Manisa'da yaşayan, Merkez Efendi Devlet Hastanesi Çocuk Yoğun Bakım Servisi'nde görevli hemşire Nilgün Ünal ile bir kurumda memur olan 28 yaşındaki Lütfullah Ünal'ın kızları Asya Serra, 12 Ekim 2016'da dünyaya geldi. 15 günlükken yapılan kan tahlilinde karaciğerinde sorun saptanıp takibe alınan Asya Serra bebekte 4 aylık olduğunda sarılık ortaya çıktı. Karaciğer yetmezliği tanısı konulan bebeğin nakil olması gerektiği söylendi. Manisa Celal Bayar Üniversitesi Hastanesi'nden İstanbul'a yönlendirilen Asya Serra, buradaki bir hastanede 36 gün yattı. Akciğerlerinde sorun çıkınca risk gerekçesiyle bebeğin ameliyatından vazgeçildi. Çaresizlik içindeki aile İzmir'e döndü, Kent Hastanesi'ne başvurdu. Asya Serra'nın karaciğerinin genetik geçişli bir metabolik hastalık nedeniyle iflas ettiği, bunun akciğerlerini de etkilediği belirlendi. Zaman aleyhine işleyen Asya Serra, 300'e yakın bebek- çocuk karaciğer naklinin gerçekleştiği Kent Hastanesi'nde tedavi altına alındı, ameliyat için hazırlıklar başlatıldı.

Anne ve baba kan grupları uyuşmadığı için verici olamazken, aileden de uygun verici bulunamadı. Hemşire anne bebeğini yaşatacak donör ararken, aradığı gönüllü çalıştığı hastaneden hemşire arkadaşları arasından çıktı. Anne Ünal ile bir dönem aynı serviste birlikte çalışan hemşire Makbule Yüksel Hardal ve eşi 32 yaşındaki M. İbrahim Hardal (32)  Asya Serra bebeğe hayat vermek için gönüllü oldu. Yapılan tetkikler sonucunda hemşire Hardal'ın verici olabileceği saptandı ve akraba dışı aday olduğu için Sağlık Bakanlığı Etik Kurulu'na yönlendirildi. Etik kurulun onay vermesi üzerine Makbule hemşireden alınan karaciğer dokusu, geçen 12 Nisan'da Doç. Dr. Murat Kılıç, Opr. Dr. Cahit Yılmaz başkanlığındaki ekip tarafından minik Asya Serra'ya nakledildi. Nakilden yaklaşık 3 ay sonra şimdi 9 aylık olan Asya Serra, anne, babası ve donörü doktorlarıyla bir araya gelirken, bebeğin hayata dönüşü kutlandı.

En büyük çaresizliği, kızına verici olamadıklarında yaşadıklarını belirten anne Nilgün Ünal şunları anlattı:

"Aileden de verici çıkmadı, yakın akrabalardan da. İsanlardan böyle bir şeyi istemeye de çekindim. Çok zor, insanların gönülden yapabileceği bir şey bu, maddiyatla ölçülecek bir şey değil. O dönem bunun sıkıntısını yaşadık, acaba söylesek mi söylemesek mi diye. Bir taraftan da şöyle düşündüm. Şimdi insanlara bunu duyurmayacağım; ya çocuğumu kaybedersem? Belki biri çıkacak, 'Söyleseydin, ben verirdim' diyecek. Vicdan azabı çekerdim. Bu yüzden çevreme duyurdum. Makbule ve eşi gönüllü oldu. Bu bağışın gerçekten bir tarifi yok bende. Çocuğuma baktıkça Makbule gözümün önüne geliyor. Onu iyi gördükçe Makbule'ye dua ediyorum. Makbule kızımın ikinci annesi. Ben neysem Makbule de o. Normalde anneler çocuklarını kimseyle paylaşamaz ya, Makbule dese ki 'bana ver', veririm."

Öte yandan Asya Serra'nın rahatsızlığı döneminde annesinden sürekli bilgi aldığını belirten, henüz çocuğu bulunmayan 3 yıllık evli hemşire Makbule Yüksel Hardal de şöyle konuştu:

"Üç yıl önce kuzenim 3 yaşındaki çocuğunu lösemiden kaybetti. Ben de eşim de bundan çok etkilendik. Biz ona yardımcı olamadık, çok üzüldük. Asya Serra'nın durumunu öğrenince, başka çocuklar ölmesin diye hiç düşünmeden tereddüt etmeden bu durumu kabul ettim. Eşimle konuştum o da gönüllü oldu. Ancak karaciğeri yağlı olduğu için uygun bulunmadı. Çok güzel bir duygu yaşıyorum, Asya Serra'nın hayata tutunduğunu görmek beni mutlu ediyor. İnşallah daha iyi günleri olur. Onların bana minnet duymalarını da istemiyorum. Çünkü o artık benim parçam değil, karaciğerim büyüyor, eski haline döndü bile."

İzmir Kent Hastanesi Karaciğer Nakli Bölümü Başkanı Doç. Dr. Murat Kılıç, Asya Serra'nın kendilerine getirildiğinde ciddi karaciğer yetmezliği olduğunu söyledi. Doç. Dr. Kılıç süreci şöyle anlattı:

"Bebeği bu hastalıkla haftalar ya da birkaç ay içinde kaybetmemiz söz konusuydu. Acil karaciğer nakli kurtulması için tek çareydi. Ama donörü yoktu. Annesinin arkadaşı gönüllü olunca, etik kurul onayı ile verici olabildi ve bebeğin hayatı bu sayede kurtulmuş oldu. Sıklıkla aileden verici buluyoruz. Ancak hiç bulunamadığında, kan grubu uymadığında etik kurula da nadiren başvurabiliyoruz. Kent Hastanesi'nde 9 yılda 300'e yakın bebek- çocuğa nakil yaptık, bunların sadece 8'i etik kurul kararı ile oldu. İyi de sonuç aldık." 

İzmir Kent Hastanesi Çocuk Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Sema Aydoğdu da şunları söyledi:

"Asya Serra'nın 15 günlükken başlayan öyküsü 6 aylıkken bize gelinceye kadar Türkiye'nin çeşitli merkezlerinde devam etmiş. Temeldeki hastalığı dolayısıyla da çok riskli bulunmuş nakil açısından. Bebeğin sorunu Nieman Pick Tip C denilen genetik geçişli bir yağ depo hastalığı. Öncelikle karaciğeri etkiliyor, bazen de akciğeri etkiliyor. Bebeğimiz şimdi iyi. Bazı metabolik hastalıklar dolayısıyla bebeklerimizin hayatta kalma şanslarını ellerinden almayalım, onları hayatta tutma adına sonuna kadar uğraşmalıyız, diyorum. Makbule hanımın gönüllü olması ise gerçekten gözleri yaşartan bir süreç. Biz organ nakilli programlarında bu insanlığın saflığını, sevgiyi, saygıyı o kadar derinden yaşıyoruz ki bu kadar radikal işlerle uğraşan bizler bile gözyaşlarımızı bazen tutamıyoruz."

Editör: Haber Merkezi