İz Tv ekranlarında yayınlanan Bülent Kepenek ile Emek Dünyası Programının konukları 9 Eylül Üniversitesi SES İş Yeri Temsilcisi Günseli Uğur ve Emek Partisi İzmir İl Başkanı Emine Uyar oldu. Programda sağlık emekçilerinin sorunlarından EMEK Partisinin işçi mücadelesine desteğine kadar pek çok konu masaya yatırıldı.

İlk olarak söz alan Günseli Uğur, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününde açığa alınmasını değerlendirdi. Uğur, henüz içeriğini bilmediği bir soruşturma neticesinde görevden uzaklaştırıldığını belirtti. Uğur, “Daha önce de 6 aylık bir sürgün dönemi oldu. Hukuk yoluyla görevime geri döndüm ve 1 hafta sonra da uzaklaştırma ile karşılaştım. Sendika temsilcisiyim, sendika temsilcisi demek birçok kanunla korunmuş haklara sahip olmak demektir ama buna rağmen uzaklaştırma aldım” dedi.

KHK’lar (Kanun Hükmünde Kararnameler) ile 135 bin kamu emekçisinin ihraç edildiğini söyleyen Uğur, “En büyük taleplerimizden biri güvenceli istihdamdır. Ancak o kadar hukuksuz bir dönemdeyiz ki. Hukuken görevime döneceğimi bence hastane yönetimi de biliyordur çünkü yasalar bunu gerektiriyor. Ancak buna rağmen sürgünler, açığa almalar uygulanıyor. Bu örgütlü mücadeleye bir darbe vurmayı istemektir” ifadelerini kullandı. Günseli Uğur, 15 yıldır sendika temsilcisi olduğunu o süreç içinde birçok eylem yapıldığını, hak arayışına gidildiğini ancak ilk kez sarı zarf ile (açığa alındığını bildiren mektup) karşılaştığını dile getirdi.

11 SENDİKA BİRLEŞTİ

9 Eylül Üniversitesi’nde sağlık emekçilerinin sorunlarıyla ile ilgili sendikalaşma örneği gösterdiklerini, 11 sendika birleştiklerini ve seslerini duyurmaya çalıştıklarını da söyleyen Uğur, “Meslek, kadro ayrımı olmadan tüm sağlık emekçilerinin ortak bir dille ortak taleplerini ifade etmeye çalıştık. Bunu büyük ölçüde yakaladık. Çok keskin sloganlarla haykırdığımızda oldu, balonlar uçurarak neşeli neşeli eylemler yaptığımız da oldu. Ancak en son karşımıza sadece hastane güvenliği değil, İzmir Emniyeti de çıkmaya başladı. Sonrasında sağlık işçileri yevmiye kesme cezaları aldı, kınama cezaları alındı” diye konuştu. Uğur, bu engellemeleri ‘hak arama mücadelesinin önüne geçmek’ olarak yorumladığını söyledi.

TALEPLERİ YİNELEDİ

Pandemi sürecinde daha örgütlü olunması gerektiğini kaydeden Uğur, eylem yasakları gelince her şey sona ermiş gibi davranıldığını, bunun da eleştirilmesi gereken bir nokta olduğunu belirtti. Uğur, pandemi döneminde örgütlü olmanın suç haline getirildiğini ileri sürdü. Sağlık emekçileri için kreş hakkı taleplerinin pandemi öncesinde de çok dile getirildiğini hatırlatan Uğur, “Pandemi döneminde bu isteğin ne kadar önemli olduğunu gördük. Bazı arkadaşlarımız çocuklarını bırakacak yer bulamayınca hastaneye, virüsün en çok kol gezdiği yere getirmek zorunda kaldı. Bu nasıl bir çelişki?” diye de sordu. Günseli Uğur, sağlık emekçilerinin 3600 ek gösterge hakkı, yıpranma payı, Kovid 19’un meslek hastalığı olarak görülmesi gibi taleplerinin olduğunu yineleyerek sözlerine son verdi.

EKONOMİ POLİTİKALARINI ELEŞTİRDİ

Emek Partisi İzmir İl Başkanı Emine Uyar ise pandeminin ekonomik krizi perçinlediğini belirterek sözlerine başladı ve hükümetin açıkladığı ekonomi paketlerinin işçi ve emekçilere değil sermayeye yaradığını söyledi. Uyar, “Pandeminin en ağır geçtiği koşullarda işçiler fabrikalarda çalışmaya zorlandılar, sokağa çıkma yasaklarında bile. Pek çoğu hastalığı ailesine götürme korkusu yaşadı. Böyle ağır bir tablo karşısında iktidar işçiye yardımda bulunmak yerine, cumhurbaşkanı bir iban numarası yollayarak halktan destek istedi. Halka başka seçenek sunulmadığı için insanlar maalesef çareyi intihar etmek olarak görenler oldu” ifadelerini kullandı.

1 litre sütün 7 buçuk lira olduğunu söyleyen Uyar, “Asgari ücret açlık sınırının altında bu koşullarda işçi ve emekçiler yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar. Kısa çalışma ödeneği ile işçiler çalışmalarının yüzde 2’sini alabildi. Güya işten atmaları yasakladı hükümet ama kod 29 ile bu da aşıldı” açıklamalarında bulundu. Uyar, ‘vatandaşın kuru ekmek yiyerek hayatta kalmasını olağan gören bir anlayış’ olduğunu vurguladı.

Mart ayı itibariyle kısa çalışma ödeneğinin kaldırılması yönünde konuşmaların başladığını, bu süreçten sonra işverenlerin ‘ücretsiz izin’ uygulamaya başlayacağını kaydeden Emine Uyar, işten atmaların da çok yakında olduğunu söyledi.

‘GREV BİR HAKTIR’

Bazı belediye işçilerinin alacakları ücretler konusunda yaptığı iş durdurma eylemlerine ‘zaten maaşları yüksek ne eylemi yapıyorlar’ gibi yorumlar gelmesini de değerlendiren Başkan Uyar, “Grev bir haktır, işçilerin grev yapma hakkı vardır. Bu haklar kullanılmak için vardır ve sonuna kadar da kullanılmalıdır. Kimse işini bırakmak istemez, ‘halk mağdur olsun düşüncesi, çöpler biriksin’ düşüncesi yoktur işçilerde. O çöpleri eylem sonrasında yine o işçiler temizleyecek zaten. Demek ki burada bir ihtiyaç var, geçinemiyor işçiler var. Toplu sözleşmeler iki yıllık bir süreçte yapılıyor ve iki yıllık süreçte enflasyon çok fazla arttı. Çocuk okutuyor bu insanlar, sağlık giderleri var. Bunu gereklilik olarak görmüşlerse böyle bir hakları var. Grev hakkı işçi sınıfının mücadelesi ile ölüm pahasına bedeller ödenerek alınmış haklardır. Bu hakların kullanılmasından kimse rahatsız olmamalı” dedi.

‘CHP’Yİ RAHATSIZ ETMEMELİ’

EMEK Partisi’nin işçiler haklarını alsınlar diye mücadele ettiğini belirten Uyar, “Bizim varlık nedenimiz zaten işçi ve emekçilerin yanında olmak. Bizler de işçi sınıfının birer parçasıyız ve kazanılan haklar, bizim haklarımız, bizim geleceğimiz. Sürekli haklara yönelik bir gasp etme çabası görüyoruz. Grev bir haksa her yerde yapılır. ‘AKP’li belediyede yapılsın ama CHP’li belediyede yapılmasın’ gibi bir anlayış söz konusu olamaz. Ana muhalefet partisinden bahsediyoruz. Haklar ve özgürlükleri kullanmak CHP’yi hiç rahatsız etmemeli. Aksine ‘bakın biz sizin gibi değiliz, işçiler grev yapabiliyorlar’ mesajını vermeleri lazım” şeklinde konuştu. AKP iktidarının 2002 yılından bu yana 17 işçi grevini yasakladığını hatırlatan Uyar, grev hakkını kullanıyor olabilmenin övünülecek bir durum olduğunu söyledi. Örgütlü mücadelenin önemini anlatan Başkan Uyar, işçi ve emekçinin tek çıkar yolunun örgütlülük olduğunu belirtti.

Editör: Haber Merkezi