Salgın sürecinde maske, dezenfekte gibi taleplerinin olduğunu ve hastalığın ilk çıkış sürecinde herkesin çok korktuğunu hatırlatan Özyönüm, “Yazılan dilekçede iş bırakma hakkı hatırlatılıyordu. Ancak arkadaşımız sürgün edildi. Sürgünü TCDD yaptı. Bu aynı zaman şehirlerarası seyahat olduğu zamandı. Sürgün ediyorsun ama insanlar farklı şehre nasıl gideceğini dahi bilmiyor. Sürgün sonra ilişik kesildi, tüm Türkiye’de 17 arkadaşımız sürgün edildi. Bizde sosyal mesafe kuralına uyarak eylemler yaptık. Yasak kalktığı anda Ankara’ya gittik ve yürüyüş başlattık. Genel Müdürlükle görüşme talebimiz reddedildi. İnsanların dilekçe hakkını kullandığı için sürgün edilmesi başlı başına bir facia” ifadelerini kullandı. Özyönüm, mahkeme kararıyla sürgünlerin iptal edildiğini kaydetti.

Bir hafta, 10 gün önce çalışanlara ceza geldiğini belirten Özyönüm, olayla ilgili haber yapan muhabire de sosyal mesafeye uymadığı gerekçesiyle ceza kesildiğini söyledi. Geçen haftasonu yapılan seçimi değerlendiren Özyönüm, görev dağılımının henüz yapılmadığını ancak sürgün meselesinin şu an en büyük meseleleri olduğunu belirtti.

Programa telefon bağlantısıyla katılan Evrensel Gazetesi Muhabiri Eda Aktaş ise ceza yazılma sürecini anlattı. Alanda herkesin uzak durduğunu, gerekçenin eline emniyetin arayıp ulaştığını söyleyen Aktaş, “Cezalar çok geç ulaşıyor insanların eline, kesilen başka cezalar varsa insanların eline yavaş yavaş ulaşacaktır. Bizim değil başkalarının bizim yanımıza yaklaşması da söz konusu ve bu cezalar basın emekçilerine kesiliyor. Emniyet güçleri aslında eylemler sırasında hem sosyal hem fiziksel mesafeyi ihlal ediyor. Kendileri bu yasakları ihlal ederken, haber alma hakkını engelliyorlar ve basını da yıldırmak istiyorlar” dedi.

Editör: Haber Merkezi