Bu yazının kaleme alındığı saatler içerisinde Hatay Valiliği tarafından yapılan açıklama ile 33 askerin hayatını kaybettiği bilgisi en güncel açıklama olarak önümde duruyordu. Savaşın bir “bilgisiyar oyunu” olmadığı, popülist söylemlerin siyasette günü kurtarmaya yaradığı ya da tabanınız savaştan rahatsızken önünüze gelen tezkereye “evet”demenin aslında doğru olmadığı anlaşılmış oldu. Hem de çok ağır bir bedel ile...

Bu yazının kaleme alındığı saatler içerisinde hayatını kaybedenlerin kimlikleri henüz açıklanıyor.Bu yazıyı kaleme almak için birkaç defa oturdum ve kalktım bilgisayarın başından! Yaşları 23 ile 29 arasında değişen gencecik insanlar... Onlara ve sevdiklerine yazık değil mi?

***

Bu yazının yazıldığı an itibariyle sosyal medyaya erişim toplam 12 saattir kısıtlı durumda. Bunda gerekçe ne peki? Yanlış bilginin yayılmasını önlemek mi? Yoksa doğru soruların sorulmasını önüne geçmek mi? “Mesela Türkiye Cumhuriyeti askerinin Suriye’de ne işi var” gibi...

Sansür; yanlış için değil; doğrular için geçerli Türkiye’de, biz ötekiler asıl konuşulması gerekeni konuşmayalım, sorulması gerekeni sormayalım diye. Oysa tüm olanlara ve devam etmekte olan savaş çığırtkanlıklarına rağmen konuşmamız gereken şey barış olabilmeli...

***

Hükumetin sözcüsü Anadolu Ajansı, İdlip’te “rejim” kuvvetlerinin kayıpları anlatıyor:

"Son 17 günde bin 709 rejim unsuru etkisiz hale getirildi. Rejimin 55 tankı, 3 helikopter, 18 zırhlı araç, 29 obüs 21 askeri araç, 4 doçka, 6 mühimmatdeposu ve 7 havan imha edildi"

Devlet aklı geleneği ile hareket eden AKP, bu yolla diyor ki:“Askerlerimiz öldü ama boşuna değil!”

***

Her ne kadar savaşsız bir dünya mümkün de görünmese de acılarımız da büyük olsa da tüm savaş naralarını bir kenara bırakıp; intikamı diline dolayanlara inat barış türküsünü söyleyebilmek için hiçbir zaman geç değil.