İZ GAZETE - İzmir'de bir süredir tartışılan İZBAN grevi hakkında kapsamlı bir yazı Haluk Tekeli'den geldi. Tekeli, 'Ar Damarı Çatlarsa' başlıklı yazısının tamamı şu şekilde;

İzban grevi üzerinden yürütülen tartışma ilginç bir seyir izlemeye başladı.

Kendini demokrat ve İzmir ayrıcalığı içinde tanımlayan önemli bir kesimin bu grev ile üzerindeki demokrasi cilası dökülmeye başladı. Orta sınıfların bu grev karşısında tutumu mevcut statükodan sürekli yarar görmüş olmaları ve rahatlarının kaçacağı kaygısı olabilir mi?

Bir kez daha belirtelim İzban, Büyükşehir Belediyesi ile TCDD 'nin yarı yarıya ortak olduğu şu an için AKP/CHP ortak işletmesidir. İşveren AKP Genel /CHP yerel iktidarıdır. İzban grevi üzerinden yerel yönetim için çıkması gereken bir fatura olacak ise AKP/CHP ödemeyi ortak yapmalıdır. Böyle olmuyorsa taraflardan biri diğerine teslim olmuş demektir.

Bir süredir İzmir'in "kuşatma altında" olduğunu, İstanbul başta olmak üzere memleketin bütün kıymetli kamusal müşterekleri tüketen inşaatçı, rantçı sermayenin kenti Bayraklı CHP'li belediye başkanı H. Karabağ'ın deyimiyle "parsel parsel satmak" üzere hazırlık yaptığını anlatmaya çalışıyoruz.

Evet artık her çatışma ve karşı karşıya geliş bir yerel seçim kavgasıdır. Fakat bu kavga AKP ve CHP arasında değildir. AKP'nin İzmir'de seçim alması söz konusu değildir. Zeybekçi gibi düşük profilli ve dışarıdan bir aday ile kendisi de bu durumu kabullenmiştir. İzmir halkı yerel seçime kadar işe değil İzban ile, yürüyerek gitse de AKP'nin şansı yoktur.

Kavga CHP içindedir, Büyükşehir belediyesi bütçesi üzerinedir. Genel sekreterlik içindir. Körfez geçişi, Basmane çukuru, Kemeraltı, Kuş Cenneti, Urla, Güzelbahçe, Çeşme, Karaburun arazileri, Aliağa termik santrali, Res'ler, Bayraklı'nın sırtları içindir. CHP İzmir'de AKP ile işbirliği yaparak kenti yönetmek isteyenler ile kendi sosyal demokrat çizgisinde kenti yönetmek isteyenler arasında ayrışmak zorundadır.

Başkan Kocaoğlu kendi hırsı, kapasitesiz iktidarı, yorgun bedeni ve yaşlanmış ruhu ile İzmir için bir tıkaç durumuna gelmiştir. İzban grevi faturasının tamamı Kocaoğlu eliyle CHP içi çatışmaya ödetilmek isteniyor. Eğer İzmir suyunda "arsenik muhabbeti" yapılacak ise bu zehir kente Kocaoğlu, M. Bakan gibi AKP ile kenti yönetmek isteyenler tarafından zerk ediliyor. İzmir kamuoyu İzban işçileri üzerinden emek düşmanı durumuna düşmemelidir.

Dövizin yıllık artış oranının %50, bütün temel ihtiyaç maddelerindeki artışın bu oranın üzerinde olduğu bir ekonomide nasıl oluyor da İzban işçisinin %30 artış talebi okumuş insanlara "olur mu o kadar, sağcı sendika grev yapar mı?" dedirtiyor. Yıllardır yoksulluk sınırında yaşam koşullarına mahkum edilen insanların örgütlenip, haklarını aramaları bazı okumuşları neden bu kadar ürkütüyor?

İzfaş binası bedelsiz özel bir vakfa 3 yıllığına kiralanınca batmayan, kente biblo gibi süs olarak yapılan tramvay'ın her döviz kur artışında yükselen maliyeti ile batmayan, Tarımsal kalkınma için yapılan teşvikler ile batmayan belediye, 350 işçinin %5 fazla ücret talebi ile mi batıyor? Siz ne zamandan beri açıklanan seçim sonuçlarına, enflasyon rakamlarına iman eder oldunuz da İzban işçisinin ücret artışından bu kadar rahatsızsınız?

Ar damarını çatlatmayalım. Bunca soyguna, talana, yağmaya, peşkeşe rağmen batmayan kenti, memleketi, işçinin insanca ücret artış talebi mi batıracak? Bu 12 Eylül'den bu yana süre gelen sendika, grev, emek düşmanlığına teslim mi olacağız?

Sendika sağcı, Başkanı Türk iş'li olunca işçinin hak talebi kadük mü oluyor? Zonguldak üzerinden bütün ülkeyi sallayan maden işçileri sol sendika üyesi miydi? Daha bir kaç ay önce Sakarya'da sendika üyesi tarafından öldürülen mafya tipi Sendika Başkanı Genel İş Disk üyesi değil miydi? Türkiye işçi hareketinin önemli köşe taşlarından Petrol İş, Kristal İş Türk İş üyesi değil mi?

İzban grevi kendisine dayatılan koşullara karşı üretimden gelen gücünü kullanan, örgütlenen hak mücadelesi veren işçinin sesidir. Bu özlenen bir sestir. Çıkması gereken zamanda yükselmiştir, yanında durmak destek olmak gerekir. Başarıya ulaşması durumunda bütün emek hareketine güç ve moral taşıyacaktır.

İzban işçileri kentin ortasında Alsancak'ta grev yapıyorlar. İyi niyetle sorusu olan merak edenler gitsinler ziyaret etsinler işçilerin yüzüne, gözlerinin içine bakarak sorsunlar sorularını.

Ar damarı çatlamış, belediyelerden, başkan adaylarından nemalanan web gazetesi yazılarını, yalan yanlış bilgileri paylaşmak yerine grevci işçilere bir paket çay götürüp, onlarla bu konuları yüz yüze sohbet etmek daha doğru değil midir?

Editör: Haber Merkezi