TUGAY CAN / İZ GAZETE -  1993 yılından bu yana Urla’da Harita ve Kadastro Mühendisliği yapan Gül, 2004 yerel seçimlerinin ardından Urla Belediye Meclis üyeliği, 2009 yerel seçimlerinin ardından ise İzmir Büyükşehir Belediye Meclis üyeliği görevlerini yürüttü.

Adaylık açıklamasını, projelerini ve Urla’ya dair görüşlerini gazetemize anlatan Gül, Urla’nın tarım ve turizm alanında Türkiye’de öne çıkabilecek bir potansiyele sahip olduğunu belirterek,  “Biz diyoruz ki, Urla’da bitme noktasına gelen tarım devam etmeli. Urla’nın güzel bir doğası ve denizi var. Bu noktada Urla aynı zamanda bir turizm kenti de.” diye konuştu.

‘ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİMİZ BURADA OKUYUP İZMİR’DE EV TUTUYORSA BU BİZİM EKSİKLİĞİMİZDİR’

Urla Belediye Başkanlığı için aday adaylığınızı açıkladınız. Urla sizin için ne anlam ifade ediyor? Urla’nın gelişimi hakkında Harita Mühendisliği alanından gelen biri olarak ne söylemek istersiniz?

Bizim için Urla çok fazla şey ifade ediyor. Ben yaklaşık 1993 yılından bu yana bu şehirdeyim. Bizler bu şehri bu hali ile seviyoruz. O yüzden bizim her şeyden önce Urla’nın mevcut doğasını, dinginliğini düşünüp bir diğer yandan da gelişimini sağlamamız gerekiyor. Yani kafamızdaki Urla’yı, kendi hayallerimize göre şekillendirmek istiyoruz. Biz diyoruz ki, Urla’da bitme noktasına gelen tarım devam etmeli. Urla’nın güzel bir doğası ve denizi var. Bu noktada Urla aynı zamanda bir turizm kenti. Şehir sınırlarımız içerisinde iki tane üniversite var. Dokuz Eylül Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi ve Yüksek Teknoloji Enstitüsü. Bu Enstitü, dünyada Yüksek Teknoloji anlamında 3. sırada. Biz diyoruz ki Urla aynı zamanda bir üniversite kültür kenti.

Ayrıca kültür kenti lafını sadece üniversiteler vasıtasıyla kullanmıyoruz. Aynı zamanda Urla şehrinin çok eski bir tarihi yapısı da var. Urla’nın birçok yerinde çok ciddi arkeolojik kazı alanları var.

Biz bunların üzerine birbiri ile iç içe geçmiş projeler ile Urla’yı ileriye taşıyabiliriz. Bizim hayalimiz bu. Tabi ki her şehrin bir dinamiğinin de olması lazım. Yerel yönetimlerin vermesi gerektiği her türlü hizmeti biz zaten vereceğiz. Ama bir yandan da dinamik, genç nüfusunu arttırıp, kent nüfusunu da daha yaşanılabilir, bütün ihtiyaçların Urla içerisinde karşılanabilecek bir hale getirmemiz lazım. Yani, bizim Üniversite öğrencimiz burada okuyup, İzmir’de ev tutmamalı. Bu onların eksikliği değil, bizim eksiğimiz.

‘URLA’DA BİR GENÇLİK MERKEZİMİZ YOK’

Urla’nın genç nüfus oranı düşük. Gençler iş bulamadıkları için ya da sosyal hayatın yeterli olmaması nedeniyle İzmir’in merkez ilçelerini tercih ediyorlar. Bu noktada bir çalışmanız mevcut mu? 

Yaş ortalamamız yüksek, genç nüfusumuz da var. Ancak bizim bunu daha dengeli bir hale getirmemiz lazım. Genç nüfusumuzu şu an burada tutamıyoruz, problem orada. Nereye gidiyorlar? İzmir’e gidiyorlar. Yazları Alaçatı’yı tercih ediyorlar. Bu durumda biz onları eleştirmiyoruz, bu noktada bizim bir eksikliğimiz var. Bizim onu gidermemiz lazım. Bunun için de projeler üretmelisiniz, o öğrencileri burada tutacak gerekli projeleri yapmamız lazım. En basitinden bir Gençlik Merkezi’miz yok bizim. Baktığın zaman çok abartılı bir şey değil. İzmir’in farklı ilçelerinde bunun örnekleri var. Öğrenciler burada vaktini değerlendirir.  O zaman onlar burada kalır, gelir. Genç nüfusun olduğu yerde de o dinamizm kendiliğinden başlar zaten.

Urla’dan İzmir’e gidiş-dönüş iki saat. Buna rağmen öğrenciler bu yolu kullanmak zorunda kalıyor. Ama Urla’da ne yazık ki bir sinema salonumuz yok, bir tiyatro salonumuz var ama çok küçük. Eğer gençleri cezbedecek şeyleri vermeyi başarırsak onlar zaten Urla’ya gelir.

‘ENGİNAR FESTİVALİ’NİN URLA’NIN TANITIMINA BÜYÜK KATKISI OLMUŞTUR’

Urla’nın küçümsenmeyecek bir tarım potansiyeli var. Seçilmeniz halinde Urla’da uygulayacağınız bir tarım politikası olacak mı? Eğer bir tarım politikanız olacaksa çalışmalarınız ne yönde gerçekleşecek?

Biz Urla’da Belediye’nin de işin içinde olacağı bir kooperatifçilik sistemi uygulayacağız. Eğer tarım yapacaksanız arazi ile ilgili bilgilere hakim olmanız gerekiyor. Biz bu noktada ziraatçiler ile birlikte çalışacağız. Belediye’de hem köylüye hem de ziraatçiye destek verecek ayrı bir birim kurulacak. Burada çalışan profesyonel arkadaşlarımız öncelikle nerede ne ekilebilir? Öncelikle elimizdeki malzemenin bir tanımını yapmamız lazım. Kalkıp da Urla’da muz yetiştiremezsiniz. Biz öncelikle tarım topraklarının sınıflandırılmasını yapacağız. Bunu üretici ya da köylüye bırakmamak gerekiyor. Ortada bir organizasyon olmadığı için köylü, deneme-yanılma yöntemiyle çalışıyor. Örneğin, bu sene domates para ediyor, seneye herkes domates dikiyor. Ancak herkes domates diktiği için domates para kazandırmıyor. İhtiyaç fazlası oluşuyor. Dolayısıyla bunun bir programının olması lazım. Ancak kooperatif mantığı içerisinde üreticiyi sattığı ürüne göre para almayacak, sisteme sunduğu tarım toprağı ve emeğine göre para alacak. Yoksa herkes sadece belirli alanlara yönelir. Kargaşa çıkar. Bu işin gerisinde ne kalıyor, pazarlama işi kalıyor. Bu iş de sanıldığı kadar zor değil.  Mesela Urla’da bir ‘Enginar Festivali’ yapıldı. Sibel Hanım’ın çok iyi bir noktaya getirdiği bir iş gerçekten. Urla’nın tanıtımına da ciddi katkısı olmuştu.

‘URLA’DAKİ HAZİNE FAZLASI TARIM ALANLARINI DEĞERLENDİRECEĞİZ’

Bizim tarımda en büyük sıkıntılarımızdan biri, aracının, yani emek sarf etmeden birilerinin çok fazla para kazanıyor olması. Urla’nın zamanında halka satış marketleri vardı. Biz bu marketleri yeniden canlandıracağız ve bu marketlerde kendi ürünlerimizi satacağız. Öte yandan ürünlerin belki de bir kısmı işlenmeli de. Biz bu anlamda hem saha olarak hem de teknolojik olarak hazırlığımızı yapacağız. Üretime göre tabi bu iş büyüyecektir. Yani biz bu anlamda üretici ile tüketiciyi buluşturacağız. Üretici orada zaten kazanacak, kazandıkça da memnuniyet artacak. Bir de şu çok önemli; Bizim Urla sınırları içerisinde çok fazla hazine fazlası yerimiz var.  Bu arazilerin büyük çoğunluğu da boş. Ancak boş olmasının bir sıkıntısı var. Yönetmelik gereği hazine eğer isterse, buraları TOKİ vasıtasıyla yarın-öbür gün imara da açabilir. Bunları yaparken Belediye’ye de sormayabilir. Biz halen bununla ilgili bir tedbir de almadık. Yapılması gereken ise,  hazineye ait arazilere tarım alanı için imar planı yapılması. Bir kere imar ile olan bağını koparmalısın. Bu çok önemli. Hazineye gittiğin zaman hazine sana tarım arazisi kapsamında bu arazileri tahsis edebiliyor. Öte yandan Urla’da her mesela üreticinin kendi toprağı yok. İcar dediğimiz kendi tarlası olmadığı için bir başkasının tarlasında tarım ile uğraşan insanlar var. Biz bu araziler ile onlara tarım alanı yaratacağız. Böylelikle iki şey yapacağız. Hem o boş arazilerin imar ile olan bağlantısını keseceğiz, hem de toprağı olmayan üreticiye toprak tesis edeceğiz. Böylelikle onları üretime dahil etmiş olacağız.

TARIM VE TURİZM BİRLEŞECEK

Bizim projelerimizin iç içe olması çok önemli. Bahsettiğimiz arazilerde bir de hobi bahçeleri kuracağız. Bu hobi bahçelerinde İzmir’in merkezinde yaşayan ve şehir hayatından kaçmak isteyen insanlara tarım yapmayı öğreteceğiz. Küçük çiftlik atölyelerine gelen insanlar hafta sonlarında gelip tarım yapacak. Gelemediği zaman da bizim topraksız köylülerimizin bir kısmını buraya kaydıracağız. Zaten bu insanlar aynı zamanda tarım yapmayı öğretecek olan kimseler olacak. O, gelecek şehir hayatından uzaklaşacak, belediye için çalışacak. Orada ki üretimi de sisteme dahi edeceksin.

Editör: Haber Merkezi