BTS İzmir Şubesi, TCDD’de yaşanan sürgünlere karşı Alsancak Gar önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasını BTS İZMİR Şube Başkanı Erdal Akyol okurken, açıklamaya siyasi partilerin temsilcileri,  BTS Genel Merkez Basın Yayın Sekreteri Faik Kaltuk, KESK bileşenlerinin yöneticileri ve demiryolu emekçileri katıldı. 

'İKTİDARIN CİNAYETİ'

Akyol yaptığı basın açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

Ekmeğini yerin yedi kat altından alın teriyle çıkarmaya çalışan maden işçilerinin, gasp edilen haklarını almak için yıllardır mücadele veren Bağımsız Maden-İş Genel Başkanı Tahir Çetin ve maden işçisi Ali Faik İnter’i trafik kazasında kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyiz. Bu bir kaza değil, işçilerin hakkını gaspeden kan emici sermayenin, buna izin veren iktidarın cinayetidir.  Üzgünüz. Öfkeliyiz. Başta Bağımsız Maden-İş Sendikası ve üyeleri olmak üzere, aileleri ve yakınlarının acısını paylaşıyor, tüm işçi sınıfına başsağlığı diliyoruzGündemin çok yoğun olduğu dönemlerdeyiz yine. Ama halkın ve emekçilerin sorunlarının gündem olmadığı, olamadığı gerçeği değişmiyor.Pandemi,İstanbul sözleşmesi, üniversiteler, yargı paketi, özelleştirmeler  derken halkın ve emekçilerin yoksulluğu giderek artıyor. Özellikle kurumumuzda yaşanan baskılar soruşturmalar sürgünler; bir kez daha bu ülkede demokratik hakların sadece lafta var olduğunu gösterdi.

Yıllardır bir yandan sahte demokrasi paketleri hazırlanırken, öte yandan işkolu düzenlemeleri, yetki prosedürleri vb. yöntemlerle sendikal mücadele engellenirken, işveren artık sendikal örgütlenme ve sendikal faaliyetlere de tahammül edemiyor. En doğal hakkı olan örgütlenme hakkını kullanmak isteyen çalışanlar baskı altına alınıyor, disiplin cezalarına çarptırılıyor, lojmanlarından atılıyor, sürgün ediliyor kapalı kapılar ardında tehdit ediliyorlar. Bırakın sendikal faaliyette bulunmayı,  yasadan kaynaklı maddi haklarını dahi mahkeme yoluyla almaya çalışanlar bile geçici görevlendirme adı altında  sürgün ediliyor. Bugün dışa bağımlı ekonomimizde yaşanan her türlü olumsuzluk emekçilere fatura edilmekte, yasalarda tanınan haklarını bile kullanmalarına izin verilmemektedir

'ONLAR 'SERMAYE' DEDİKÇE BİZ 'TOPLUM' DEDİK"

Bizler bu ülkede 30 yılı aşkın süredir sendikal hak ve özgürlükler mücadelesi veriyoruz. İktidar bizi sevmedi. Sevmedi çünkü, onlar örgütlenmemizi, hak aramamızı istemediler. Çünkü bizler onların kamuyu talan eden, kamu hizmetlerini paraya endeksleyen ve kamu  kuruluşlarını hem içerden hem dışarıdan özelleştiren politikalarına hep karşı durduk. En çok da buna öfkelendiler. Onlar “Sermaye, kar” dedikçe bizler “toplum” dedik, “halk” dedik. Onlar “özelleştirme” derken biz ısrarla “kamulaştırma” istedik. Onlar tüm çalışanları kölelik koşullarında güvencesiz çalıştırmak istedi bizler ise kadrolu, güvenceli çalışma, insanca yaşanacak bir ücret istedik.

'ASLA TESLİM OLMAYACAĞIZ'

Geçtiğimiz hafta açıklanan TCDD Taşımacılık A.Ş  mülakat sınavlarınıa yapılacak itiraz süreci bile tamamlanmadan torpille sınavı kazanananlara acilen tercihlerini yaptırarak atama yapmak istediler ve buna ilişkin emir yayınladılar. Yaklaşık iki senedir sınav sürecini bilerek tamamlamayanlar, yapılan sınavın itiraz sürecini bile beklemek istemiyorlar. Bu ne aceledir. Yangından malmı kaçırıyorsunuz. Bu emirin iptali için sendikamız tarafından iptal davası açıldı. Yine yazılı sınavında yüksek puan akıp mülakatta elenen arkadaşlarımızın hakkını gerek hukuki alanda gerekse fiili meşru mücadele ile sonuna kadar arayacağız. Bunun içim de gerekli hazırlıklar tamamlanır tamamlanmaz dava sürecini başlatacağız. Baskıcı ayrımcı devlet kurumlarını partizanlaştıran zihniyete asla teslim olmayacağız.

'DÜŞMAN HUKUKU UYGULANIYOR'

Değerli Dostlar; TCDD Yönetimi bizlere karşı tam bir düşman hukuku uygulamaktadır. Yargı süreci devam ederken bizlerin sürgünlerden geri dönme ihtimali varken ısrarla lojmanlardan çıkmamız yönünde baskı yapmakta hatta kolluk kuvvetleri ile çıkartmak istemektedirler. Ama aynı koşullarda bulunan Memur Sen Şube Başkan yardımcısına ise hiçbir şey dememektedirler. Bu tam anlamıyla ayrımcılıktır görevi kötüye kullanmaktır. Biz İşte bunun için  TCDD yönetimine yandaş diyoruz. İşte bunun için geldikleri koltukları yandaş sendikaya borçlular onlara biat ediyorlar diyoruz. Bunun için yandaş sendikanın kan kaybetmesini engellemek için arkadaşlarımızı sürgüne gönderip üyelerimiz baskı altına almaya çalışıyorlar diyoruz.

 'HERKESE TASARRUF VAR SARAYA YOK'

Değerli dostlar herkese tasarruf var saraya yok. Değerli dostlar sata sata bitiremediler. Yeni kurulan bir fabrika yok, sanayi yok, çiftçi yok sayıldı, üretici yok sayıldı kısaca üretim yok. Dolayısıyla ekonomideki açıkları kapatmak için sarayın lüks saltanatına para yetiştirebilmek için, beşli çeteyi doyurabilmek için satmaya devam ediyorlar. Biz emekçiler kamulaştırma dedikçe onlar özelleştirme diyorlar. Her alanda olduğu gibi turizmde de halka düşman bir turizm politikası yürütülüyor. Yıllardır süren bu politika ile dünyanın en güzel kıyıları olarak yorumlanan Türkiye’nin Ege ve Akdeniz kıyıları bir avuç varlık sahibinin tekeline verildi. Halka düşman turizm politikası nedeniyle bu kıyılarda geniş halk kesimlerinin tatil yapması imkansız hale geldi. Eskiden hiç değilse çalıştığı kurumun sosyal tesislerinden faydalanabilen ücretli kesimlerin artık tatil hakları ellerinden alındı.

'ÖZELLEŞTİRME ÇALIŞMALARI HIZLA DEVAM EDİYOR'

Değerli dostlar değerli demiryolcular; TCDD'nin özelleştirme çalışmaları  çok gizli ve hızlı bir şekilde devam ediyor. TCDD çalışanları da tıpkı MKE de olduğu gibi bir oldu bittiyle karşı karşıya kalabilir. Özelleştirme kapsamında personelin durumunun belirlenmesi için daire başkan yardımcıları görevlendirildi. Bazı kritik ünvanlara seçme hakkı dahi tanınmayacak. Özelleştirme süreci öyle beklenildiği gibi çok uzak değil. İki ay sonra önümüze yeni sözleşmeler konursa şaşırmayalım. Bu anlamda tüm TCDD çalışanlarının, emekten yana, halktan yana olanların uyanık olması, özelleştirmeye karşı duran, burada DEMİRYOLU HALKINDIR SATILAMAZ diyen emekçilere destek vermesi sahip çıkması gerekmektedir. Çünkü  şahip çıkacağınız şey bu ülkenin geleceğidir, çocuklarınızın geleceğidir, güvenli kamusal bir ulaşımdır, cebinizden daha fazla alınacak vergilerdir.

'DEMOKRATİK MÜCADELE HAKKIMIZI KULLANACAĞIZ'

Bizler buradan bir kere daha ilan ediyoruz ki, baskılara sürgünlere liyakatsiz atamalara karşı sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. İşimize aşımıza çalıştığımız kuruma sahip çıkmaya devam edeceğiz. Hukuku, adaleti, barışı, laikliği, demokrasiyi kazanmak için sokak sokak, meydan meydan, işyeri işyeri kol kola, omuz omuza demokratik mücadele hakkımızı kullanacağız. BASKILAR BİZİ YILDIRAMAZ!


       

Editör: Haber Merkezi