Yaşar Üniversitesi sosyal medya hesaplarında canlı olarak yayınlanan ve akademisyenlerce çeşitli konularda bilgi paylaşımlarının yapıldığı 'Evde kal söyleşileri'nin son konuğu Yaşar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşe Ender Altıntoprak oldu. Prof. Dr. Altıntoprak, Kovid-19 salgını nedeniyle evlerde izole bir hayat yaşadığımız bu günlerin ruhsal hayatımıza etkilerini değerlendirdi. Ev gibi kapalı alanlarda uzun süre vakit geçirmenin, aileler ya da çiftler arasında birtakım uyumsuzluklara yol açabildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Altıntoprak, "Küçük alanlara sığmaya çalışmak, bazen çatışmalara yol açabiliyor. Evde gerginliğin arttığı zamanlarda ya da herhangi bir uyumsuzluk ortaya çıktığında, bulunduğumuz odayı değiştirmek ve çatışma yaşadığımız kişi ile yarım saat de olsa ayrı kalmak önerilir. Böylece ortaya çıkan problemi daha soğukkanlı bir şekilde düşünme imkanı doğabilir ve kullandığımız dili değiştirme şansımız olabilir" dedi.

Gerginliğin çok arttığı zamanlarda bir takım gevşeme teknikleri de öneren Prof. Dr. Altıntoprak, "Gerginlik yaşayan ya da kaygı bozukluğu olan kişilere nefes teknikleri faydalı olabilir. Örneğin, yavaş yavaş 5'e kadar sayarak nefes alıp aldığınız nefesi bunun 2 katı süreyle yavaş yavaş dışarı vermeniz ve bu nefes alıp vermeyi ardı ardına 10 kere tekrarlamanız gerginliğinizin azalmasına yardımcı olacaktır. Bunun yanı sıra ayaklardan başlayarak tüm kas gruplarınızı kasıp gevşetmek gerginliğinizi azaltılmada fayda sağlayabilir. Öte yandan, evin içinde ortak bir amaca yönelik bir şeyler yapmak da ilişkiler için önemli. Unutmayalım ki bu kriz ortamı; ilişkileri onarmak, birbirimizi keşfetmek için ya da beraber yeni hedefler geliştirmek için bir fırsatımız olabilir" bilgisini verdi.

 İNTERNET VE OYUN BAĞIMLILIĞINA DİKKAT

Evde kalma süresinin uzamasıyla birlikte çevrimiçi olma süremizin de arttığını dile getiren Prof. Dr. Altıntoprak, "İnternet ya da oyun bağımlılığı ortaya çıktığı zaman, bununla ilgili problemi olan kişiler ve aileleri, durumu kontrol altına almakta çok zorluk çekiyor. İnternet bağlantısı yapılan cihazın, herkesin erişebileceği, görünür bir yerde bulunması, kullanım süresini kontrol etmeyi sağlayan önemli bir önlem. Ortak alanlar dışında, örneğin, yatak odasında internete bağlanılan cihazların kullanılması kontrol etmeyi ortadan kaldıran bir durum. Her ne kadar bu dönemde daha fazla çevrimiçi olsak da bunun bir zaman sınırının olması gerekiyor" diyerek uyarıda bulundu.

ZAMAN SINIRLAMASI ÖNERİSİ

Zaman sınırının aşılması durumunda yapılabilecekleri de anlatan Prof. Dr. Altıntoprak, "Bütün zamanını internet, oyun vb. ortamında geçiren bir bireyin, fiziksel ve ruhsal olarak sağlıklılığını sürdürebilmesi çok zor. İnternet ortamında çok zaman geçiren gençler ile ailelerinin uygun olan süreye bir uzlaşma içinde beraber karar vermeleri bir çözüm olabilir. Üzerinde uzlaşılan süreye uyulmaması durumunda, ertesi günkü kullanım için birtakım kısıtlamalar getirilebilir" dedi.

DHA

Editör: Haber Merkezi