Prof. Dr. Terzi, bir kuşaktan daha kısa süre öncesine kadar Türkiye’de küçük bakkal dükkanları ve pazar yerleri perakende gıda sektöründe ağır bastığını belirterek “Ancak kentleşme sanayileşmiş gıdaların miktarını arttıran süpermarketlerin payını yükseltti. Bu durum da ev yemeği yerine hazır paketlenmiş gıdalara talebi arttırdı. Bu tüketim modelinin süregitmesi durumunda, ülkemizde kısa süre sonra obezite toplumsal bir sorun olacaktır” dedi.

“ÇOCUKLARIMIZI KULLANIYORLAR”

Gıdaların yaygın biçimde sanayileştirilmesi, obezite ve kronik hastalık riskine önemli ölçüde etki ettiğini belirten Prof. Dr. Terzi, bu ürünlerin pazarlanmasında çocuklarımızın kullanıldığına da dikkat çekti. Büyük ölçekli, çoğunlukla çok uluslu şirketlerce geliştirilen, işlenen, paketlenen ve dağıtıma sunulan sanayileştirilmiş gıda, bunu satın almamızı sağlamaya yönelik olarak ustaca gerçekleştirilen pazarlama ve reklama dayandığını belirterek, çocuklarda şeker oranlarının çok yüksek olduğuna vurgu yaptı.

DOĞRU BESLENME MUTFAK KÜLTÜRÜMÜZDE

Sağlıklı taze meyve ve sebze yelpazesinin yanı sıra yoğurt, kuzu, balık, bulgur, ekmek, nohut, fasulye ve diğer bakliyatları içeren geleneksel Türk beslenme düzeninin çeşitli ve besleyici olduğunu söyleyen Prof. Terzi, “Küçük bağımsız perakendeciler ve pazarlar desteklenmeli, aşırı işlem görmüş gıdaların egemenliğine karşı zengin mutfak kültürümüzün korunması gerekiyor” diye konuştu.

Editör: Haber Merkezi