UMUT KARAKOYUN - İZBAN'da çalışan 42 kadın personelden biri olan istasyon operatörü Yeşim İnal, çalışırken bir yolcunun, ücretsiz olarak başka bir yolcuyu geçirmek istediğini, kendisinin de buna karşı çıktığını, daha sonra aralarında tartışma yaşandığını ve günlerce evine polis eşliğinde gidip geldiğini anlattı.

TKP'nin daveti üzerine tarihi Kemeraltı Çarşısı'nda bulunan Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde vatandaşlarla bir araya gelen grevdeki İZBAN çalışanları, sürece dair katılımcılara bilgi verdi. İZBAN personellerinden baştemsilci Ahmet Güler, TİS görüşmeleri süresinde işçilerin yaşadıklarını anlattı. 343 personelin 12 gündür evine ekmek götüremediğini söyleyen Ahmet Güler, TİS görüşmeleri süresince, işveren ile masada uzlaşmaya çalıştıklarını belirtti. İşvereni de zor durumda bırakmamak için bir çok alternatifler sunduklarını fakat taleplerin görmezden gelindiğini ileri süren Güler, "Greve başlamadan önce, iş yavaşlatma eylemi yaptığımız söylendi. Kesinlikle iş yavaşlatmadık, çünkü İZBAN'ı kullananlar da bizim gibi emekçi insanlardı. Onları zor durumda bırakmak istemedik. Sakal bırakma, siyah kurdele takma gibi pasif eylemler yaptık" dedi. Aldıkları ücretlerin çok düşük olduğunu, bunun da yaşam standartları açısından sorun yarattığını söyleyen Güler, anlaşma sağlanamaması üzerine istemeyerek de olsa greve başladıklarını ifade etti.

'POLİSLERLE EVE GİDİP GELDİM'

İZBAN'da çalışan 42 kadın personelden biri olan istasyon operatörü Yeşim İnal ise, kadın personellerin çalışırken karşılaştıkları zorlukları anlattı. Yeşim İnal, çalışırken karşılaştığı bir olayı da paylaştı. İnal, "Halkapınar İstasyonu'nda çalışırken, yolculardan biri, bir başka yolcuyu ücretsiz geçirmek istedi. Ben de bunun yanlış olduğunu belirttim. Sonra kavga çıkardı. Bana saldırmasını çalışma arkadaşlarım engelledi. Daha sonra karakolluk olduk, dava açıldı. Olayın ardından 3 gün boyunca, farklı insanları istasyona gönderdi. Gelenler, beni dışarı çıkarmak için akrabam olduklarını söyledi. Olası kötü bir durumu, arkadaşlarımın dikkati sayesinde atlattım. Polislerle eve gidip geldim." şeklinde konuştu. 

İnal'ın anlattıkları, dinleyiciler tarafından şaşkınlıkla karşılandı.

'TRENLERİN BAKIMLARI YAPILIYOR MU?'

İşçi temsilcisi Berkant Arda da, İZBAN trenlerinin bakımlarının öneminde değindi. İZBAN'ın kısıtlı personel ile çalıştıklarını söyleyen Arda, trenlerin haftalık, aylık ve yıllık bakımlarının olduğunu, bakımlarını yapan personelin hepsinin de greve çıktığını belirtti. Şimdi ise trenlerin bakımlarının yapılıp yapılmadığını sordu. İZBAN'da herhangi bir kaza olmaması temennisinde de bulunan Arda, "Uzun süre devam eden TİS görüşmelerinden sonuç alamayınca, 160 günün ardından greve çıktık. Greve çıkarken kimseyi örgütlemedik. İşveren az ücret vererek bunu örgütledi. Bıçak kemiğe dayanınca grev başladı ve mecbur kaldık. Şimdi de herkes bir şekilde grevden bir pay almaya çalışıyor. Ama biz haklarımız için mücadele ediyoruz. Kimseyle bir davamız, hesabımız yok. Bizim hesabımız ekmek hesabı. Sabah çıkarken çocuklarıma işe gittiğimi söylüyorum. Bütün arkadaşlarımız ile hakkımızı alana kadar mücadelemiz sürecek." dedi.

'6 SAATTEN SONRA ALGILAMADA SORUN YAŞANIYOR'

İZBAN işçilerinden Mücahit Yavuz da, grev dışında kalan emekli personel ile trenlerin sefer yaptığını anımsatarak, "Kısa bir süre önce Ankara'da tren kazası yaşandı. Burada da aynı olayın yaşanacağına dair endişelerimiz var çünkü şu anda trenlerde çalışan personel, çok yoğun mesai harcıyor. Biz günde 6 saat tren üzerinde kalıyorduk. Daha fazla kaldığınızda algılama yetinizde düşüklük oluyor. Emekli makinist sabah 05.00'te kalkıyor. Akşam da sefer yapılıyor. Daha ne zamana kadar bu şekilde çalışacaklar? Ankara'da bir tren kazası yaşandı. İşveren bir şekilde grevi kırmak için böyle bir riski nasıl göze alıyor? İzmir halkının bu konuyla ilgili tepki göstermesi gerektiğini düşünüyorum" diye konuştu.

'BİZE VERMEDİKLERİ PARALARI, DOLMUŞLARA HARCANDILAR'

İZBAN işçilerinden Emre Saygılı da, hayat pahalılığından bahsetti. Her şeye zam yapıldığını ve aldıkları ücretlerin, giderlerini artık karşılamaya yetmediğini dile getiren Emre Saygılı, "İnsanca yaşamın gerektirdiği ücretler istiyoruz. Bunun için bizden fedakarlık beklenmesinler" dedi. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin ulaşımda sorun yaşanmaması için aldığı tedbirlere harcadığı paranın, İZBAN işçilerinin bir yıllık ihtiyacından fazlasını karşıladığını söyleyen Saygılı, "Bize vermedikleri paraları, gidip dolmuşlara harcandılar" dedi. Grevde olan işçilerin kafa karışıklığı yaşamadığını da savunan Saygılı, "Grevde olan arkadaşlarımızın hiçbiri 'Ben daha fazla dayanamıyorum' demiyor. Herkes kararlı şekilde grevi sürdürüyor. Greve ilk gün nasıl başladıysak, şimdi de aynı noktadayız" diye konuştu.

Katılımcılardan gelen, "İzmir Büyükşehir Belediyesi'ni zor durumda bırakmak için mi grevdesiniz" sorusuna işçiler, siyasetle işlerinin olmadığını, kimseyi yıpratma gibi bir amaçlarının bulunmadığını, böyle bir şey için de ekmekleri ile oynamayacaklarını yanıtıyla karşılık verdi.

DHA

Editör: Haber Merkezi