Devlet memuru 4 çocuk babası Muhsin Altan, 2000 yılında Van'da görev yaparken, yüksek tansiyon nedeniyle hastaneye kaldırıldı. Yüksek tansiyonun böbreklerine zarar verdiği belirlenen Altan, nefroloji uzmanına yönlendirildi. Ve o tarihten itibaren ilaç tedavisi ve doktor kontrolleri başladı. Ancak Altan'ın sağlık durumu kötülemeye başladı, böbrekleri iflasın eşiğine geldi.  Altan, kötü haberi yapılan biyopsi sonunda aldı. Altan, doktorlarının diyalize bağlanması ya da böbrek nakli gerektiğini söylemesi üzerine İzmir'e gelerek kendisini takip eden uzmana başvurdu. Aynı sonuç burada da karşısına çıkan Altan, nakil için İzmir Kent Hastanesi'ne geldi.

Doktorlarının diyalize girmeden canlı verici nakil olması halinde çok daha uzun ve sağlıklı bir yaşam sürebileceğini söylemesi üzerine Muhsin Altan, ailesinden gönüllü donör aradı. Akrabalarından uygun verici çıkmazken, daha ilk günden gönüllü olan kızı Hümeyra ve oğlu 25 yaşındaki Yunus Emre'nin ısrarlar etmelerine karşı çıksa da itirazını çocuklarına kabul ettiremedi. Doku uyumunda Hümeyra ağabeyinin bir adım önünde çıkınca, baba kız Altanlar, geçen şubat ayında Opr.Dr. Işık özgü, Opr.Dr. Uğur Saraçoğlu, Doç.Dr. Ebru Sevinç Ok'tan oluşan ekip tarafından nakil operasyonuna alındı. Hümeyra'dan alınan bir böbrek, başarıyla Muhsin Altan'a nakledildi, baba kız kısa bir süre sonra taburcu edildi.

"BEN 4 TANEYİM, BABAM 1 TANE"

Özel bir şirkette çalışıp Açık Öğretim Fakültesi'nde okuyan Hümeyra Altan, babasının rahatsızlığı süresince çektiği acı ve sıkıntıları gizlemeye çalıştığını ancak, yüzünden her şeyi anlayabildiklerini söyledi. Genç kız, Babalar Günü öncesinde kontrol için geldiği hastanede şunları söyledi:

"Donör olmam; babam iyileşsinden, öteydi. Çünkü o hastaydı ve hepimiz mutsuzduk. Babasız kalmak istemiyorduk, onu öyle hasta görmeye alışamıyorduk. Ben 4 taneyim o 1 tane. Ben olmasam da olur. Bu düşünceyle ağabeyim ve ben babama gönüllü donör olduk, ben verici oldum. Şimdi çok mutluyuz, birlikteyiz. Birbirine maddi manevi sürprizler yapmayı seven bir aileyiz. Geçen yıl babalar gününde ağabeyim Yunus Emre, kız kardeşlerim 13 yaşındaki Merve ve 6 yaşındaki Asya Reyan ile birlikte bir pankart hazırladık. Babamın babalar gününü kutladığımızı, onu ne kadar çok sevdiğimizi yazdık bu pankarta. Ağaçların arkasına saklanıp onun eve dönmesini bekledik. Gelince de karşısına çıkıp böyle bir sürpriz yaptık. Babamıza yıllardır çeşitli hediyeler aldık. Ama bu yılki hediye farklı. Bu hem benim hem kardeşlerim adına tek babama da değil aileme de verdiğim bir hediye. Bunun babamın yaşamına yaşam kattığını düşünüyoruz, inşallah öyle olur. Bundan sonra böylesine anlamlı bir hediye bulma şansımız yok ama yine sürprizlere devam edeceğiz."

"EVLATLARIMLA GURUR DUYUYORUM"

İki çocuğunun da kendisine hayat vermek için gönüllü olduğunu vurgulayan baba Altan, "Bunu kabul etmek çok zor oldu. Kızım için endişelendim, korktum. Kızım, bana değeri ölçülemeyecek bir hediye verdi Yeniden güzel bir yaşam verdiler. Her Babalar Günü'nde bana gücümüz ölçüsünde çeşitli hediyeler aldılar ama bu seferki en anlamlı, kutsalı oldu. Böyle evlatlar yetiştirdiğim için gurur duyuyorum, onlarla gururlanıyorum. Ben Babalar Günü'nde herkesi organ bağışına davet ediyorum. Bu nakilden sonra ailecek huzur bulduk. Birbirimize daha çok kenetlendik, bir birimizi daha iyi anlamaya başladık. Bu ayrı bir tecrübe oldu" diye konuştu.

"TEK BÖBREK KORKUSU YAŞANMAMALI"

Böbrek nakli ekibinden Opr.Dr. Uğur Saraçoğlu, Hümeyra'nın babasına verilebilecek en değerli hediyeyi verdiğini söyledi. "Bu hediyeden ötesi olamaz" diyen Opr. Dr. Saraçoğlu, "Tek böbrekle yaşam" konusundaki endişelere dikkat çekti, şunları söyledi:

"Vericilerle ilgili yapılan araştırmalarda uzun dönemde ciddi bir hastalık ortaya çıkmıyor. Böbrek yetmezliği çıkar mı, ilk akla gelen soru bu oluyor. Farz edelim ki 10 yıl, 20 yıl sonra böbrek yetmezliği yapacak bir hastalık çıktı. Böbrek yetmezliği her iki böbreği de tutar. Bu nedenle bir eksiklik olmayacaktır."

Mücahit BEKTAŞ/İZMİR, (DHA)

Editör: Haber Merkezi