Başlık sizi yanıltmasın. Pek bir numarası yok bu yeni yasakların. Hatta yapılmış olmak için bile yapılmış olabilir. Oysa salgının ilk aylarında daha kalıcı tedbirler de alınmıştı. Ancak tüm bunlara rağme Türkiye, salgın ile mücadelede şu ana dek sınıfta kaldı, diyebiliriz. Salgının ilk aylarında Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya yönelik güven, hasta- vaka tartışması ile ilk ciddi kırılmasını yaşadı. Halkın bu konuda otoriteye güvenini sağlamak da bu saatten sonra kolay görünmüyor. İşin ilginç yanı vatandaş ne açıklanan vaka sayılarına inanıyor, ne de alınan tedbirleri yeterli buluyor. Koronavirüse yakalanma korkusunun hemen arkasında ise ekonomik kaygılar yer edinmiş durumda. Dolayısıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı yasaklara insanların bakış açısı, işsiz kalacak mıyım, kalmayacak mıyım? sorusuyla birlikte geliyor.

Depremin salgına etkisi ne yönde oldu?

İzmir Tabip Odası, Eylül ayında İzmir’de günlük koronavirüs vakalarının 500 civarında olduğunu açıklamış, gerekli önlemlerin ise acilen alınması gerektiğine dair kamuoyunu, basın açıklamaları, sosyal medya paylaşımları ve yayınlarla aydınlatmıştı. Bu açıklamaları izleyen süreç içerisinde Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da İzmir’e bir ziyaret gerçekleştirmiş- ki bu ziyarette Koca, İzmir Tabip Odası’na uğramamıştı- kapsamlı da bir basın açıklaması düzenlemişti.

Tüm bunlar arasında savrula savrula deprem öncesine kadar geldik aslında. Depremden birkaç gün önce İzmir Tabip Odası, İzmir’de günlük vaka sayısının 1000 civarında olduğunu açıkladı. Sayı ikiye katlamıştı. Deprem şoku ile birlikte İzmir’de salgının kontrolden çıktığı açık bir biçimde ortada. Bunu hem İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı hem de İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer açıkladı.

Berat Albayrak’ın istifası, Erdoğan’ın yönetme konusunda yaşadığı zafiyetin ne kadar derinleştiğini bir kez daha gözler önüne serdi. Vatandaşın koronavirüsün hemen ardından ilk problemi geçim sıkıntısı olarak öne çıkıyor. İktidar ne virüsün yayılmasına ne de ekonomide yaşananlara çözüm üretebiliyor.

Ekonomide yaşanan sıkıntılar bir süredir gündemimizde ancak bir süredir herkes pandemiyi unutmuştu. Önümüzdeki süreçte özellikle bu iki konuda çözüm önerisi olanlar öne çıkma şansı çok daha yüksek görünüyor.