İZ GAZETE - KESK İzmir Şubeler Platformu ‘Toplu Sözleşme’ görüşmeleri süreci hakkında bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasında 3 milyon kamu emekçisinin ve 2 milyon kamu emekçisi emeklinin gözünün iki hafta sonra kurulacak olan masada olacağına dikkat çekildi.

Basın açıklamasında ülkede bir yıl boyunca devam eden ekonomik kriz ve ve OHAL süreci içerisinde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler ile çalışma koşullarının daha elverişsiz bir konuma geldiğine dikkat çekilen açıklamada “İş güvencemiz fiilen kullanılamaz hale getirilmiştir” denildi.

Süreç içerisinde kamuya kadrolu personel alımının durma noktasına geldiğine vurguda bulunulan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Hükümet yılardır kadro talep eden sözleşmelilerin sesine kulak tıkamaya, oyalama taktikleri geliştirmeye devam etmektedir. Nitekim bugünlerde TBMM’de görüşülmesine devam edilen torba yasa sadece 4+2 olarak bilinen sistemle sözleşmeli istihdam edilenleri kapsamaktadır. Buna göre altı yıl boyunca ailesinden koparılanların 3+1 sistemi ile yani ceza indirimi ile yetinmesi beklenmektedir”

‘130 BİNE YAKIN KAMU ÇALIŞANI KADERİNE TERK EDİLMİŞTİR’

Açıklamada ayrıca “OHAL KHK’leri ile herhangi bir yargı süreci işletilmeden, sorgusuz, sualsiz işinden ekmeğinden edilen 4 bin 570’i konfederasyonumuza bağlı sendikaların üyesi olmak üzere 130 bine yakın kamu çalışanı kaderine terk edilmiştir” ifadelerine yer verilirken kamu emekçilerinin maaşlarında yaşanan erimenin sürmekte olduğuna vurguda bulunuldu.

‘EMEKÇİLERE VE EMEKLİLERE YÜKSEK İSTİŞARE KURULU’NA VERİLEN YÜZDE 40’LIK ZAM DERHAL VERİLMELİDİR’

TÜİK’in krizin faturasının emekçi kesimlere yıkmanın bir aracı haline geldiği kaydedilen açıklamada “Bu ülkede yaşayan 81 milyon TÜİK'in resmi enflasyonu ile düşük gösterilmeye çalışılsa da sokakta, pazarda yaşanan gerçek enflasyonun en az %40 olduğunu biliyor ki nitekim Bülent Arınç’ın da dahil olduğu Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyeliğine atananların maaşlarında % 40 zam yapılmasını görmeyip bizim maaşlarımızdaki sefalet artışını ‘müjde’ diye yutturmaya çalışanları buradan kınıyoruz” ifadelerine yer verildi.

Yüksek İstişare Kuruluna yapılan zam yüksek olmadığı ve mevcut ekonomik koşullarda normal olduğu ifade edilen açıklama şu şekilde sürdürüldü:

“Anormal olan kamu emekçilerine emeklilerine reva görülen sefalet ücretidir. Çözüm öncelikli olarak Tüm emekçilere ve emeklilere Yüksek İstişare Kuruluna verilen % 40 oranında zam derhal verilmelidir. Tüm toplu sözleşmeler bu ön taleple başlamalıdır”

Basın açıklamasında toplu sözleşmede talep edilenler ise şu şekilde sıralandı:

Grevli Toplu Sözleşme ve Örgütlenme Özgürlüğü İstiyoruz!

İnsanca Yaşanabilir Bir Ücret İstiyoruz! Bugün dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 6.750’TL’yi aşmıştır. En düşük ücrette bu yoksulluk sınırının temel alınmasını, eşi çalışmayan iki çocuklu en düşük maaşı alan kamu emekçisinin maaşının buna göre artırılmasını, eş ve çocuk, kira, yakacak, yemek ve ulaşım yardımları ile cebine giren paranın yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmasını, tüm kamu emekçilerinin maaşlarının bu durum gözetilerek artırılmasını istiyoruz.

Sözleşmeli, taşeron, ücretli, vekil gibi hür türlü güvencesiz istihdama son verilmesini, tüm kamu emekçilerinin güvenceli-kadrolu istihdam edilmesini,

Asgari ücretin vergi dışı bırakılmasını, maaşlarımızın asgari ücret tutarını aşan kısmı için gelir vergisinin ilk dilim olan %15 oranın uygulanmasını,

Tüm lisans ve ön lisans mezunu kamu emekçilerinin ek göstergesinin 3600’e çıkarılmasını, bunun dışında kalan kamu emekçilerinin mevcut ek göstergelerinin 800’er puan artırılmasını,

Yardımcı Hizmetler Sınıfında çalışanların öğrenim durumlarına göre diğer hizmet sınıflarına sınavsız atanmalarını, ek gösterge konusunda en mağdur kesim olan Yardımcı hizmetlilere ek gösterge cetveli çıkarılmasını,

Hangi ad altında olursa olsun tüm ek ödemelerin emekliliğe yansıtılmasını, mevcut emekli maaşlarının artırılmasını, Emeklilikte Yaşa Takılma (EYT) haksızlığına son verilmesini,

İşe almada ve görevde yükselmede, unvan değişikliğinde mülakatın güvenlik soruşturması arşiv kaydı araştırmasının kaldırılmasını,

Mahkeme kararı olmadan, hukuksuz bir şekilde KHK ile ihraç edilen tüm kamu emekçilerinin görevlerine iade edilmesini,

0-6 yaş grubundaki çocuklarımız için tüm kamu kurumlarında tam gün hizmet veren ücretsiz kreşler açılmasını,

Maaşlarımızdan isteğimiz dışında %3 kesinti yapmaya dayalı zorunlu BES sistemine son verilmesini,

Kadınların sürekli ve güvenceli işlerde istihdamının sağlanmasını, ayrımcılığın son bulmasını istiyoruz.

Basın açıklaması şöyle sonlandırıldı:

“Krizin yükü bir kez daha açıkça ve hayasızca Toplu Sözleşmelerde işçinin emekçinin sırtına yüklenmek istenmektedir. DİSK’in ve TÜRK-İş’in Toplu Sözleşmelerinde de aynı saldırı devam etmektedir. Öyleyse işçi ve kamu sendikalarının, kıdeme göz koyan, iş güvencesini kaldıran ve emekçileri yoksullaştıran TİS’lere karşı ortak taleplerle birleşmesi zorunluluk haline gelmiştir”

Editör: Haber Merkezi