kara, “Türkiye’de kayıt içi-kayıt dışı, mülteci işçilerle beraber 27 milyon çalışan var. Ülkede işsiz sayısı 7 milyonu geçmiş. Her 4 gençten biri işsiz. Türkiye nüfusunun yüzde 5’i lüks içinde yaşıyor. Geri kalanı hizmet ediyor. Baktığımızda aslında yaşama şansımızın olmadığı bir süreci yaşıyoruz. Bunları düşündüğümüzde yapacağımız tek şey var. Hepimize görev düşüyor. Örgütleneceğiz. Herkesi bir araya getireceğiz. Türkiye’deki sendikal örgütleri tüm yasaklamalara rağmen bir araya getireceğiz. Türkiye’de demokrasinin, hukukun tekrardan inşasını sağlayacağız. Aynı zamanda emeğin haklarını hep birlikte savunma konusunda yeni bir döneme giriyoruz” diye konuştu.

‘KONGRE ÇOK ŞEY ÖĞRETTİ’

Kongrenin kendileri için çok verimli olduğunu dile getiren Kara sözlerini şöyle tamamladı: “5 kıtadan insanlar geldi. Avrupa ülkeleri de dâhil olmak üzere dünyanın birçok yerinde ırkçılık hızla büyümekte. Faşizmin gerilediğini düşündüğümüz iklimlerde, Türkiye’de ve dünyada savaş tantanaları devam ediyor. Birçok ülkede sağ partiler görev almaya başladı. Bunların olduğu bir dönemde emekçiler ve halklar sustuğunda faşizmin emeğe yönelik ciddi saldırılar gerçekleştiriyor. Bizim bu saldırılara karşı topyekûn birlikte olup karşı koyup kurtulmamız gerektiği gibi bir düşüncemiz var. Ölen de biziz öldüren de biziz. Aslında kongre bize çok şey öğretti. Her iki ayda bir Soma katliamı kadar sayı, Türkiye’de çalışırken katlediliyor. Hiçbir güvenlik politikalarının olmadığını görüyoruz. Bunların yaşandığı bit ortamda birleşmekten, örgütlenmekten başka çaremiz yok.”

Editör: Haber Merkezi