24 maddelik TİS taslağında, özellikle memurların yemek ve ulaşım kartları konusunda görüş ayrılıklarının yaşandığı öğrenildi. Belediye ile masada uzlaşamayan Tüm Yerel-Sen İzmir 1 No'lu Şube Başkanı Bilal Altıner, diğer memur sendikalarından Türk Yerel Hizmet-Sen, Yerel Hak-Sen, Bem Bir-Sen, Tüm Bel-Sen, Bel Bir-Sen'i toplantıya çağırdı. Sözleşmenin tıkanma gerekçelerini açıklayan Tüm Yerel-Sen İzmir 1 No'lu Şube Başkanı Bilal Altıner, hükümet ile Memur-Sen arasında imzalanan TİS'in ardından belediye sınırları içerisinde çalışan memurlara ulaşım kartı verilebilir ibaresinin yer aldığını ve kendilerinin de bu maddeye dayanarak belediyeden ulaşım kartı istediklerini söyledi. Belediyenin bu kartı vermesinde hiçbir yasal engelin bulunmadığını savunan Bilal Altıner, "İkramiye ve benzeri hiçbir haktan zimmet çıktığı için faydalanamıyoruz. Yasal olarak sadece ulaşım kartı alabiliyoruz. Buna rağmen asgari talebimizi de alamıyoruz" dedi. Belediye memurlarının öğlen yemek yiyebilecekleri yemekhane sorununun tam olarak çözülmediğini söyleyen Altıner, tüm çalışanların yemek hizmetinden faydalanamadığını kaydetti.

'EMEKÇİLER AFFETMEYECEK'

En temel taleplerinin yemek ve ulaşım olduğunu söyleyen Bilal Altıner, yasal olan bir hakkın verilmemesini 'keyfi tutum' olarak nitelendirdi. İşçilerin ulaşım kartının olduğunu, ama memurların bu haktan faydalanamadığını ifade eden Altıner, "Gaziemir ve Bornova belediyeleri, bünyelerinde çalışan memurlara ESHOT kartı vermek istedi ve bu konuda İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne yazı yazdı. ESHOT belli bir ücret karşılığında kartın verilebileceğini söyledi. Diğer belediyelere bu ulaşım hakkı veren Büyükşehir, kendi memurlarından imtina ediyor" diye konuştu.

Diğer tüm memur sendikalarını toplantıya çağıran Bilal Altıner, sendikaların bu çağrıya olumlu yanıt vermeleri halinde, onlarla birlikte yol haritası belirleyeceklerini aktardı. Çağrıya olumsuz yanıt veren ve toplantıya gelmeyen sendikaları yarın emekçilerin affetmeyeceğini söyleyen Altıner, işverene karşı birlik olmak istediklerini belirtti. Amaçlarının diğer sendikaları Tüm Yerel-Sen flaması altında toplamak olmadığını vurgulayan Başkan Altıner, artık bıçağın kemiğe dayandığını söyledi.

EYLEM KARARI ALACAKLAR

Sendikaların çağrılarına olumlu yanıt vermesi halinde eylem ve etkinlik kararlarını birlikte alacaklarını açıklayan Altıner, diğer sendikaların gelmemesi halinde ise Tüm Yerel-Sen'in sonraki sürece dair stratejisinin  hazır olduğunu vurguladı. Altıner, şunları söyledi:

"İlk olarak yemekhane önünde işverene bir kez daha masaya gelmeleri için çağrıda bulunacağız. Çağrılarımız sonuçsuz kalırsa eğer iş bırakma eylemi de dahil birçok etkinlik yapacağız. Örneğin tramvayın önünü keseceğiz. Büyükşehir Belediyesi'nin tüm açılışlarında pankartlarımızla yer alacağız. Bu işin peşini bırakmayacağız."

Öte yandan İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Birleşik Kamu İş Görenleri Sendikaları Konfederasyonu'na (Birleşik Kamu-İş) bağlı Tüm Yerel Yönetim Çalışanları Sendikası (Tüm Yerel-Sen) İzmir 1 No'lu Şube arasında süren, 6 bin memuru ilgilendiren ve 1 yılı kapsayan toplu sözleşme görüşmeleri sonrası Tüm Bel-Sen 1 No'lu şube bir açıklama yayınladı. Açıklamada 'Binlerce emekçi yetkili olan sendikanın ne kazandığını merak etmesine karşın görünen o ki kazanım elde edilememiştir.' denildi. 

İşte Tüm Bel-Sen 1 No'lu Şube'den yapılan açıklama:

"31 Aralık’tan bu yana yetkilendirilen sendika Yerel-Sen ile İzmir Büyükşehir Belediyesi arasında toplu sözleşme süreci yürütülmektedir. Üzerinden bu kadar süre geçmiş ve hatta toplu sözleşme yasal sürecinin 31 Mart tarihi itibariyle bitmiş olmasına rağmen biz emekçilere ulaşan herhangi bir somut sonuç yok. Binlerce emekçi yetkili olan sendikanın ne kazandığını merak etmesine karşın görünen o ki kazanım elde edilememiştir. Mallesef her toplu sözleşme sürecinde olduğu gibi, 2018-2019 Toplu sözleşmesinde de herhangi bir kazanım olmadığı gibi, süreç yine emekçilerden saklanmış, kapalı kapılar arkasında taleplerimiz pazarlık konusu edilmiştir.

HANİ ULAŞIM KARTI ?

Tüm-Bel-Sen olarak yetkili sendika olmamamıza rağmen, sürecin en başından bu yana emekçilerin hakları için etkin bir mücadele anlayışı yürütmekteyiz. Toplu Sözleşme masasına oturmadığımız halde emekçilerin meşru taleplerini eylemli bir biçimde görünür kılma çabası içerisinde olan tek sendikayız. Toplu sözleşme sürecinin en başında da taleplerimizi Genel Sekreter Yardımcılığı düzeyinde yetkililere ilettik. İlgili Genel Sekreter Yardımcısı ile  2017 Ekim Ayında yapılan görüşmede, ulaşım kartı konusunda 2018 yılından geçerli olacak şekilde bir çalışma yapılacağı tarafımıza deklare edilmişken bugün ulaşım kartı toplu sözleşme masasında bir tartışma konusu haline gelmiştir.

Hali hazırda alınmasının önünde yasal hiçbir engel olmayan ulaşım hakkı/ulaşım kartı bugün işverenin iki dudağı arasında bırakılan bir gündeme dönüştürülmüştür. Toplu sözleşme sürecini çalışanların örgütlü mücadelesine dayanarak değil, kapalı devre bir biçimde işverenle bir rica minnet ilişkisi kurarak işverenin insafına bırakanlar; İBB, İZSU ve ESHOT’ta çalışan emekçileri belirsizliğe mahkûm etmektedir.

PEKİ, SORUYORUZ !

Kur artışı ve enflasyondan kaynaklı tüm emekçilerin ücretlerinin eridiği koşullarda, en basit tarifiyle ekmek fiyatının bile sürekli arttığı bu süreçte, emekçilerin alım gücü düşmüşken bizler için ne yaptınız? Hangi kazanım için mücadele verdiniz?

Yemek konusunda tüm çalışanların faydalandığı bir çözümde ısrarcı olunamamış, işverenin belirlediği sorunlu çözüme tabii olunmuştur. Bu sorunlu çözümü kendi marifeti ve kazanımı olarak sunanlar bunu tüm çalışanlara genelleştirebilmek adına bir adım atabilmişler midir?

Emekçilerin yakıcı bir sorunu olan kreş hakkı gündemlerinde midir? 

OHAL ve KHK ‘larla gasp edilen iş güvencemiz için ne yapmaktalar?

İşverenin ulaşım kartı konusunda bir çalışma yapacağını duyurmasına rağmen ulaşım kartının alınması bugün neden bir sorun haline gelmiştir? Sahici bir toplu sözleşme yürütmeyenlerin işverenle kurduğu ilişkide benimsediği ‘ahbap-çavuş ilişkisi’ ters teptiği için mi biz emekçiler bu haktan yararlanamıyoruz?

İzmir ve Türkiye’nin her yerinde, emekçilerle her anlamda dayanışma içinde bulunmuş, emekçilerin lehine kazanımlar sağlamış, emekçilerin gerçek sendikası Tüm-Bel-Sen, İzmir Büyükşehir Belediyesi emekçileri adına bu soruları sormaktadır. Yetkilendirmiş sendika bu soruların yanıtını emekçilere vermek zorundadır.

ÇAĞRIMIZDIR !

Ulaşım kartımızın verilmesi için sendikamız üyesi olan, olmayan bütün yerel yönetim emekçilerini ortak mücadeleye çağırıyoruz. Tekrardan hatırlatıyoruz: Ulaşım kartının verilmesinin önünde hiçbir yasal engel kalmamıştır. Ürettiğimiz ulaşım hizmetinden Belediye emekçileri olarak yararlanmak istiyoruz. Ulaşım hakkımız toplu sözleşme konusu olmadığı gibi üzerine de hiçbir şekilde pazarlık yapılamaz.

Dostlar; bizler sarı sendikaların işverenle kurduğu rica minnet ilişkisi altında ezilmek zorunda mıyız? Tabi ki HAYIR!  Yerel Yönetim iş kolunda yapılan ilk toplu sözleşmeye imza atmış, emekçiler için sahici kazanımlar elde etmiş ve bunu tarihinde bir çok defa başarmış bir sendika yanı başınızda var. Ve bu sendika hepimizin yıllar önce dişiyle tırnağıyla kurduğu bugünlere taşıdığı emekçilerin kendi sendikası olan TÜM BEL-SEN’dir.  

Haklarımız için TÜM BEL-SEN’de buluşalım.

Gücümüz Birliğimiz, Birliğimiz TÜM BEL-SEN"

Editör: Haber Merkezi