Koronavirüs salgınıyla mücadele eden doktorlar arasında, kritik öneme sahip olan servislerden biri de Kadın Hastalıkları ve Doğum doktorları oldu. Daha önce, gönüllü olarak gittiği Kenya'daki Kakuma Mülteci Kampı'nda kısıtlı imkanlarla mültecilere sağlık desteği veren, Bornova Türkan Özilhan Hastanesi'nde görevli Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Esra Saygılı da koronavirüse yakalanan hamileleri kurtarmak ve bebeklerin sağlıklı şekilde dünyaya gelmesini sağlamak için mücadele eden doktorlardan biri oldu. Gebelik stresini yaşayan kadınların bir de koronavirüse yakalandıklarında iki kat stres yaşadıklarını belirten Saygılı, "Hastalarımızı ilk kabul etmeye başladığımızda aslında biz de çok bilgi sahibi değildik. Hızlı bir şekilde organize olduk. Gebelerimiz yatışları sırasında tedirgin oluyorlar, ancak daha sonra kendilerini iyi hissetmeye başlıyorlar. Hastalarımızın takip ve tedavilerini gerçekten nitelikli şekilde yapıyoruz. Onlar da taburcu olurken gayet mutlu şekilde ayrılıyorlar. Hastalarımız genel olarak gergin gelip rahatlamış bir şekilde gidiyorlar. Tedavi edip taburcu ettiğimiz hastalardan, aslında başka bir hastanede doğum planlayıp, planını iptal edip bize başvuranlar oldu. Demek ki onlara bu güveni aşılamışız. Bizim en mutlu anlarımız da bu anlar oluyor. Şu ana kadar ne gebelerimizden ne de yavrularımızdan herhangi bir kaybımız olmadı" dedi.

'MOTİVASYONUMU EN ÇOK DÜŞÜREN ŞEY, SAĞLIKTA ŞİDDET HABERLERİ'

Tedbirlere uyulmasının sürecin bitmesi açısından kilit önemde olduğunu belirten Saygılı, "Mutluyum, çünkü kendi hastanemde birlik ve beraberlik içinde çalışıyoruz. Hastalarımızla aramız çok iyi. Duyduğumuz sağlıkta şiddet haberleri moralimizi çok bozuyor. Bu süreçte motivasyonumuzu en çok düşüren şey de bu haberler oluyor. Doktorluk ya da sağlık personeli olmak herhangi bir maddi karşılıkla yapılacak bir iş değil, hele şu salgın sürecinde hiç değil. Çoğu insanın önünden geçmek bile istemediği bir ortamda biz yatıp kalkıyoruz, hastaların odasına giriyoruz, birebir muayene ediyoruz, doğumlarını yaptırıyoruz. Hepimizin ailesi ve çocuğu var. Benim başıma bir iş gelirse benim çocuğum annesiz kalacak, benim annem arkamdan ağlayacak. Ya da ben hastalığı kapıp ölmezsem bile aileme istemeden zarar verebilirim. Sağlık çalışanlarına bu bilinçle yaklaşılmalı" diye konuştu.

'ONDAN UZAK KALMAYA ÇALIŞIYORUM'

5 buçuk yaşında bir kız çocuğu olduğunu belirten Saygılı, "Aynı evde bulunsak da ben ondan uzak kalmaya çalışıyorum. Karşıma geçip sarılmak istiyor, ben de 'Hayır kızım sarılamayız, mesafeyi korumamız gerekiyor' diyorum. Karşımda ağlıyor. O ağlayınca ben de ağlıyorum. Yaşı daha büyük olsaydı belki bazı şeyleri daha kolay anlardı. Ben yine kendimi daha şanslı hissediyorum, çünkü en azından kızımı görüyorum. Bebeği olanlar var, yaşlı anne ve babası olanlar var. Misafirhanede kalan arkadaşlarımız ya da başka evlere çıkmak zorunda kalanlar oldu. Eve gittiğinde kendini bütün aile bireylerinden ayırıp başka bir odaya kilitliyorsun, onlara yaklaşmak ve zarar vermek istemiyorsun. Olsun, buna da şükür, sonuçta bunlar geçici günler. Eğer iş birliği yaparsak kısa sürede atlatacağız" dedi.

'AFRİKA VE BU ÇOK FARKLI İKİ DENEYİM'

Afrika'ya gidişiyle ilgili de konuşan Saygılı, "Açıkçası Afrika ve bu salgın olayı çok farklı iki deneyim. Oraya giderken çok farklı bir coğrafyaya gidiyordum. Kısıtlı zamanımız ve imkanlarımız vardı. Dolayısıyla kısa sürede ve imkanlarla ne kadar çok iş yapabilirsek yapmaya çalışmıştık. Ben 4 yıldır çalıştığım hastanede bu salgını karşılıyorum. Ve bunu yaparken bana destek olduğunu bildiğim geniş bir ekibimiz var. Kendi evimizde mücadele ediyoruz. Herhangi bir ihtiyacımız da olmuyor. İhtiyacını duyduğumuz ekipmanlar ve nitelikli bir ekiple çalışıyoruz" diye konuştu.

DHA

Editör: Haber Merkezi