Sentetik kannabinoid içeren ürünler Avrupa'da “Spice", Amerika'da “K2", Türkiye'de ise “Bonzai" veya “Jamaika" olarak adlandırılıyor ve bu maddeler genellikle esrara benzer biçimde, sigara şeklinde tüketiliyor.

Sentetik uyuşturucu kullananların kusma, nefes darlığı, çarpıntı, tansiyon yüksekliği, kalp krizi, anksiyete, psikiyatrik belirtiler ve böbrek yetmezliği şikayetleriyle acil servislere başvurduğunu söyleyen İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şemsettin Karaca, sentetik uyuşturucuların, derideki CB1 ve CB2 kannabinoid reseptörlerini uyarması nedeniyle, hastalarda dermatolojik bulgulara da neden olduğunu açıkladı. Prof. Dr. Karaca; “Bu dermatolojik etkilerin hasta yakınları veya muayene oldukları hekimler tarafından bilinmesi, erken tanı ve tedavi fırsatı oluşturması açısından önemli" dedi. Prof. Dr. Karaca yürüttükleri çalışma konusunda şu bilgileri verdi,

“Psikiyatri ve Farmakoloji Anabilim Dallarıyla ortak yürüttüğümüz çalışmada, yaklaşık 136 madde bağımlısı, deri bulguları açısından değerlendirildi. Yaptığımız bu çalışmada en çok dikkat çeken bulgu; zamansız, ani başlangıçlı, tedaviye dirençli akne (sivilce) yakınmaları oldu. Bu nedenle madde kullanım şüphesi olan ve yakın zamanda yeni oluşmuş ya da şiddetlenmiş ciddi akne şikayetleri bulunan hastalarda, sentetik kannabinoid kullanımının sorgulanması ya da şüphelenilmesi hastaya yönelik ileri sağlık sorunlarını erken önleyici olması açısından önemli. Dermatolojik muayenede akneye ek olarak hastalarda dikkat çekici diğer bulgular; dövme, faça izleri, saç dökülmesi, seboreik dermatit (yağlı ekzema), trikotillomani (saç yolma hastalığı), göz çevresinde koyulaşma, keilitis (dudak iltihabı), ağız kokusu, tat bozukluğu, yüzde damarlanma artışı, tırnaklarda onikofaji (tırnak yeme bozukluğu) şeklinde gözlenmiştir. Madde bağımlılığından şüphelenilen durumlarda hastaların bu yönde sorgulanması ve değerlendirilmesi, hem hasta hem de toplum sağlığı açısından çok önemlidir."

Sentetik uyuşturucuların deri üzerine etkileriyle ilgili literatürde yapılmış bir çalışmanın olmadığını söyleyen Prof. Dr. Karaca, öncü olma niteliğindeki çalışmalarının, yapılacak diğer araştırmalara referans olacağını söyledi.

Editör: Haber Merkezi