ÖZGÜR ŞENGÜL/İZ GAZETE-  DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, asgari ücretten, İzmir’de devam eden Toplu İş Sözleşmesi süreçlerine ilişkin birçok konuda değerlendirmede bulundu. Türkiye ekonomisinin zor bir dönemden geçtiğini belirten Çerkezoğlu, "Türkiye’nin ekonomik krize girmesinin nedeni 20 yıldır ülkeyi yöneten AKP’nin temel ekonomik tercihleri. 20 yıldır Türkiye ekonomisinde politika izliyorlar o da; Türk Lirası’nın değersizleştirilmesi ve ücretlerin baskılanması üzerine kurulu bir büyüme politikası. AKP sürekli büyüme rakamları açıklıyor ama bu büyüme işçilerin emekçilerin aldığı payı büyüten bir süreç değil tam tersine her tarafta adaletsizliği her tarafta daha da arttıran gelir adaletsizliğinin uçuruma dönüştüğü süreci yaşıyoruz” dedi.

‘İŞÇİ VE EMEKÇİLERİ KARA KIŞ BEKLİYOR’

Türkiye’nin seçim sürecine hazırlandığını söyleyen Çerkezoğlu, “Türkiye seçim sürecine hazırlanıyor. İşçi ve emekçileri kara kış bekliyor. Gelirde adalet, vergide adalet diyerek bir mücadele süreci başlatmıştık. Bunu asgari ücretin belirlenmesi sürecinden, 1 Mayıs’a taşıdık. Sendikalaşmanın önündeki engellerin kaldırılması, toplu sözleşme hakkımızın tesis edilebilmesi için bir mücadele yürüttük. Önümüzdeki dönemde vergi adaletsizliğine ilişkin bir mücadele sürecimiz olacak. İstanbul’da salı günü bir basın açıklaması yapacağız. Yılın 6. ayından itibaren vergi dilimleri yolu ile de işçi sınıfının alım gücü geriliyor. Vergide adaletin sağlanması için DİSK’in çok somut politika önerileri var. Asgari ücretin vergi dışına bırakılması talebimizdi en son bununla ilgili bir adım atıldı. Vergi dilimleri yoluyla da gelirlerimiz çok ciddi biçimde düşüyor. Özellikle ücretlerin baskılanmasına dönük politikalara son verilmesi lazım. En düşük emekli aylığının en azından asgari ücret seviyesine çıkarılması gerek. Bunlar temel mücadele hedeflerimiz. Örgütlü olmak emeğimizi ekmeğimizi koruyabilmemizin tek yolu’’ şeklinde konuştu. 

‘TEMEL MESELEMİZ DEMOKRASİ MESELESİDİR’

1 Ekim itibarı ile açılacak Meclis’ten ve yeni yasama yılından işçi ve emekçilerin beklentilerini aktaran  Çerkezoğlu,  “Türkiye’nin bir seçime gitmesi söz konusu. Emekçilerin beklentisi bu olumsuzlukları giderecek düzenlemelerin yapılmasıdır. Bunların başında sendikal örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılması var. Gerçekten Türkiye’de her şey işçilerin sendikalaşması önünde engeldir. Özellikle grev hakkının kullanımının önünde çok büyük engeller var. Grev hakkı kullanılamıyorsa emeğiyle geçinen herkesin ekmeği tehdit altındadır. Toplu sözleşme kapsamı sendikalaşma oranının da altında. Çünkü toplu iş sözleşmesi prosedürü işçilerin bu haklarının kullanımının önünde engeldir. Bu kadar yüksek enflasyon döneminde işveren saldırıları karşısında bu politikaların sonlandırılması lazım. Meclis’in açılması ile bu konular gündeme taşınacak. Güvencesiz çalışan arkadaşlarımız var. Belediye şirket işçileri olmak üzere kadrolu güvenceli çalışmasının sağlanması lazım. Gelirde adalet olması için vergide adalet olması lazım. Dünyanın en adaletsiz vergi sistemlerinden birisi Türkiye’de. Yasal düzenlemelerin yapılması şart. Temel meselemiz demokrasi meselesidir.  Demokrasi, iktidarın bir partiden alınıp başka bir partiye verilmesi değil. Demokrasi dediğimiz şey başta işçi sınıfının olmak üzere kadınların ve gençlerin karar mekanizmalarına katılabilmesi demektir. İşçilerin kendi hayatı hakkında söz ve karar sahibi olmasının yolu da sendikadır” dedi. 

‘ASGARİ ÜCRET TÜRKİYE’DE MEMLEKET MESELESİ’

Türkiye’de çalışanların yarısından fazlasının asgari ücret aldığının altını çizen DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, asgari ücretin Türkiye’de bir memleket meselesi olduğunu söyledi. Çerkezoğlu, “Öyle bir dönemden geçiyoruz ki asgari ücret sadece yılın sonunda değil, 365 gün gündem olan bir konu. Asgari ücret Türkiye’de bir memleket meselesi. Ülkede çalışanların yarısından fazlası asgari ücret ve civarında bir ücret alıyor. O kadar ciddi bir ekonomik kriz var ki bugün söylediğiniz rakamın yarın bir önemi kalmıyor. Asgari ücretin yılda 4 kez güncellenmesi gerekir derken biz bunu işaret ediyoruz. Bu 5 bin 500 liralık asgari ücret şu an açlık sınırının altında kalıyor çünkü Türkiye’de açlık sınırı 7 bin TL, yoksulluk sınırı ise 20 bin TL'yi geçti. Türkiye’nin asgari ücretliler toplumu olmasından çıkartılması gerekir. Diğer birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi asgari ücreti bir sembolik ücret. Türkiye'nin asgari ücreti en fazla yüzde 1’inin ücreti haline getirecek bir sürece ihtiyaç var. Bütün bunlar ekonomide toptan bir iyileşme ile mümkün. Bu rota değişmediği sürece işçilerin rahat bir nefes alması mümkün değil. Asgari ücretin ne kadar olması gerekir sorusuna yanıtımızı biliyorsunuz. DİSK’in yanıtı; Bir işçinin ailesiyle geçinebileceği bir ücret olarak belirlenmelidir. Rakamlarla hangi aralığı işaret ettiğimiz görülür. Bütün ücretlerin insanca yaşayacak düzeye yükseltilmesi gerekir. Bu, DİSK’in temel hedefidir” diye konuştu. 

‘ÖRNEK SÖZLEŞMELERE İMZA ATACAĞIZ’

İzmir’deki belediyelerle süren TİS görüşmeleri hakkında konuşan Çerkezoğlu, "Gerçekten içinden geçtiğimiz ekonomik kriz yakıcı bir biçimde yaşadığımız bir gerçeklik. Ücretlerin arttırılması, TİS’lerin olduğu yerlerde işçi arkadaşlarımızın kayıplarının telafi edilmesi DİSK’in temel gündemi. Diğer kentlerde de toplu sözleşme süreçleri var. Biz işçi arkadaşlarımızın kayıplarını giderecek sonuçlar almaya çalışıyoruz. Buca’da sürecin olumlu sonuçlandığını gördük. Bu sevindirici bir haber, eminim diğer belediyelere de örnek olacak. İzmir’de ve diğer kentlerde örnek sözleşmlere imza atacağımızı inanıyorum" ifadelerini kullandı. 

VEKİL ADAYLIĞI SÖYLENTİLERİNE YANIT

İzmir’den vekil adayı olacağına yönelik iddiaları yanıtlayan Çerkezoğlu, ‘’DİSK genel başkanlarının, genel sekreterlerinin Meclis’te görev aldığı, milletvekilliği yaptığı dönemler var, hala bu görevi sürdüren arkadaşlarımız var. Kuşkusuz mücadele alanlarının hepsi bizim açımızdan önemlidir. DİSK açısından şunu ifade etmek isterim ki; mesele, DİSK’ten birinin Meclis’te olup olmaması değil. Mesele bu kadar ciddi bir ekonomik krizi yaşadığımız süreçte gerçekten işçi sınıfının örgütlü olması. Mesele benim veya bir başka arkadaşımızın milletvekili olup olmaması değil, mesele Türkiye’de emekçinin sendikalı olabilmesi, DİSK’li olabilmesi ve yaşam koşullarını iyileştirebilmesidir. Demokrasi, bir partinin gelip bir partinin gitmesi değildir.  Demokrasi işçinin ekmeğidir. Emeğin haklarının olmadığı yerde demokrasi olmaz. Bugün DİSK içerisinde yer alan arkadaşlarımız farklı alanlarda görevler alabilirler. Gelecekteki seçim sürecinde siyasi partilerden beklentimiz budur. Biz kendi gücümüzle böylesi bir Türkiye’yi gerçekleştireceğiz. Emeğin Türkiye'sini hep birlikte kuracağız. Tüm DİSK’liler tek bir ânımızı sakınmadan bunun mücadelesini veriyoruz. Türkiye’nin her tarafında iş tüm iş kollarında DİSK ile kavuşmayı bekleyen milyonlarca sınıf kardeşimiz var. Ülkenin geleceğini belirleyecek olan bir konu, Türkiye’nin aydınlık geleceği işçilerin, gençlerin, kadınların ellerindedir. DİSK olarak bunun mücadelesini veriyoruz’’ dedi.

Editör: Haber Merkezi