ÜMİT KARTAL - Dikili’ye ilk defa 2005 yılında bir gençlik kampına katılmak üzere gelmiştim.

O dönem Samsun’da yaşıyordum. Dikili, doğası ve insanlarıyla büyülemişti beni.

Sonrasında uzaktan da olsa takip etmeye başladım Dikili’yi. Festivaller, etkinlikler… Orada farklı şeyler olduğu belliydi. ‘Barış, kardeşlik, dostluk, sevgi, paylaşım’ vb kelimelerle anılıyordu sık sık Dikili...

Sonra Dikili Belediyesi’nin suyu ücretsiz vereceğiyle ilgili haber etkiledi beni, memleketin dört bir yanındaki demokratları, aydınları, ilericileri etkilediği gibi…

Dönem dönem geldim, gittim; çoğunlukla uzaktan ve sevgi ile takip ettim Dikili’yi…

Bir süredir İzmir’de yaşıyorum.  Ama Dikili adına inanılmaz üzülüyorum.

Dikili maalesef artık ‘barış, kardeşlik, dostluk, sevgi, paylaşım’ gibi insani değerlerden çok, ‘taciz, tecavüz, rant, rüşvet’ vb kelimelerle ulusal basının gündemine gelmeye başladı.

Detayları bilenler için bu kısmı fazla uzatmayacağım.

Ama konunun bir kısmının yerel yönetimle doğrudan alakası olduğunu söylemem şart.

Gelelim seçimlere…

Şimdilerde yine Dikili için heyecan duyulacak gelişmeler oluyor.

Çünkü Dikili’nin kendisi gibi, geçmişi gibi güzel bir aday adayı var.

Gökmen Ulu…

Gazeteci…

Yazdıklarım meslektaş ‘dayanışması’ olarak anlaşılmasın lütfen sadece.

Dikililer uzunca süredir bir ‘kurtarıcı’ gibi Gökmen Ulu’yu bekliyor.

Hele bir de 176 gün tutuklu kalıp, ‘mesele esir düşmekte değil, teslim olmamakta mesele’ diyerek, onuruyla, başı dik şekilde dışarı çıktıktan sonra; Gökmen Ulu’ya ‘özlem’ arttı.

Şimdi, Dikili sokaklarında 3 dakikalık yolu yarım saatte ancak yürüyebiliyor Gökmen Ulu. Malum, git gide kirlenen memleketimizde, temizliği tescilli kaç kişi var vatandaşın güvenebileceği?

Yaklaşık 3 ay önceydi. Çay içiyorduk Gökmen Ulu ile. 60’lı yaşlarda bir çift yanımıza geldi. “Siz Gökmen Ulu’sunuz değil mi?” diyerek selam verdi. 5 dakika sohbet ettiler, Dikili’den ortak tanıdıklar bulmaları zor olmadı. Kadın, “Yanlış anlamazsanız bir şey daha sormak istiyorum Gökmen bey” dedi. “Adınız Belediye Başkanlığı için konuşuluyor, doğru mu, böyle bir fikriniz var mı?” diye sordu. Daha cevabı beklemeden devam etti: “Ne olur doğru olsun, Dikilimizin sizin gibi birine ihtiyacı var”

Gökmen Ulu ile bir kere sohbet edenler dahi hemen etkilenir naifliğinden, insanlığından…

Sonraları başka da örneklere tanık oldum.

Başlarda kararsızdı Gökmen Ulu. Bir taraftan gazeteciliğe-televizyonculuğa devam edip, Türkiye’nin yeni ancharmeni de olabilirdi. Sanırım bu sıralar, doğup büyüdüğü topraklara hizmet etme isteği ağır basıyor olabilir.

Gökmen Ulu…

43 yaşında. Dinamik. Çalışkan. Güler yüzlü. Pozitif. Dürüst ve tertemiz. Kavgacı değil. Centilmen.

Kimseyle çapsız ve seviyesiz tartışmalar içinde olmadı. Ancak en üst seviyede adalet, cumhuriyet ve demokrasi mücadelesi verdi. 

Özellikle Cumhuriyet Halk Partisi tabanının hayranlık duyduğu bir sima… Büyük ilgi ve saygı görüyor. Partide hiçbir klik ve grubun adamı değil. Herkese eşit yakınlıkta... Partinin her kanadında benimseniyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ona verdiği önem ve duyduğu sevgi de tartışılmaz. Tutukluluğu boyunca Ulu'yu dilinden düşürmeyen Kılıçdaroğlu, Adalet Yürüyüşü’nün finali olarak yaptığı tarihi Maltepe Mitingi'nde tek bir kişinin ismini anarak şöyle demişti : "Bugün Gökmen Ulu'nun doğum günü. Hapistesin kardeşim biliyorum. Ama unutma; Maltepe Meydanı senin yanında." 

Cesareti tartışılmaz. En zor şartlarda, büyük baskılar altında kalmasına rağmen boyun eğmedi, ilkelerinden ödün vermedi. “Gözümüzü budaktan, sözümüzü dudaktan esirgeyecek değiliz” dedi. Rantiyerlerin, memleketi talan edenlerin üzerine üzerine yürüdü.

Gezi Direnişi’nin belgeselini yaptı. Soma’daydı, Cerattepe’deydi, Suruç’taydı.

İzmir gibi adam Gökmen Ulu. Mütevazı. Kimseye tepeden bakmıyor. Kibrin esamisi okunmuyor.

Cezaevi sürecinden sonra ‘Yıkılma sakın’ isimli kitabını yayınladı. Tutuklanırken babasının arkasından kendisine seslendiği kelimelerle seslendi okurlara: “Yıkılma sakın”…  Kitaplarını imzalarken, selfie çektirirken, televizyon programlarına çıkarken, nerede olursa olsun tevazuyu hiç kenara bırakmadı.

Bütün sülalesi gibi kendi de Dikilili. Ancak "Dikili'de yaşayan herkes Dikilili'dir" diyor. "Bu şehre hep aydın insanlar geldi, her biri değer kattı" diyor. "Farklılıklarımız zenginliğimiz, kıymetini bilmeliyiz" diyor. Kimseyi ötekileştirmiyor. Yıllardan beri yurt çapında her türlü ayrımcılığa karşı mücadele ediyor. İnsanlarla çabuk kaynaşıyor. 

Yaşadığı kentin sokaklarını, köylerini, dağlarını, ovalarını, insanlarını, toplum yapısını iyi tanıyor, Dikili'nin dününü ve bugününü çok iyi biliyor. Yaşamı boyunca hiç kopmadığı kentine bütünüyle hakim...

Belediyecilik ve devlet yönetimi hakkında hayli bilgi sahibi. En zorlu konularda yaptığı haberler bunun bariz göstergesi. Belediye yönetimlerinin hatalarını tespit edip doğru yolu gösteren haberler yazabilmek ancak yeterince bilgi sahibi olmakla mümkün. Geniş bir yelpazede ve en çetrefilli konularda bile bu özelliğini defalarca sergiledi.

Vizyoner… Ortak akla ve bilime dayalı yönetim anlayışıyla dünya çapında projeler üretebilir. Dikili'yi model yapabilir. Dikili toplumuna huzur getirir. Dikili'nin bozulan imajını varlığıyla düzeltebilir. Enkazı kaldırarak Dikili'yi şahane bir kıvama getirebilir. Kültür kenti Dikili'yi eski güzel günlerinin ötesine taşıyabilir.

20 yıllık başarılı meslek hayatında çok insan biriktirdi. Kültür, sanat, spor, siyaset, basın, bilim, emek ve iş dünyasında birbirinden değerli isimleri Dikili'ye kanalize edebilme şansı var.

Adaylığı sadece Dikili’de değil, çevre kentlerde de olumlu yönde çarpan etkisi yaratır. Sadece çevre ilçelerde ve İzmir merkezde değil, yurt genelinde de CHP'nin imajına olumlu katkı koyar.

Kelimenin tam anlamıyla birleştirici bir isim. Sadece CHP tabanının tam desteğini almakla kalmıyor, toplumun bütün kesimlerinden güçlü destek görüyor. Bunun en temel nedeni hoşgörülü ve demokrat kişiliği.

Dikili'de yüzde 52'den 17 puana düşen ve daha da gerilemekte olan CHP oylarını yüzde 70'in üstüne taşıyabilecek tek isim. Büyükşehir oylarına da büyük katkı sağlar.

Çok zor yıllar yaşayan ve çıkış yolu arayan Dikili halkının üzerine uzlaştığı tek isim Gökmen Ulu. Üstelik bu göreve kendi talip olmadı, halk hararetle onu başkanlık görevine istiyor.

Silivri zindanının kapısında 175 gün sonra babasına kavuşan ve boynuna atlayıp yerde yuvarlanan Efe gibi hasret Dikili halkı da Gökmen Ulu gibi temiz bir başkana.

Kamuoyu yoklamalarında açık ara önde çıkacaktır. Namuslu-dürüst hangi Dikilili’ye sorulsa Gökmen Ulu için ‘evet’ diyecektir. Ulu’nun adaylığının ilan edilmesi için tüm  koşullar mevcut.

Bu koşullarda CHP Genel Merkezi’nin Gökmen Ulu’yu aday göstermemesi için araya başkaca kirli işlerin girmiş olması gerekir inancındayım.

Dilerim böyle olmayacaktır.

Gökmen Ulu aday gösterilecek, toplumun büyük çoğunluğunun desteği ve rekor oyla başkan olacaktır.