İZ GAZETE – SAĞLIK ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İzmir Şube Yöneticisi, Hülya Ulaşoğlu İz WEB TV’de İz Gazete editörü Yağız Barut ile İz Gazete muhabiri Tugay Can’ın sorularını yanıtladı. Sağlık emekçilerini koronavirüs salgını sürecinde yaşadıklarının masaya yatırıldığı programda Ulaşoğlu, Sağlık Bakanlığı’na bir de çağrıda bulundu.

Sağlık emekçilerinin ihtiyaçlarının günden güne değişiklik gösterdiğini ifade eden ve koronavirüs vakalarının Türkiye’de görülmeye başladığı tarih olan 11 Mart’tan bu yana değişmeyen tek şeyin koruyucu ekipman ihtiyacı olduğunu dile getiren Ulaşoğlu, Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan “Ekipmanlar dağıtılıyor, her şeyi çözdük” açıklamalarının doğru olduğunu ancak ekipman ihtiyacının süreklileştiğini kaydetti. 11 Mart tarihinden bu yana İzmir’de koronavirüs tanısı konulan çok sayıda hasta olduğunu belirten Ulaşoğlu, “Önceden maskeyi kovid-19 kliniklerinde ve yoğun bakımlar için istiyorduk. Şimdi bulaşma arttıkça hastaneye giren herkesin N-95 kullanması gerekiyor. Bunlar yeterince kullanılmadığı için salgın gittikçe artıyor”şeklinde konuştu.

5 GÜN İZOLASYON

Sağlık çalışanlarının büyük bir çoğunluğunun aileleri ile birlikte kaldığını belirten Ulaşoğlu, bulaşmanın artması ile birlikte tekil çözümlerin ortaya çıktığını ancak bunların da yetersiz olduğunu söyledi. Sağlık emekçilerinin kalacakları yerlerin İl Sağlık Müdürlüğü, Valilik ve yerel yönetimlerin çözmesi gerektiğinin altını çizen Ulaşoğlu, “Nöbet tuttuğunuz arkadaşınızın ertesi gün ateşi çıkıp öksürdüğünü öğreniyorsunuz. Sabaha kadar o arkadaşınızla sosyal mesafeyi kısıtlayarak nöbet tutuyorsunuz. Test yaptırmak istiyorsunuz belli bir kriter arıyorlar. Dışarıda kovid- 19 testi pozitif çıkan vatandaşı 14 gün izolasyona alınırken, elaman eksik olduğu içim sağlıkçı 5 gün kalıyor. Bu güne evde geçirmemesi lazım sağlık müdürlüğünün yer ayarlaması gerekiyor” diye konuştu. Gazetemizin de gündeme taşıdığı İzmir Valiliği’ne ait durumda bulunan Balçova Termal Oteli’ne dair de konuşan Ulaşoğlu, “İzmir Valiliği buranın İl Sağlık Müdürlüğü’ne tahsisini yaptı. Ancak burayı sadece Sağlık Müdürlüğü’ne tahsis ederek çok büyük ayrım yapmış olursunuz. Burası bütün sağlıkçılara açık olmalıdır. Barınma sorununa çözüm bulmak zorundalardır” dedi.

Geçtiğimiz hafta gerçekleşen sokağa çıkma yasağı sırasında servis problemi sebebiyle sağlık çalışanlarının ortada kaldığını söyleyen Hülya Ulaşoğlu, “İzmir Büyükşehir Bediyesi’ne teşekkür ederim bizi aradılar servis için. Sağlık müdürlüğünün el atması gerekiyordu. Koordineli çözülmesi gerekiyordu ne yazık ki bu olmadı” şeklinde konuştu.

‘AĞLAYAN ARKADAŞLARIMIZ OLDU’

Koronavirüs salgını ile mücadelenin başladığı ilk günlerde balkonlardan sağlık çalışanlarının alkışlanmasını “Sağlık çalışanları için itibarsızlaştıran sözler kullanılıyordu. Şimdi alkışlanıyoruz. O itibarı bize tekrar verdiler” ifadeleri ile değerlendiren Hülya Ulaşoğlu, “Duygulandık, İlk gün ağlayan arkadaşlarımız oldu” dedi. Sadece alkışların yeterli olmadığını sağlık emekçilerine karşı dilin değişmesi gerektiğine dikkat çeken Ulaşoğlu, “Emeğin karşılığı sadece bir alkışla bitmiyor. İzmir’de 2 sağlıkçı koronavirüs salgını ile öldü. Yoğun bakımda yatan sağlıkçılarımız da var. Böyle yıpranıyoruz. Hükümet, yıpranma payından ufak bir pay verdi. Bayram izinlerinizi, hafta sonu izinlerinizi çıkartarak hesaplanmış yıpranmaya payı vermiş. 30 yıl çalışsanız, iki yıl alıyorsunuz. Bizim istediğimiz böyle bir şey değil. beş yıl için bir yıl yıpranma payı verilmesi gerekmektedir” ifadelerini kullandı.

Yeterli sağlık personelinin bulunmadığını ve bu durum birçok sıkıntıyı beraberinde getirdiğini söyleyen Ulaşoğlu, “Kronik hastalığı olan arkadaşlar dilekçe vermek istedi, OHAL süreciymiş gibi dilekçeyi veremedi. Demokratik ülkelerde dilekçe verme hakkının olması en doğal haktır. Sağlık çalışanlarına kovid-19 teşhisi konulmasının iş kazası kapsamında değerlendirilmesi gerekiyor. SES sendikası olarak bütün iş yerlerinde bir dilekçe verdik” dedi.

‘BİZ SİZİ ALKIŞLAYALIM!’

“Sağlıkta değer ölçülemez, hepsi birbirinden kıymetlidir” diyen Hülya Ulaşoğlu sağlık çalışanlarının para ile anılır olmasının doğru olmadığını ifade etti. Ulaşoğlu, şöyle konuştu: “Biz sendika olarak, ek ödemelerin maaşa yansıtılması ve iki katına çıkartılmasını talep ediyoruz. Aldığımız ek ödemeler maaşlarımıza yansıtılmıyor. Emekli olduğumuz zaman alacağımız para çok komik bir rakam. Bunun ile yaşayamayız.. Alacağı ücret maaşına yansısa daha iyi ücret, alacaktır. Biz ek ödemeler maaşlara yansıtılsın ve iki katına çıkarılsın istiyoruz. Bakan Koca, sendikamızın talebini yapmış olsaydı biz de saat 9’da değil; saat saat balkona çıkıp birkaç hafta Bakanı alkışlardık. Verdiği tavan ek ödemeler çizelgesinde adaletsizlik o kadar büyük ki, uçurumu aklımız almıyor. Ayrım yapılmadan ek ödemeler verilmelidir"

SAĞLIK EMEKÇİSİ KİMDİR?

Sağlık emekçisi kimdir sorusunu da yanıtlayan Hülya Ulaşoğlu şu ifadeleri kullandı: “Sağlık emekçisi; sağlık alanında çalışan, şoföründen hizmetçisine, doktorundan sekreterine, psikoloğundan eczacısına tüm hepsini kapsayan bir terimdir. Orada çalışan herkes sağlık emekçisidir. Bunun ayrımı yapılamaz”

Editör: Haber Merkezi