Emek ve Dayanışma Günü olan bugün, seks işçilerinin de diğer işçiler ile bir araya gelmesi ve karşılıklı olarak birbirlerinin sorunlarını anlaması için önemli bir fırsattır. Çünkü emekçilerin sorunları tartışılırken seks işçileri görmezden geliniyor. Oysa seks işçilerinin hakları emekçi haklarıdır ve seks işçiliği bir işçilik biçimidir.

Devletin ve çeşitli toplumsal grupların seks işçilerini hedef haline getiren açıklamaları, uygulamaları ve yasaları mevcut. Meselenin seks işçiliği olmadığını, yapısal toplumsal sorunların hedef alınması ve çözülmesi gerektiğini biliyoruz. Seks işçiliğini, “bataklık”, “ahlaksızlık”, “şiddetin kendisi” olarak gören toplumsal algının aksine, bu bir emek alanıdır ve dolayısı ile seks işçileri de diğer tüm işçiler gibi emek eksenli haklarını talep ediyorlar. Seks işçileri ile değil, yoksulluk ve toplumsal cinsiyet adaletsizliği ile mücadele edilmeli. Seks işçilerini hedef alan şiddetin, seks işçiliğine içkin bir mesele olmadığını, seks işçilerini hedef alan ve kriminalize eden mevzuat ve uygulamalar sonucunda ortaya çıktığını iddia etsek yanılmış sayılmayız.

Seks işçiliğine ilişkin Türkiye ve dünyada yapılmış çeşitli çalışmalardan derlenen bazı verileri de yeri gelmişken sizlerle paylaşmak istiyorum:

-Türkiye’de yayınlanmış tek veri 2004 yılından. Ankara Ticaret Odası tarafından yayınlanan rapora göre Türkiye’de 100 bin civarında seks işçisi bulunuyor. Aynı raporda, Türkiye’de faaliyet gösteren 56 genelev olduğu ve yaklaşık 3 bin kadının kayıtlı şekilde çalıştığı ifade ediliyor.

-Kırmızı Şemsiye Derneği’nin tuttuğu verilere göre sadece 2013 yılında 7 ildeki genelevler tümüyle kapatılmış. Bu durumda Türkiye’de 56 genelev bulunduğu bilgisi de artık geçerli değil. Dernek bu durumun genelevlerde çalışan seks işçilerinin sokakta güvenliksiz ve sağlıksız yollarla bu işi sürdürmelerine sebep olduğunu belirtiyor.

-Türkiye seks işçisi kadınların en çok şiddet gördüğü 9 ülkeden biri. Uluslararası Kadın Ticareti ve Kadına Karşı Şiddet Kongresi raporundan alınan bu veri, Türkiye’de seks işçilerinin %75’inin müşterilerinden darp edildiğini gösteriyor.

-Kırmızı Şemsiye Derneği’nin 233 trans kadın ile yaptığı araştırmaya göre, trans kadın seks işçilerinin %73’ü bugüne kadar bir veya birden fazla defa fiziksel, %53’ü ise cinsel şiddete maruz kalmış.

-Pembe Hayat Derneği’ne Eylül 2008- Eylül 2009 yılları arasında dava desteği için başvuru yapan seks işçilerinin %89’u maruz kaldıkları hak ihlalini şiddet olarak değerlendirmiş.

-Türkiye’de seks işçilerinin cinsel sağlık ve üreme sağlığı durumu ile ilgili sistematik bir veri çalışması bulunmuyor. Türkiye’de Cinsel Yolla Bulaşan Önemli Enfeksiyonlar ve HIV ile İlgili Hizmet Araştırması’na göre kayıtsız 252 seks işçisinden %44’ü HIV bilgisine sahip değil.

-BM HIV/AIDS ortak programı tarafından 2014 yılında yayınlanan rapora göre seks işçilerinin HIV virüsüne yakalanma ihtimali genel popülasyona göre 12 kat yüksek.

Okuyucuya sevgi ile.