İZ GAZETE - İhsan Çaralan Evrensel gazetesindeki yazısında İZBAN grevini kaleme aldı. Çaralan İZBAN grevinin ertelenmesinde İzmir Büyükşehir Belediyesini suçlarken, "İzmir Belediyesinin, AKP’nin oyununu açığa çıkaracak bir yöntem izlemek yerine, TCDD ile ortak davranarak işçilerin taleplerini umursamayan tutum takınması nedeniyle AKP ve hükümeti grevi istismar etmeyi başarmıştır!" ifadelerini kullandı.

Artık dünya eskisinden daha hızlı dönüyor.
Zaman daha hızlı akıyor. 
“Yalancının mumu yatsıya kadar yanar” sözü artık eskide kaldı. Çünkü yalancının mumunun sönmesi için “yatsı”nın olması gerekmiyor. 
Gerçek kendisini çok daha çabuk ortaya koyuyor.
İzmir’de İZBAN’a bağlı işyerlerinde, 10 Aralık’tan beri süren grev, önceki gün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzaladığı kararnameyle yasaklandı.
İZBAN işçilerinin grevinin yasaklanması bir kez daha gösterdi ki, Erdoğan-AKP hükümetleri, grevleri, işçilerin isteklerinin karşılanmasıyla değil “yasaklayarak” ortadan kaldırıyormuş!
Bunu daha önce, metal işçileri, cam işçileri, lastik işçileri, yaşamıştı; şimdi de İZBAN işçileri yaşadı.

CUMHURBAŞKANI GREVLERLE İLGİLİ NE DEMİŞTİ?

Oysa daha 10 gün önce Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendi belediyeciliğini CHP belediyeciliği ile yarıştırırken, kendi dönemlerinde grevlerin asgariye indiğini öne sürerken, şunları söylemişti: “Bizimle beraber grev denilen olaylar ortadan kalktı... Sen bir siyasetçi olarak grev denilen olayları ortadan kaldıracaksın. Hak vermediğin için grev oldu. Şimdi grevler yok. Eğer grev olmuyorsa demek ki işçinin hakkını veriyorsun, hukukunu gözetiyorsun. Böylece de grevler minimize oluyor. Asgari oluyor. Grevsiz bir toplum meydana geliyor. İzmir’de İZBAN’da grev var. Hadi buyur neden çözmüyorsunuz? CHP, mantığında grev var. Onunla övünüyor ya. Onunla yaşamak kendisi için gurur...”
Öyleyse hemen soralım: İZBAN işçilerinin grevi, taleplerin karşılanmasıyla mı sona ermiştir; yoksa patronların istekleri doğrultusunda, işçilerin hak ve hukukunun ayaklar altına alınmasıyla mı ortadan kaldırılmıştır?
Sorunun yanıtı hiç olmazsa iki günden beri bir kez daha apaçıktır: İZBAN işçilerinin grevinin ortadan kalkması taleplerin yerine getirilmesiyle değil, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararıyla ortadan kaldırılmıştır!
Üstelik de bu kararın ruhunun işçilerin en temel haklarına ve mevcut yasalara da aykırı olduğu apaçık ortadayken! 

İZBAN GREVİNİN ÖZELLİĞİ

İZBAN grevinin;
-CHP’li belediyelerin yönetimde olduğu İzmir’de
-Yerel seçimlere birkaç ay kalmışken başlamış olması
-Devlet Demiryolları’nın İZBAN’ın yüzde 50 ortağı olması ve işçilerin talepleri karşısında uzlaşmaya yanaşmaması,
-Tarihinde hiçbir ciddi grev yapmamış olan ve yönetimi AKP’yle tamamen içli dışlı Demiryol-İş Sendikası tarafından uygulamaya sokulmuş olması nedeniyle CHP ve kimi küçük burjuva solcu çevreler tarafından, grevin AKP ve hükümeti tarafından yönlendirildiği iddiaları devreye sokuldu. 
Elbette böyle bir grevi, AKP’nin ve hükümetinin kendi lehine bir ortam oluşması için kullanmaması beklenemezdi. Ama AKP bunu işçileri grev için kışkırtmaktan çok, CHP’nin emek dostluğunun yüzeysel ve söylemle sınırlı olmasından yararlanarak kullanabilirdi. Öyle de oldu. Belediye, TCDD’yi de arkasına alıp, İZBAN işçilerinin taleplerini haklı olmayan nedenlerle reddederek, AKP’nin grevin yarattığı zorlukları istismar etmesine fırsat verdi. 
Nitekim Erdoğan yönetimi, CHP’nin emek karşıtı tutumunun hem işçiler hem de grevin hayatını zorlaştırdığı İzmirliler içinde yarattığı hoşnutsuzluğu yeterince kullandığını düşünmüş olmalı ki; o en sevdikleri kararı, “Grevi yasaklama kararını” aldı. 
İzmir Belediyesinin, AKP’nin oyununu açığa çıkaracak bir yöntem izlemek yerine, TCDD ile ortak davranarak işçilerin taleplerini umursamayan tutum takınması nedeniyle AKP ve hükümeti grevi istismar etmeyi başarmıştır!

AKP’DEN İZMİR’E GREV YASAKÇISI BİR BELEDİYE BAŞKAN ADAYI!

Önce Erdoğan, 30 Aralık’ta, “Hadi İZBAN grevini çözün bakalım” diye meydan okudu.
Grev yasağından bir gün önce de AKP’nin Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı Nihat Zeybekci çıktı; “Trafik çilesi ve ulaşım eziyeti haline dönüşen İZBAN sorunu hakkında hemşehrilerimizden gelen mesajları alıyor, her anı bizzat yaşıyoruz. Bu mağduriyetin devamına izin vermeyeceğiz. Bu çile en kısa zamanda bitecek!” demişti.
Elbette bu açıklama, Zeybekci’nin “Hangi yetkiyle izin vermeyeceği” sorusunu akla getirmiştir; ama bu açıklamadan bir gün sonra, yetkinin “yukarı”dan geldiği anlaşılmıştır.
Böylece AKP, 17 yıllık iktidarının “grev yasakçısı” damgasını derinleştirmiş; İzmirli işçilerin ve emekten yana İzmir halkının önüne “grev yasakçısı” bir Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı, Nihat Zeybekci’yi çıkarmıştır.
Ve İzmirli işçiler, İzmir’in emek dostu emekçileri, hem CHP’nin işçilerin talepleri karşısındaki tutumunu hem de Erdoğan’ın grev yasakçısı tutumunu değerlendirecektir.
Söz konusu işçilerin hakları ve grev hakkını kullanması olduğunda Erdoğan ve hükümeti hiçbir sınır tanımıyor. İZBAN işçilerinin grevinin yasaklanması bunu bir kez daha gösterdi.

Editör: Haber Merkezi