ÖZLEM KARA/İZ GAZETE - İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin esnek dönüşümlü çalışma saatinin belirli bir kitleye uygulanmasının, işçilerin ayrımcılığa maruz bırakılmasından dolayı Tüm Bel-Sen, DİSK Genel iş 1,2,3 No’lu şubeler İzmir Büyükşehir Belediyesi önünde ortak basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasını Tüm Bel-Sen 1 No’lu Şube’den Buse Engin yaptı. Engin, “Yaklaşık 3 haftadır İzmir Büyükşehir Belediyesi bürokratlarıyla esnek dönüşümlü çalışma ile ilgili görüşmelerimizi sürdürmekteyiz. Dönüşümlü çalışmaya sözde geçildi. Çok kısıtlı bir kitlenin faydalanabildiği bir dönüşümlü çalışma uygulanıyor. Emekçilerin örgütlerini, sendikalarını yok sayan bürokratlar kusura bakmasın onların bir önceki belediye başkanı döneminde edindikleri sendika düşmanı alışkanlıklarının bizim için bir önemi yok” ifadelerini kullandı.
SİNEYE ÇEKECEK BİR SENDİKA YOK!
Emekçileri ilgilendiren ancak onların fikrinin sorulmadığı hiçbir kararı da kabul etmediklerini dile getiren Engin, sözlerine şöyle devam etti “Bir önceki belediye başkanı döneminde sıkça karşılaştığımız; emekçileri hakir gören, sendikaları muhatap almayan, her şeyin en doğrusunu kendisinin bildiğini düşünen anlayışa sert bir şekilde itiraz etmiştik ve şimdi de aynı itirazı gösteriyoruz. Sizin karşınızda eski alışkanlıklarınızı devam ettirmeyi sineye çekecek bir sendika yok. Bu süreci, işçi ve memur personelin tamamı için doğru bir planlama yaparak hem emekçilerin ve halkın sağlığını koruyacak hem de kamu hizmetlerinin verimli bir şekilde sürmesini sağlayacak şekilde yürütmek mümkündür. İzmir Büyükşehir Belediyesi bunu sağlayabilecek deneyim ve olanaklara sahiptir. Getirmiş olduğumuz öneriler bilim insanlarının yaptığı uyarıları gözetecek şekilde ortaya çıkarılmış önerilerdir. Bunları görmezden gelmek belediye emekçilerinin sağlığını da halkın sağlığını da tehlikeye atmaktadır. Önerilerimiz belediye emekçilerinin de talebi olan haftalık dönüşünü çalışma düzenine geçilmesi engelli bireylerin süt izni kullananların kronik hastaların ve 12 yaşının altında çocukları olanların idari izinli sayılması ve bu uygulamaların tüm emekçiler için eşit şekilde uygulanmasıdır. Taleplerimizin kabul görmemesi halinde yetkili kurallarımızı toplayarak üretimden gelen gücümüzü kullanmak da dâhil bir dizi kararları alacağımızı basına ve kamuoyuna ilan ederiz.”
“GERİDE BIRAKILMIŞ ŞEHİR”
Genel İş 1 No’lu şube Engin Topal, pandemi sürecinin yükünü emekçilerden çıkarılmamamsı gerektiğini haykırdıklarını dile getirdiler. Topal sözlerine şöyle devam etti,
“Emekçiler olarak pandemi sürecinin başlangıcından bu yana bütün yükü biz çektik. Bugün gelinen son noktada, hala bu yük emekçiler olarak çekeceğiz. AKP hükümetinin İL Sağlık Müdürlüğü’nün almış olduğu uyarı niteliğinde ve tedbir niteliğinde bir önlem yok. İzmir bu konuda da çok geride bırakılmış bir şehir olarak görüyoruz. Öncelikle var olan hükümetin İzmir üzerindeki bu ayrımcı düşüncesini kaldırırsa, bu düşünce bütün kamu birimlerinde dolaşacağını düşünüyorum.”
“ÖLMEK İSTEMİYORUZ”
Genel İş 3 No’lu Şube Arif Yıldız, sahada çalışan emekçilere eldiven, maske, dezenfektan gibi koruyucu ekipmanların verilmediğini dile getirdi. Yıldız sözlerine şöyle devam etti: “Bu pandemi süreci resmi olarak bildiğimiz kadarıyla Türkiye’de yaklaşık 8 aydır var. Defalarca belediye başkanından tutun alttaki bürokratına kadar hem resmi yazışmalarla, hem de sözlü olarak önlemlerin alınması konusunda kendilerini uyardık. Evet, önlem aldılar kendi yanlarında çalışan çalışanları teke düşürerek önlemlerini aldılar ama sahada çalışan emekçilere gelince maske, dezenfektan, eldiven yok ama çalışın diyorlar. Biz çalışmaktan kaçmıyoruz, önlemlerle çalışmak istiyoruz. Ölmek istemiyoruz”
Bu kentte beraber üretelim, bu kenti beraber yürütelim, yönetelim diyen bir düşünceden bahseden Genel İş Faruk Saral, “Genelgelerin havada uçuştuğu ama her grubun, her daire başkanının ayrı No’lu şube yorumladığı bizleri de ayrıştırıcı duruma sokan düşüncelerden vazgeçin. Eğer bu kenti beraber yürüteceksek, büyütecek ve yöneteceksek bunarı da ortak yapın da hep beraber ortak yönetmemiz gerektiğini arkasında duruyoruz” ifadelerini kulandı.
