ÜMİT KARTAL- Spottan da anlaşılacağı üzere, aslında bu bir spor değil yerel seçim yazısıdır.

Anlatacağım.

Malum Türkiye’nin en büyük kulüplerinden Fenerbahçe 11 haftada 10 puan aldı ve küme düşme hattının hemen üzerinde.

‘Büyük umutlarla’ getirilen Hollandalı Phillip Cocu ile yollar ayrıldı.

Tıpkı bundan önceki ‘koca’ koca yabancı hocalarla olduğu gibi.

Kimler yok ki o listede. Lorant, Aragones, Daum, Perreira…

Fenerbahçe yönetimi nasıl bir karar alacak bilemem ama ben olsam Yılmaz Vural’I getiririm.

Hani küme düşme hattındaki onlarca kulübün derdine derman olan Yılmaz Vural’ı…

28 takım çalıştırıp, 700 küsur maça çıkan, elinin değdiği her takımı heyecanlandıran, ayağa kaldıran Yılmaz Vural’ı…

Hiçbir özelliği olmayan onlarca yabancıya milyonlarca dolar vererek, sonra da yaka paça gönderme telaşına düştüğü bir sürü sezon yaşadı Fenerbahçe. Kamyon kasasıyla tazminat alıp giden hocalar oldu.

Fenerbahçe bu sezon kalan 23 maç için Yılmaz Vural’a görev verirse, hiçbir şey kaybetmez. Ama bir duvarı yıkar ve belki yeni bir hoca kazanır. Yüzünü sonrasında da yeniden ‘içeri’ye döner.

Dönelim yerel seçimlere…

İzmir siyasetinin de bir Yılmaz Vural’ı var aslında.

Bulunduğu her ortama heyecan ve enerji katan ancak hiçbir dönem hak ettiği değeri göremeyen bir politik aktör o.

Almanya’da yaşadığı dönemlerde savaş karşıtı yaptığı gösteri ve açlık grevleriyle dünya gündemine oturan,

İzmir’de siyaset yapmaya başladığı andan itibaren toplumun büyük çoğunluğunu ilgilendiren konuları renkli gösterilerle ulusal basına taşıyan,

Adalet Yürüyüşü’nde ‘iman eder gibi’ kesintisiz 25 gün boynundaki poşu ile yürüyen Mehmet Şakir Başak, bu kentin ‘başeğmeyen’i ve ‘kıymeti bilinmeyeni’dir.

İzmir siyasetinde ‘En’ler listesi yapsan, birkaç ‘en’ ile listeye girer Şakir Başak.

Şimdi de Karabağlar’dan aday adayı.

Yıllarca İlçe Başkanlığı’nı yaptığı Konak yerine Karabağlar’ı seçme sebebini “Zor olanı seçtim” diyerek açıklıyor. CHP ciddi bir hamle yapmazsa, Karabağlar’ın kaybedilme riski olduğunu düşünüyor.

AKP’nin Mardinli Karabağlar Kaymakamı üzerinden uzunca süredir ilçeyi almak için çalıştığını, kendisinin bu oyunu bozabileceğini iddia ediyor.

Giremediği Kürt mahallesi, konuşamadığı Ülkücü, namaz kılmadığı cami yok Şakir Başak’ın bu bölgede.

40 yıldır Karabağlar’da oturuyor, 32 yıldır orada esnaflık yapıyor ve Karabağlar’ı sokak sokak biliyor.

Şakir Başak kendisini “Mütedeyyin devrimci, Kürt kökenli Atatürkçü” gibi ifadelerle de tanımlıyor. “Anadolu’nun ta kendisiyim, bütün halkın değerlerini ötekileştiren değil ortak bir paydada buluşturmaya çalışan en bir yurttaşım. Bu da ancak Mustafa Kemal Atatürk’ün CHP’sinde başarılabilir” diyor Şakir Başak.

Sadece kökeninden ötürü partisinde bir dönem sıkıntı yaşadığını ama yılmadığını her fırsatta anlatıyor. “Bu kentte Kürtler öteki olarak kalmamalı” diyor Şakir Başak. Roman vatandaşları mecliste temsil eden Özcan Purçu etkisini örnek göstererek, aday olması durumunda sadece Karabağlar’da değil, diğer ilçelerde de ciddi bir enerji yaratılacağına inanıyor.

Hep muhalefette kaldı.

Basın açıklamalarıyla bile gündem yaratan bu adam, bu kez ‘iktidar’da olabilirse; kente bambaşka bir hava katabilir.

Bireysel değil, örgütlü bir yönetim anlayışı ile nevi şahsına münhasır özelliklerini buluşturunca özel bir belediye başkanı profili çizebilir.

Yıllarını partisine vermiş bir ‘emektar’ın bu şansı istemesi haktır.

Tıpkı Yılmaz Vural’ın istemesi gibi.

Mehmet Şakir Başak aday gösterilirse, Phillip Cocu’nun Fenerbahçe’sinden kötü mü olur Karabağlar’ın hali? Hiç sanmam!

Ama kazanır ve söylediklerini yaparsa, CHP de Fenerbahçe gibi ezberlerini bozabilir, duvarlarını yıkabilir.

Vurduğun gol, yediğin ofsayt olsun; yolun açık olsun Mehmet Şakir Başak.