İzmir'de Genel-İş İzmir 7 No’lu şube iş cinayetlerinin önlenmesi, ücretlerin zamanında ödenmesi, yataklardaki tahta kurularının temizlenmesi ve yemeklerin düzeltilmesini istediği için tutuklanan 3. havalimanı işçileri için imza kampanyası başlattı.

Şube üyeleri dün KHK ile geçişler sonrası işçilerin durumu, kriz ve yeni ekonomi programının işçilere yansıması üzerine temizlik işleri şantiyesinde eğitim toplantısı yaptı.

Evrensel'den Nuray Öztürk'ün haberine göre, toplantı öncesi imza kampanyasına dair bir açıklama yapan şube başkanı Kemal Köroğlu, yeni ekonomi programıyla krizin yükünün işçi ve emekçilere kesilmek istendiğine dikkat çekerek, “Krizin sorumlusu bizler değiliz, öyleyse faturayı da bizler ödemeyeceğiz. İnsanca çalışma koşulları istediği için eylem yapan işçilerin zorla bastırıldı ve 34 havalimanı işçisi tutuklandı. Onlar için emek güçlerinin ülkemizin çeşitli yerlerinde başlatmış olduğu imza kampanyasına biz de destek veriyoruz. Bu yarın bir gün gelişecek işçi eylemlerine gözdağıdır. Kabul etmiyor ve üçüncü havalimanı işçilerinin derhal serbest bırakılmasını istiyoruz” dedi.

‘BU YAPILAN DİKTATÖRLÜKTÜR’

Bornova Belediyesi’nde çalışan temizlik işçileri ise imza kampanyasına yoğun ilgi gösterdi. Konuyla ilgili görüşlerini aldığımız işçilerden Yılmaz Koçak, “Onlar da bizim gibi emekçi insanlar, hak talep etmek ne zamandan beri suç olmuş. Demokrasiyle yönetiliyorsak işçilerin haklarını istemeleri doğal olmalı, işçileri niye aforoz ediyorlar. İşçilere niye boşu boşuna zulüm yapıyorlar, niye fişliyorlar. Bu yapılan diktatörlüktür” dedi.

'ÖVÜNÜYORSAN İŞÇİLERİN HAKLARINI VER'

Bir yakınının tutuklanan işçiler arasında olduğunu belirten temizlik işçisi Özgür Akkaya ise “Tutuklanan işçilerden biri akrabam. Hem kendisi hem de ailesi perperişan oldu. İstanbul’a dünyanın üçüncü büyük havalimanı yaptıklarıyla övünüyorlar, madem övünüyorsun, onu yapan işçilere iyi bak. Ne istiyor bu işçiler yatak, temizlik, yemek. Madem övünüyorsun o zaman işçilerin haklarını vermelisin. Haberleri izliyoruz yeni ekonomi programı açıklıyorlar, hep işçi haklarına saldırıyorlar. Kriz yok diyorlar, madem öyle niye asgari ücreti yükseltmiyorlar, niye her şeye zam geliyor. İşçileri köle gibi çalıştırıyorlar. Hak talep edene de bunu yapıyorlar. Bizim de başımıza gelebilir o yüzden üçüncü havalimanı işçilerini destekliyorum” diye konuştu.

‘İNSANLIK SUÇU İŞLENİYOR’

Eral Dağdemir ise “Tutuklanmaları kabul edilemez, onlar da emekçi kardeşlerimiz. Bunun için imza verdik. Havalimanı işçilerini derhal serbest bıraksınlar” derken Zeki Kutluay ise “İşçilerin insan sınıfına konmasını istiyoruz. Biz köle değiliz. Havalimanı işçilerinin talepleri karşılansın ve serbest bırakılsın istiyoruz” şeklinde konuştu.

Genç bir işçi olan Umut Vardar ise “İnsani hakları, en temel ihtiyaçlarının karşılanmasını talep ettiler. Bırakın çalışmayı insanca yaşam hakkı talep ettiler. Bunu istemek suç değildir” diyerek havalimanı işçilerinin tutuklanmasına tepki gösterdi.

İşçi Halil Çetinkaya da “Hem çalışma koşulları açısından hem de tutuklamalar açısından insanlık suçu işlendiğini düşünüyorum. İşçilerin taleplerinin karşılanmasını ve serbest bırakılmasını istiyoruz” diye konuştu.

'KRİZİN FATURASINI ÖDEMEMEK İÇİN'

Öte yandan eğitim toplantısında  “Krizin faturasını emekçiler değil krizi yaratanlar ödesin” , "Talepleri için mücadele eden 3. Havalimanı işçileri serbest bırakılsın” sloganlarını içeren pankartlar açıldı. Genel-İş 7 No’lu şubenin örgütlü olduğu tüm alanlarda gerçekleşecek olan eğitim toplantılarına Genel-İş Eğitim Daire Müdürü Faruk Özdemir, eğitim uzmanları Gökhan Alpuğan ve Pınar Abdal katılıyor. Sendika uzmanları KHK ile geçişler sonrası işçilerin durumları, ekonomik krizin nedenleri ve sonuçları, Yeni Ekonomi Programı içerisinde yer alan zorunlu BES, kiralık işçilik, esnek çalışma biçimleri ve kıdem tazminatının fona devri ve mücadelenin önemi konularında sunumlar yapıyor, işçilerden gelen soruları yanıtlıyor.

İŞÇİLERİ BEKLEYEN TEHLİKELER

Eğitim toplantılarında özellikle kadroda bir hikmet olmadığı güvenceyi sağlayanın sendika olduğu, yeni ekonomi programıyla genel güvenliği sarsmak, halkı kin ve düşmanlığa sevk etmekle suçlanan havalimanı işçileri örneğinde de olduğu gibi işçilere dayatılanın hak gaspı ve baskı olduğu vurgulandı. Kıdem tazminatının fona devri, zorunlu BES, esnek çalışma biçimleri, kiralık işçilik gibi uygulamalarla işçileri büyük tehlikelerin beklendiği ifade edilirken, daha kötü durumlarla karşılaşılacağı, krizin nedeninin dışa ve sermayeye bağımlı sistemin kendisi olduğu ve buna karşı durabilecek tek gücünde örgütlü işçilerin olduğu vurgulandı.

Editör: Haber Merkezi