Haluk Tekeli - Anayasa değişikliği konusu meclise geldiğinde ve görüşmeler başladığında AKP-MHP Bloku moral ve sayısal olarak çok baskın bir görüntü sergiledi. O atmosfer içinde bu anayasal değişikliklerin %60’ların üzerinde kabul göreceği algısı oluştu.

Mecliste görüşmeler sırasında hâkim duygu bu formalite bitsin, Cumhurbaşkanı onay versin ve işimize bakalım şeklinde özetlenebilir. Oysa meclis onayladı günler geçti ve hala onay yok, halk oylaması tarihi de belli değil.

İlk çıkarım, bu süreç gösterdi ki, AKP-MHP bloku kendi tabanını monolitik hale getirip, tek tipleştirdikçe toplum çoğulcu ve yurttaş olmaya evriliyor. Dünyanın en eşitsiz ve adaletsiz seçim sistemi ile mecliste elde edilen çoğunluk, bütün toplumu teslim almaya yetmeyebiliyor.

1 Kasım'dan bu yana üzerine güneş doğsun istenmeyen HDP bütün kadroları ile direniyor. Bu sakin direnişin dumura uğrattığı iktidar bloku şaşkınlık içerisinde kimi gözaltına alıp, tutuklayıp, kimi bırakacağı konusunda ipin ucunu kaçırmış durumda. Bu şuursuz güç kullanımı CHP Parti Meclisi üyesi Serra Kadıgil'i içeri alarak tavan yapmıştır.

OHAL ve KHK ile ihraç edilen, sindirilmek istenen akademisyenler direniyor. Duruşları ve söylemleri ile baş etmeleri mümkün değil. Kamu çalışanları açığa almalara ve ihraçlara karşı imece ile dayanıyor.

Metal işçileri, belediye emekçileri OHAL'i grev okulunun rahle-i tedrisatından geçerek öğreniyor. Henüz ne yapacağını bilemeyen yönetimine karşı CHP vekilleri, yerel örgütleri, yurttaşlık bilincine sahip kadroları çoktan harekete geçmiş durumda.

Dünyada, bölgede işler iyiye gitmiyor, otoriter despot rejim arayışı her yerde. Kapitalizm temsili demokrasi ile dahi baş edemiyor. Bunun ekonomiye yansıması giderek daha fazla sıcak para ihtiyacının dayatması, dövizdeki ateşin sönmemesi oluyor. TL eriyor, küçülüyoruz. Orta sınıflar ateşin sıcaklığını çok yakınlarında hissetmeye başladılar.

AKP-MHP'nin başını çektiği ‘evet’ bloku kendi karşıtını yarattı. Belli ki, bu hesapladıklarından öte bir durum oldu. ‘Hayır’ konusunda ilk adımları atanlar, kullandıkları dil ve ötekileştirici pratik tutumlarını çabuk değiştirdiler. Bütün taraflar zaman içinde kendi ‘hayır’larının "zorunluluğun bilincinde davranarak" kazanmakta olduğunu görmeye başladılar. İşaretler 7 Haziran öncesine yaklaşıldığını gösteriyor.

Referandum tarihini geciktirerek, strateji planlaması yapıldığı net... Bu durumda ikinci raunt yakında başlayacak demektir. Şiddeti esas alan güç kim olursa bu raundu kaybedecektir. O nedenle korkuya mahal yoktur. Politika yapmanın bütün hünerlerini gösterme zamanıdır. Artık aralarında organik bağ olmayan, kendi ‘HAYIR’ının bilincinde bütün toplumsal güçlerin senfonisi için müziğin sesini daha etkili ve güçlü duyulur hale getirme zamanıdır. Bulunduğumuz her noktada ‘HAYIR’ için atacağımız en küçük adımın büyük sonuçlarını yaşayacağımızın bilinci ile yeni bir raunt için düşünme zamanı değil midir?

 

 


HAYIR'LI YAZILAR FORUMU'NA SİZ DE KATILIN

İz Gazete'nin referanduma kadar sürdüreceği 'Hayırlı yazılar forumu'na yazınızı bir fotoğrafınızla [email protected] adresine göndererek siz de katılabilirsiniz.

Editör: Haber Merkezi