NİL KAHRAMANOĞLU/İZ GAZETE - Üst üste gelen zamlar ve yüksek enflasyon nedeniyle geçim sıkıntısı yaşayan memurlar gelecek zam haberlerini bekliyor. 4.2 milyon memur ve 2.2 milyon memur emeklisini yakından ilgilendiren memur zammı pazarlıkları başladı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, memur zammı için hükümetin ilk teklifini açıkladı. Memur ve memur emeklilerine hükümet tarafından gelen ilk zam teklifi; 2022 yılı için ilk 6 ay için yüzde 5, ikinci 6 ay için yüzde 6 ve enflasyon farkı oldu. 2023 yılı ilk 6 ay için yüzde 6, ikinci 6 ay için yüzde 6 ve enflasyon farkı teklifi sunuldu.

Çalışma Bakanlığı’nın zam önerisini değerlendiren Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İzmir Şube Başkanı Erkan Batmaz, taleplerinin hiçbir şekilde dikkate alınmadığını belirtti. “Bizleri sefalet sınırında yaşatacak teklifi kabul etmiyoruz” diyen Batmaz, “Bu liyakatsiz ve ciddiyetsiz teklifin derhal değiştirilmesi ve sağlık emekçilerinin de kamu emekçilerinin de taleplerini dikkate alarak bir zam oranının belirlenmesi gerekiyor. Bizlere reva görülen açlığı, yoksulluğu artık reddediyoruz” dedi.

‘BEKLENTİMİZ ÇOK YÜKSEK’

Yeni dönem toplu sözleşme görüşmelerinden yüksek bir beklenti içinde olduklarını dile getiren Batmaz, “Toplu iş sözleşmesinin (TİS) 6. dönemine girdik. Beş dönem öncesine baktığımızda ekonomik, özlük ve soysal haklarımızdan iyice geriye gittiğimiz, yoksulluk sınırının altına indiğimiz hatta şu an açlık sınırına kadar dayandığımız bir süreci yaşıyoruz. Onun için toplu iş sözleşmesinin 6. döneminden kamu emekçilerini olarak beklentilerimiz çok yüksek. Artık dayanacak gücümüz kalmadı. Bizlere sefalet ücreti ve yoksulluk, açlık sınırının altına iten zamları kabul etmeyeceğimi hep söylüyorduk. Taleplerimiz de çoğunlukla şu minvalde oluyordu; uzun yıllardır vurguladığımız 3600 ek göstergenin derhal çıkarılması, bu şekilde çok net bir şeklide enflasyon karşısında erimiş maaşlarımızın aynı zamanda vergi dilimiyle beraber neredeyse hiç durumuna gelen zamların yeni dönemde karşımıza çıkmaması ve bugüne kadar yaşadığımız kaybı biraz da olsa kapatmak için seyyanen zam talebimiz vardı. Akabinde dönemin enflasyon oranlarını yüzde 40-45 olarak düşünürsek zam oranının da yüzde 43 gibi bir skalada olması gerekiyor. Tabii bu tüm kamu emekçilerinin talebi” şeklinde konuştu.

TALEPLERİNİ SIRALADI

Ayrıca sağlık emekçilerinin taleplerini de dile getiren Batmaz, şunları söyledi:

“Özellikle pandemiyle birlikte iş yükünün her geçen gün arttığı, bunun karşısında maalesef yaşam standartlarımızın her geçen gün düştüğü bir süreçte bizlere parça parça verilen ek ödemelerle değil de tek ödemenin, yoksulluk sınırının üzerinde bir ücretin bu toplu sözleşme görüşmelerine geçmesi için mücadele edeceğiz. Sağlık emekçilerinin özellikle pandemi sürecinde de 3600 ek göstergeyi, gece nöbetlerini çift vardiya sayılmasını, vergi yükü altında ezilmemizin artık son bulup yüzde 15 bandında sabitlenmesini hatta kaldırılmasını talep ediyoruz. Malum bu süreçte hastanelerde görev yapan sağlık emekçilerinin sayısının azlığını da gördük. Bir an önce kadro ayrımına gidilmeden, çeşitli kadro istihdam biçimleri var; 4A, 4B, 4Cdiye arttırabileceğimiz. Bunların hepsinin bir çatı altında ‘güvenli iş, güvenli gelecek’ şiarıyla TİS’den geçmesini istiyoruz. Bunun için mücadele ediyoruz. Sağlık emekçilerinin talepleri bunlar. Asıl es geçemeyeceğim bir talep de şu: Pandemi sürecinde çocuklarımızdan ayrı kaldık. Çocuklarımızı bırakacak ne kreş ne de bir bakıcı bulabildik. Bu dönemde kreş hakkımızın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gördük ve bu bağlamda toplu iş sözleşmesi görüşmesinden çıkmasını umduğumuz, ısrarla savunduğumuz bir talep de ücretsi, 7/24 ulaşılabilir kreş hakkıdır.”

‘İNDİRİMLİ ULAŞIM İSTİYORUZ’

İBB Başkanı Tunç Soyer’le yaptıkları görüşmeye de değinen Batmaz, “Pandeminin başından beri İzmir Büyükşehir Belediyesi sağlık emekçilerinin öncelikle barınma ve ulaşım sorunun çözümledi. Çünkü özellikle yollarda bu hastalığı kapma ve yayma riskimiz çok yüksekti. Ücretsiz ulaşımın sağlanması çok değerliydi. Diğer bir yanıyla çocuklarımızdan, yaşlılarımızdan ayrı kaldığımız bir süreçti. Bizlere belediyenin imkânlarını açması çok değerliydi. Sağlık emekçilerine yapılan bu destek nedeniyle sendikamız olarak Büyükşehir Belediye Başkanımızı ziyaret ettik ve plaket verdik. Ama gelinen noktada pandemi devam ediyor. Yükümüz hâlihazırda çok yoğun bir şekilde devam ediyor. Sağlık emekçilerine sağlanan ücretsiz ulaşım hakkının tekrardan gelmesi için belli başvurular oldu. Bununla ilgili görüşmeler yaptık. Bugüne kadar verilen emeğin, dayanışmanın çok değerli olduğu bu yüzden bundan sonraki süreçte de sağlık emekçilerine sağlanan indirimli ulaşımın devam etmesini göz önüne almasını istedik. Öğretmenler ya da çeşitli meslek gruplarına sağlanan indirimli bilet uygulamasının sağlık emekçilerine de sağlanması talebimizi ilettik” diye konuştu.

‘ANAYASAL HAKKIMIZ’

Devam eden toplu sözleşme görüşmeleri nedeniyle DEÜ’de bildiri dağıtmak istediklerini ancak rektörlüğün engellemelerine maruz kaldıklarını aktaran Batmaz, “Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü (DEÜ) aslında uzun zamandır birçok hukuksuzluğa imza atıyor. Bundan önce Mart ayında arkadaşlarımız hayatını kaybeden meslektaşlarımızı andığı için ve sendikal faaliyet yaptıkları için açığa alındılar. Temsilcilerimiz birçok baskıya maruz kaldılar. Sağlık emekçilerini hakkını korumak bizim en ulvi görevimiz. Baskıya ve mobbinge karşı duruşumuzu her zaman gösterdik. DEÜ de ısrarla bu baskısına devam ediyor ve bu hukuksuzluğu da devam ettiriyor. Toplu iş sözleşmesi gibi bizim 2 yılımızı kapsayan çok önemli bir sürecin bildirisini dağıtırken maalesef engellenmeye çalışıldı. Tüm engellemelere rağmen dağıttık. Hastanenin gerçek sahipleri olan emekçilerin sayesinde tüm bildirileri arkadaşlarımıza ulaştırdık. Fakat bu engellemenin altında yatanı biz biliyoruz ve bunun karşısında mücadele edeceğimizi, onların yaptığı her türlü hukuksuzluğa karşı örgütlü bir şekilde sendikal faaliyetlerimizi sürdüreceğimizi söylüyoruz. 4688 Sendikalar Kanunu ile oradaki faaliyetlerimiz hepsi anayasal hakkımız. Anayasal haklarımıza karşı uygulanan bu girişime asla ödün vermeyeceğiz. Hem hukuki olarak hem de alanda örgütlü mücadeleyi büyüterek alanda cevabının vereceğimizi söylüyorum” açıklamasında bulundu.

SAĞLIK ÇALIŞANLARI İŞ BIRAKIYOR

Öte yandan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İzmir Şubesi, bugün tüm aile sağlığı merkezlerinde (ASM) iş bırakma eylemi yapacaklarını duyurdu. Sağlık çalışanları 1 Temmuz 2021'de yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ni protesto edecek. Yeni yönetmelikle salgın ve deprem gibi durumlarda ek ödeme verilmeyeceğini ve iş güvencelerinin tehlikeye gireceğini öne süren aile sağlığı merkezleri çalışanları iş bırakıyor. SES İzmir Eş Başkanı Batmaz, eyleme; Genel Sağlık-İş Sendikası, İzmir Aile Hekimleri Derneği, Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası, İzmir Aile Sağlığı Çalışanları Derneği, Birlik ve Dayanışma Sendikası ile birlikte Türkiye Aile Hekimleri Uzmanlık Derneği üyelerinin de destek vereceğini açıkladı. Batmaz, “Aile sağlığı merkezinde çalışan arkadaşlarımızla birlikte pazartesi günü saat 11.00’da Konak Meydanı'ndaki eski Sümerbank önünde bir araya geleceğiz. Ortak bir basın açıklaması ile eylemi başlatacağız” diye konuştu.

Editör: Haber Merkezi