Önümüzdeki seçimlerin ülkede yol açması beklenen en önemli değişim elbette, tek adam rejiminden kurtulup Parlamenter sisteme dayalı laik, demokratik rejime geçiş olacak. Güçler ayrılığına dayalı, hak, hukuk adalet söyleminin karşılığı olan bir yargı düzeni, Cumhuriyet’in temel kazanımlarını ön plana çıkartan eğitim modeli, vatandaşları fakirlikte değil refahta buluşturan sosyal devlet anlayışı, güven duyulan bir ekonomik model… Bunlar söz konusu değişimle birlikte ülkede adım adım tesis edilmesi beklenen önemli öncelikler.

Ne var ki değişim bunlarla sınırlı değil. Başta CHP olmak üzere partilerde de çok temel değişimler olması bekleniyor.

Her geçen gün daha net görüyoruz ki, altılı masanın başkan adayı Kılıçdaroğlu olacak. Son haftalarda artık adeta aday gibi çalışıyor zaten. Adaylığı kesinleştiğinde CHP Genel Başkanlığı’ndan istifa edecektir. Bu biliniyor ve bekleniyor olduğu için partide şimdiden ‘sonrası nasıl dizayn edilecek, yeni genel başkan kim olabilir’ soruları sorulmaya başlandığı bile.

Parti içinde Özgür Özel ve Oğuz Kaan Salıcı’nın genel başkanlık için çalıştığı bilgisi var. Elbet başka isimler de çıkacaktır. Ancak Kılıçdaroğlu’nun kendisinden sonra ilk etapta Genel Başkanlık koltuğunu partide en güvendiği isim olan Faik Öztrak’a bırakabileceği de konuşuluyor. Yani, kendisi aday olduktan sonra seçime giden o süreçte parti içi yarış olmasın, bir de genel başkanlık kavgaları yaşanmasın diye bu formülü hayata geçirebileceği kulislerde dillendiriliyor. Ama görünen o ki, Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığı bırakmasıyla CHP’de bir değişim rüzgarı esecek, hem de kuvvetli!..

Bu arada İzmir İl Başkanlığı koltuğu da boşalacak ve orası için de yarış kızışmış durumda. Olması muhtemel isimler ile adını parlatmaya çalışanlar kulislerde boy gösteriyor, milletvekilleri istedikleri isimleri o koltuğa oturtabilmek için güçlerini tartıyor. Ancak İzmir, öyle iç çekişmelere ve dar siyasi hesaplara kurban edilmeyecek kadar önemli, zira ülke, tarihinin en önemli seçimine gidiyor ve İzmir’in çıkartacağı oy oranı hiç olmadığı kadar önemli. Örgütü atağa kaldırıp, bu performansı sergileyecek bir ismin il başkanlığı koltuğuna oturması hayati önemde.

Bu seçimde partilerin alacağı oy oranları da geleceklerini belirleyecek. Belki bazıları tarihe gömülecek, bazılarının yıldızı parlayacak, siyasette daha önemli yere oturacak. Yani, siyaset yelpazesi de değişip yeniden şekillenecek. Bürokrasi deseniz, yeniden yapılanacak. Konuşulanlara göre 35 bin bürokrat değişecek.

Yani bu seçim, her anlamda büyük bir değişimin önünü açmaya aday, tarihi bir seçim. Özellikle CHP ye çok iş düşüyor, Kılıçdaroğlu aday olduktan sonra genel başkanlığı alacak isim gemiyi dikkatle yönetecek; İzmir’de de il başkanlığına oturacak isim kentte görülmüş en yüksek oy oranını sağlayacak performansı sergileyecek güçte olmalı. İki koltuk da ateşten gömlek; bunu giymek isteyen, beklentinin yüksekliğini de iyi biliyor olmalı.