Gizem TABAN/İZGAZETE- İzmir Katip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Öğretim Üyesi, Jinokolog-Onkolog Prof. Dr. Sefa Kelekçi, oldukça yaygın görülen ve cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyon olan Human Papilloma Virüs (HPV) hakkında değerlendirmelerde bulundu. HPV’in, özellikle kadınlarda birincil sırada genital kanser sebebi olduğu belirten Prof. Dr. Kelekçi, HPV aşısının nasıl bulaştığı ve korunmak için nelere dikkat edilmesi gerektiğine dair açıklamalarda bulunurken HPV aşısının Türkiye’de devlet tarafından karşılanması ve enfeksiyon konusunda halktaki farkındalığın artırılması gerektiğini söyledi. Hem kendisine hem kızına HPV aşısı yaptıran S.Ö ile HPV ile karşılaşan ve sonrasında aşı yaptıran B. T de aşının ücretsiz olması yönünde çağrıda bulundu.

‘KANSER SEBEBİ’

HPV’in özellikle kadınlarda daha sık görüldüğünü ancak erkeklerin de karşılaştığını belirten Prof. Dr. Kelekçi, enfeksiyonun kansere neden olabildiğini söyledi. Prof. Dr. Kelekçi, “Çok çabuk yayılan bir virüs… Virüsün 200’ün üzerinde farklı tipi var. Bunlardan bir kısmı hem kadında hem erkekte ağız ve boğaz ile ilgili bazı kanserler, kadınlarda rahim ağzı kanseri, deri ile ilgili bazı kanserler gibi kanserlerle ilişkilendiriliyor. Bir kısmı da genital siğil dediğimiz, tedavisi oldukça zor olan bir rahatsızlığa da neden olabiliyor. HPV ile karşılaşmış olmak mutlaka hasta olmak anlamına gelmiyor ama bu virüsün şöyle bir özelliği var; vajina ve rahim ağzının vajinaya bakan kısmını döşeyen dokunun içerisindeki hücre çekirdeğine giriyor, o bölgede yapışıyor ve kendi DNA’sını entegre ediyor. Sonra o hücrelerin, kontrolsüz bir şekilde çoğalmasına, tip değiştirmesine karakter ve davranış değiştirmesine neden oluyor. Uzun bir süre sonrasında da savunma sistemi bunu sona erdiremiyor ise ya da onarım mekanizmaları yeterince çalışamıyor ise ne yazık ki kansere çeviriyor. Kadınlarda hemen hemen en sık görülen viral enfeksiyonlarından bir tanesi, gelişmekte olan ülkelerdeki kadınlarda birincil sırada genital kanseri sebebi…” diye konuştu.

NASIL BULAŞIR?

Virüsün büyük oranda cinsel yolla bulaştığını belirten Prof. Dr. Kelekçi, “Yüzde 10’un ise, cinsel yol dışında bulaşabiliyor. Örneğin; tırnak köklerinde virüsün uzun süre izole olması mümkün… Havlularda, banyoda ortak kullanan malzemelerde de uzun süre kalması mümkün… Virüs, Tutunabileceği tüm hücrelerde; kadın genital bölgesinin dış yüzeyi, kadın vücudunda doğumun ya da cinsel ilişkinin gerçekleşmesini sağlayan alandaki doku, rahim ağzının üst kısmını döşeyen doku, anal bölgedeki doku, ağız içerisindeki ve boğaz içerisindeki dokular… Bunların tamamını etkileyebiliyor” dedi.

BELİRTİLERİ NELER?

Enfeksiyonun belirtilerine ve tanı sürecine dair de açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Kelekçi, şöyle konuştu: “Genital siğiller erkekte de kadında da görülebiliyor. Erkeklerdeki siğiller daha düz olduğu için tespit etmek daha zor oluyor ancak belirtileri genelde şöyle oluyor; deriden kabarık, sedef renginde, bir miktar nemli bir ortam yaratabilecek, kaşıntıyla seyreden bir kitle görünümü… Siğilde, deride olağanın dışında bir görüntü oluyor ancak kanser ile ilgili böyle bir diyemeyiz. Kanser oluştuğu zaman o bölgede; ilişki sonrası kanama, kitle oluşumu, ileri dönemde bazen ağrı, ileri evrede böbrek fonksiyon bozuklukları yaşanabilir. Kanserde erken dönemde tanı konması ancak ve ancak düzenli kontroller, smear testi, ko-test dediğimiz HPV DNA tiplemesi yapılması ile mümkün… Eğer bunlarda yüksek risk tespit edilirse, kanser potansiyeli nedeniyle takip ve yönetim değişiyor.”

KORUNMA YÖNTEMLERİ

Enfeksiyondan korunmak için bireysel olarak uygulanabilecek yöntemlere de değinen Prof. Dr. Kelekçi, “Cinsel yolla bulaştığı için kişisel olarak buna yönelik bazı önlemler alınabilir. Örneğin; çok sayıda seksüel partner ve çok sayıda cinsel ilişki en önemli risklerden… Dolayısıyla, ilk cinsel aktivasyondan sonra 3 yıl boyunca düzenli aralıklarla smear testi ve ko-testi birlikte yaptırmakta fayda var. Ayrıca, tam korumasa bile cinsel aktivasyonda kondom kullanımı nispeten koruyucu olur ya da cinsel partnerinin HPV açısından negatif olduğundan emin olmak veya bununla ilgili tarama yapılmış olması, önemli… Sigara kullanımını varsa bırakılmalı ya da azaltılmalı, çünkü sigara kullanımı bu virüsün çoğalmasında etkili olabiliyor. Savunma sistemini güçlendirecek her türlü beslenme alışkanlıklarını gözden geçirmek. Savunma sistemini güçlendirecek; A, C, E gibi vitaminleri kullanmak. Bunlar kişisel olarak HPV’den korunmak için yapabileceklerimiz… Ancak en güvenilir olan korunma yöntemi tabi ki HPV aşısını olmak…” ifadelerini kullandı.

‘DEVLET KARŞILAMALI’

HPV aşısının ücretsiz olması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Kelekçi, şunları söyledi: “Sırf finansal açıdan değerlendirsek; kanser olma olasılığı yüksek kişileri tarayıp aşı yapılması, kanser olmadan önce tedavi ettiğinizdeki mali yük ile kanser oluştuktan sonraki tedavi giderlerini hesap edersek bile aşının ücretsiz olmasının mantıklı olduğunu görebiliriz. Ardışık tedaviler, iş gücü kaybı, radyoterapi, psikoterapi, kemoterapi, çevresel faktörler, genç yaşta bir anne adayını ya da anneyi kaybetmeyi de düşünürsek, aşının tamamen devlet tarafından karşılanması için çok mantıklı gerekçeler var. Sosyal devlet, tüm vatandaşlarının sağlıklarının kaybedilmemesi, korunması, erken tanısı, uygun ve yeterli tedavisini sağlamakla yükümlüdür. Bunlar, sosyal devletten beklenir. Dünyada 149 ülkede, HPV için tarama programı ve aşı, sosyal devlet gereği karşılanıyor. Biz de ne yazık ki devlet karşılamıyor. Aşı programına alınmamış çok az sayıda ülkede kaldı, bu gruptan çıkmamız lazım. Aşı programı olmayan ya da aşıyı devletin karşılamadığı çoğu ülke ada ülkesi… Bu gruptan çıkmamız lazım.”

‘FARKINDALIK ARTMALI’

Aşıyla ilgili yeterince farkındalık olmadığının da altını çizen Prof. Dr. Kelekçi, “Aşı olan kesim yüzde 20’den fazla değil… Oldukça önemli bir hastalık ve genç yaş grubunda görülüyor. Birçok insanımızı bu hastalık nedeniyle kaybediyoruz. Bu konuda farkındalığın artırılması lazım. Farkındalığı artırmak için; aşının koruyuculuğu, hangi yaş grubunda yapılması gerektiği ve daha sonra nasıl izleneceği ile ilgili kamu spotları yapılabilir, okul müfredatlarına girebilir, Lokal olarak seminerler, sempozyumlar, bilgilendirme toplantıları yapılabilir. Bütün sağlık kuruluşlarının, meslek odalarının, sivil toplum kuruluşlarının birlikte hareket ederek bu konuda farkındalık çalışması yapmasında fayda var” dedi.

HANGİ YAŞTA YAPILMALI?

Aşı programı uygulayan ülkelerde aşılamanın özellikle 9-15 yaş grubunda yapılması önerildiğini belirten Prof. Dr. Kelekçi, “Bu grupta aşının koruyucu potansiyeli daha yüksek oluyor. Ayrıca 15 yaş grubu üzerine 3 aşı yapılması gerekirken 9-15 yaş grubunda 2 aşı yapılması yeterli oluyor, 15-26 yaş grubunda genellikle 3 aşı öneriliyor, 26 yaş grubu ve sonrası için yaştan bağımsız olarak 3 aşı öneriliyor. Ancak 26 yaş ve sonrasında yapılan aşının koruyuculuğu erken yaşta yapılan aşılara oranla daha az oluyor. Tabi yine de koruyuculuğu var” açıklamalarında bulundu.

‘NEDEN ÜCRETLİ?’

Hem kendisine hem kızına HPV aşısı yaptırmak istediğini ancak tereddütleri olduğunu ve bu konuda yıllarca araştırma yaptığını belirten S.Ö, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) HPV aşısının ücretsiz olması gerektiğini gündeme getirmesiyle birlikte aşıyla ilgili kararsızlığının son bulduğunu ve aşı yaptırmaya karar verdiğini söyledi. Genellikle aşılar ile ilgili bilgilendirilme yetersizliğinden dolayı insanların kafasında soru işaretleri oluştuğunu vurgulayan S.Ö, HPV aşısı konusunda farkındalığın artması gerektiğini söyledi. S.Ö, “HPV’in bulaşıcılığı çok yüksek ancak yine de yaptırıp yaptırmama konusunda tedirginlik yaşadım. Bu noktada doktorun güven vermesi çok önemli… Sonuç olarak hem kendim aşı oldum hem de kızıma aşı yaptırdım. Ancak hem maliyeti yüksek hem de herkesin yaptırması gereken aşı… Dolayısıyla ücretsiz olması gerekir. Parası olmadığı için yaptıramayan o kadar çok insan var ki… Birçok ülkede ücretsizken neden Türkiye’de ücretli? Sağlık, her bireyin hakkı…” diye konuştu.

‘ZORUNLU OLMALI’

HPV ile karşılaşan ve sonrasında aşı yaptıran B. T ise şunları söyledi: “HPV ile karşılaşana kadar buna dair hiçbir bilgim yoktu. Hiç kimse bilgilendirmiyor. Ancak sağlık konusunda çok titiz biri olduğum için smear testi oldum. Böylelikle erken tanı kondu. Ben rutin olarak smear testi yaptırmasam erken tanı imkanım olmayacaktı. HPV olduğu tespit edilince aşı oldum. Belki de kanser olmaktan kurtuldum. Ancak herkesin bu aşıyı yaptırmak için yeterli parası olmayabilir, cidden pahalı bir aşı… Kanseri önleyebilecek böyle önemli bir aşının mutlaka ücretsiz olması gerekir. Kimsenin bu virüsle karşılaşmasını istemem. Bu kadar tehlikeli bir virüsle ilgili halkın bilgilendirilmesi gerekiyor. Aşının hem ücretsiz hem zorunlu olması lazım.”

Editör: Haber Merkezi